ATALARIMIZIN İŞLEDİĞİ GÜNAHLARINDAN BİZLER SORUMLU OLURMUYUZ?
ATALARIMIZIN İŞLEDİĞİ GÜNAHLARINDAN BİZLER SORUMLU OLURMUYUZ?
ATALARIMIZIN İŞLEDİĞİ HATA VE GÜNAHLARINDAN BİZLER SORUMLU OLURMUYUZ?
SOYUMUZUN GÜNAHLARININ BİZE VEYA BİR BAŞKASINA YÜKLENMESİ BÖLÜŞÜLMESI MÜMKÜN MÜ?:
(Kardeşlerim sürekli atalarımızın gunahlarini neden biz çekelim veya neden biz islemediğimiz günahın cezasını çekelin, neden iştirak etmediğimizden sorumlusu olalım? Diye bu konularda sayfalardan ve mailden benzer sorular alıyorum. Bu sorulara imkanlarim dahilinde cevap vermeye çalışıyor ve cevap veriyorum. Ama bana yapılan bir Müslümanın ağzına dahi almayacağı hakaretleri yapan isimsiz korkak ergen trollere küfür ve hakaretlerini iade dahi etmek istemiyor, hakaret edenlerin durumuna düşmek ve veballerini bölüşmek istemiyorum, Hakaret ettiklerinizin benim şahsi düşüncelerim olmadığını ve ayetler oldugunu akilda tuttun. Ayrica yanlış varsa tatbiki eleştirin ve varsa sizde benim gibi ayetlerle delil ile doğrularınızi savunun(!?) . Küfür ve hakaret edenleri sadece Rabbime havale ediyorum! Saygılarımla).
SORU:
Isra SÜRESİ 64 ayette geçen
"Mallarına çocuklarına ortak ol "
Kısmını nasıl anlamalıyız peki Hocam?
CEVAP:
Kur'ân-ı Kerim'e göre, Ademoğlu’nun atalarımızın veya soyumuz ve zurriyetimizin günahlarından sorumlu olmadığımız, sadece kendi amelelerimizden, sadece kendi yaptıklarımızdan mahşerde hesap vereceğimiz ve sadece kendi amellerimizden cezalandırılacağımız, hepimizin amel defterlerinin ayrı olduğu, sevap ve günahlara iştirak edilmediği sürece, başkasının hatta atamız veya zürriyetimiz dahi olsa günahlarına ortak olmayacağımız bizlere Kur’an da Rabbimiz tarafından bildirilmiştir. İslâm'a göre, Her doğan çocuk günahsız olarak doğmakta ve büluğ çağına, akîl baliğ olana kadar günahlardan muaf tutulmaktadır.
İslâm'a göre, Hıristiyanların inandıkları gibi Hz, Âdem'den veya atalarından insanlara miras kalan aslî bir günah mevcut değildir. Çünkü Allah, Âdem'in işlediği günahı onun tövbesi üzerine affetmiştir. İslâm'da işlenen günahtan kurtulma yolu, o işlenen günahtan dolayı pişman olup, Allah'a tövbe istigfar etmektir. İnsan tövbe istigfar, diyet ve kefaretleri ifa ile yapmış olduğu günahlar ve kusurlardan kurtulur ve o günahlariı ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur…
Dinimiz Islâm'a göre günah işlemekten doğan cezalar şahsî olup, kişi sadece kendi işlediği amellerinden, kendi sevap ve günahlarından sorumludur. Sevapları ve günahları bölüşmek ve paylaşmak Kur'ân-ı Kerim'e göre mümkün değildir. Atalarımızın günahını bizim veya bir başkasınında çekeceği yada bölüşeceğine dair Kur'ân-ı Kerim'de hiçbir bir delil yani bir tane bile ayet yoktur!?
Sadece kendi ellerimizle islediğimiz suçlar ve günahlar yüzünden, her türlü kebair günah islediğimizde şeytan bizim yoldaşımız ve her şeyimizin en buyuk ortağı olur. Şayet şahsen kebair günahlar işlememişsek şeytanın bize ortak veya musallat olması ve bizim atalarimizin günahlarından sorumlu olmayacagimiz Kur’an ayetleri ile sabittir. Mallarımızın, amellerimizin hatta düşüncelerimizin bile en büyük belirleyici ortağı olur. Sadece mallarımızın ve çocuklarımızın değil, islemediğimiz amellerimizin, düşüncelerimizin, hayallerimizin bile ortağı hatta bizden çok çok fazla pay sahibi olan büyük ortağımız hatta patron ortagimiz olur.
