Tam Versiyon: Londra Sefiri Mehmed Emin Paşa’nın Felemenk (Hollanda) izlenimleri (25 Eylül 1848)
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Londra Sefiri Mehmed Emin Paşa’nın Felemenk (Hollanda) zlenimleri...


The Netherlands Impressions of Mehmed Emin Pasha the Sultans Ambassador to London



Özet


Mehmed Emin Pasa, 25 Eylül 1848 yılında atandıı Londra elçiliinde yaklasık iki yıl görev yaptı.
19. yüzyılda Londra politik açıdan Avrupa’nın merkezi hükmünde idi. Pasa, çok kritik olayların cereyan ettii
bir dönemde Londra’da göreve balamıtı. Özellikle 1848 Avrupa htilalleriyle ilgili olarak Paa’nın Babaıali’ye
sunduu raporlar önemlidir. Mehmed Emin Pasa Londra’da bulundugu bir sırada tahta yeni çıkan Felemenk
Kralı’na Sultan Abdülmecid’in tebrik mektubunu götürmekle görevlendirildi. Bu görevlendirmeden sonra
Londra’dan ayrılan Paa, bir aylık bir yolculuktan sonra Felemenk’e geldi ve Kral tarafından kabul edildi. 
Pasa 20 gün kaldıı Felemenk ülkesi ile ilgili gözlemlerini küçük bir risale haline getirip stanbul’a göndermitir. Bu
risalede Mehmed Emin Paa, adeta sular içinde kalan bir ülkenin tarım, ziraat ve gemicilikte kazandıkları
basarılardan söz eder. Paa ülkede deniz ve nehirlerin tatıklarını ve halkın su baskınlarından kendilerini
korumak için kanallar ina ettiini ifade eder. 

Abstract
Mehmed Emin Pasha functioned as the London ambassador for about two years from 25 July 1848
on. During the 19.th century, London enjoyed a central role in European politics. The Pasha commenced work in
a period of very critical developments in Europe. His reports to the Porte included these related to the
revolutions of the year 1848 which are of particular significance. Mehmed Emin Pasha had been entrusted with
the duty to convey the gratulation letter of the Sultan Abdulmecid to the King of the Netherlands who had
ascended to the throne. The Pasha left London for this duty and arrived in the Netherlands after a month and was
admitted by the King. The Pasha wrote a pamphlet covering his observations about the Netherlands where he
stayed for 20 days. In this writing, the Pasha pointed to the achievements in agriculture and seafaring of a
country that was virtually submersed in water. The Pasha told how the sea and the rivers flooded the land and
the population built channels to protect themselves from the floods. Mehmed Emin Pasha gives brief but
significant information on the Netherlands where he stayed only a short time.
Key Words: Mehmed Emin Paa, Felemenk, Londra, Lahey

1- Osmanlı Felemenk likilerine Kısa Bir Bakış

Felemenk Cumhuriyeti ile Osmanlı Devleti arasındaki siyasî ilikiler XVII. yüzyıl balarında
kurulmakla birlikte ticarî ilikiler çok eskiden beri devam etmekteydi. Kanunî Sultan Süleyman
zamanında ispanya, Portekiz ve dier Avrupa ülkeleri gibi Felemenk tüccarlarına da Osmanlı
memleketlerinde alısveri yaptıkları yerlerde konsolosluk açma izni verilmiti. Fakat bu ülkelerin
ticaretleri geni çaplı olmadıından konsoloslarının masraflarını çıkarmaları imkânsızdı. Bu sebeple
Osmanlı Devleti'nin dostu olan bir devletin bayraı altında ticaret yapmalarına müsaade edilmiti. 1536
ahitnamesiyle Fransa'ya tanınan imtiyaz dier bazı Avrupa ülkeleriyle birlikte Felemenk tüccarlarına da
tanınındı. Böylece Felemenk tüccarları, Fransız bayraı altında Osmanlı karasularında ticaret yapmaya
balamılardı. Bir süre sonra ngiliz elçisi Divan-ı Hümayuna müracaat ederek Felemenkli tüccarların
himaye hakkının kendisine verilmesini istedi. Balangıçta bu talebe olumlu cevap verilmediyse de ngiliz
diplomatların uzun diplomatik mücadeleleri sonucunda 1603 yılında Felemenk gemilerinin ngiliz
bayraı altında ticaret yapmalarına izin verildi.

Osmanlı Devleti ile Felemenk arasında siyasi ilikiler ise ancak XVII. Yüzyıl balarında
kurulabilmiti. Nitekim Felemenk Hükümeti, Cornelis Haga bakanlıında bir heyeti istanbul'a göndermeyi kararlatırdı. 7 Eylül 1611'de yola çıkan Haga, bazı Avrupa ülkelerini dolatıktan sonra 17 Mart 1612'de stanbul'a geldi. Haga ve beraberindeki heyet stanbul’da iyi bir ekilde karılandı.

Kaptanıderya Halil Paşa ve bazı devlet adamlarının yardımı sayesinde Haga 1 Mayıs 1612'de I. Ahmed tarafından
kabul edildi. Böylece Osmanlıların düsmanı olan ispanya'ya karı baımsızlık mücadelesi veren
Felemenk Birleik Cumhuriyeti Osmanlı Devleti tarafından resmen tanınmıs oldu.

Venedik, Fransa ve ingiltere elçilerinin bütün engellemelerine ramen I. Ahmed’den bir
ahitname almayı baardı (6 Temmuz 1612). Fransa ve ngiltere'ye verilenlerle aynı olan bu ahitnameyle
Felemenk Birleik Cumhuriyeti'ne stanbul'da elçilik ve Osmanlı ülkesi dahilindeki iskelelerde
konsolosluk açma hakkı verilmi, bazı adlî ve ticarî imtiyazlar tanınmıtı. Felemenkliler, ilk
ahitnamelerini aldıktan sonra Osmanlı ülkesinde kendi ticarî organizasyonlarını oluturmak için yogun
bir çaba içine girdiler. Yaklasık yirmi sekiz yıl istanbul'da kalan Haga, Osmanlı-Felemenk likilerinin
kuvvetlendirilmesinde ve Hollanda'nın dogu ticaretinin gelimesinde büyük rol oynadı.

Daha sonraki dönemlerde Osmanlı Padiahı IV. Mehmed 1680 yılında Felemenk’e bir ahitname
verdi. Muhteva itibariyle 1612 ahitnamesinin ayni olan bu ahitname, kapitülasyon rejiminin sona erdii
1923 Lozan Anlaması’na kadar Akdeniz’deki Felemenk varlıını ekillendirdi.

Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti ile Felemenk arasındaki ilikiler dostane bir ekislde devam
etti. 19. Yüzyılda Osmanlı Devleti de Felemenk’te elçi bulundurmaya baladı. Bu ülkeye tayin edilen
büyükelçiler Babıâli'de yüksek mevki sahibi Rum asıllı Osmanlılardan seçiliyordu. Nitekim ilk büyükelçi
Petro Marcella adında bir esnaftı.

XIX. yüzyılın ortalarında Osmanlı Devleti’nin Felemenk Devleti’nin bakenti Lahey’de elçisi
bulunmuyordu. 1850 tahta yeni çıkan Felemenk Kralı’nı tebrik ve Sultan Abdülmecid’in name-i
hümayunu takdim etmek üzere Londra Sefiri Mehmed Emin Pasa görevlendirildi...


Mehmed Emin Paşa’nın Felemenk’e Görevlendirilmesi...

Osmanlı