Her insanda bulunan Lemme-i şeytanî'yi ve nefsleri vesveseleri ile surekli hepimizi tahrik etmekte ve bütün zurriyetimizi ve değerlerimizi, malimizi, mülkümüzü, neslimizi yoldan çıkarmaya azdırmaya ve cehenneme götürmeye çalışmaktadır. Biz seytana uymadigimiz ve günahlara iştirak etmediğimiz sürece, seytanin vesveselerine kulak asmadığımız ve büyük günahlara düşmediğimiz veya iştirak etmediğimiz sürece baskalarinin yerine atalarimizdahi olsa baskasinin yerine cezalandirilmamis Kur’ana göre mümkün değildir.
Fakat, Şeytan Lemme-i şeytanî ve nefsi kullanarak vesveseleri ile düşüncelerimizi, davranışlarımızı etkileyerek ve büyük günahlar işlememizi sağlayabilirse, karalarimizda ve amellerimizde bizden daha fazla söz sahibi ve belirleyici ortağımız olur. Tüm sevap ve bereketlerimizi azaltır ve tüketir. Ama günaha şahsen iştirak olmadigi surece cezai sorumluluk olmaz. Ne amelleri nede sevap ve günahları bölüşmek, kırışmak mümkün değildir ve herkesin amel defteri farklı ve sadece şahsına münhasırdir!
Bir babanın diyelimki 3 tane evladi vardir, iki tanesi büyük günahlar islemiştir veya iki tanesi atasiinin gunahlarina iştirak etmiştir veya aynı benzeri günahları islemiş ama diğer bir tanesi gunahi islememistir. O gunahi islemeyen, amele iştirak etmeyen o günahtan sorumlu olamaz.
Kur'an bize sadece kendi yaptıklarının cezasını çekiyorlar diye bir çok ayette belirtmektedir. Bir çok ayette sadece kendi yaptıklarımızdan, kendi amellerimizden yargılanacağımız ve cezalandirilacagimiz ve kimsenin yükünü bir baskamizin cekmeyecegi, herkesin kendi amelinden sorumlu olduğu Rabb’imizce belirtilir. Bkz;
Herkesin amel defteri farklıdır. Herkesin cezasında sevabımda tüm amelleri kendi amel defterine yazılır ve kendi amel defteriyle ödüllendirilir veya cezalandırılır. :
…” Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar.”. (Sebe' Suresi - 33 . Ayet)
"Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder". (Şûrâ Suresi 30. Ayet)
”Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır”. (Fâtır Suresi 18. Ayet)
-Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.
- İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder.
- Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir.
- Sonra kendisine karşılığı tastamam verilecektir. (NecmSuresi - 38-39-40-41 . Ayetler)
”İman eden, soylarından gelenlerin de aynı iman ile kendilerini izledikleri kimselerin yanlarına bu zürriyetlerini katacağız; bununla birlikte kendi amellerinden de bir şey eksiltmeyeceğiz. Herkes kendi
yapıp ettiğinin hesabından kendisi sorumlu olacaktır”. (Tûr Suresi 21. Ayet)
”Herkes ne yaptıysa, karşılığı tastamam verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir”. (Zümer Suresi 70. Ayet)
”Biz her insanın sevabını ve günahını boynuna doladık; öyle ki, kıyâmet günü önüne, her şeyi açık açık kaydedilmiş bulacağı bir defter çıkaracağız”. (İsrâ 13. Ayet)
”Kıyâmet günü biz adâlet terâzilerini kuracağız da hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacak. Yapılan iş hardal tanesi kadar bile olsa, biz onu getirip mizana koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz”! (Enbiyâ 47. Ayet)
”Yeryüzü Rabbinin nûruyla aydınlanır. Kitap ortaya konur. Peygamberler ve şâhitler getirilir. İnsanların arasında hak ve adâletle hüküm verilir. Kimseye zerre kadar haksızlık yapılmaz”. (Zümer 69. Ayet)
”O gün bütün ümmetleri zillet içinde diz çökmüş olarak görürsün. Her ümmet kendi hesap defterinin başına çağrılır. O gün, ancak yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz. (Câsiye 28. Ayet)
”Biz ise onların yaptığı her şeyi bir bir sayıp kayıt altına alıyorduk”. (Nebe' 29. Ayet)
”Amel defterleri açıldığı zaman”, (Tekvir 10. Ayet)
”Gerçek şu ki, doğru yoldan sapmış kâfirlerin defteri Siccîn’dedir”.
”O, kâfirlerin amellerinin yazıldığı, rakamlanıp mühürlendiği bir defterdir”. (Mutaffifin 7-9. Ayet)
”(İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak”, (Nebe' Suresi, 26. ayet)
”Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır. (Fâtır Suresi 18. Ayet)
… ”Herkesin kazandığı kendisinedir, kimse başkasının yükünü taşımaz; sonunda dönüşünüz Rabbinizedir, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirecektir.' (EN'ÂM suresi 164. ayet)
…”Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üstlenmez... (İsrâ Suresi 15. Ayet)
(metafizikyasamkocu@gmail.com)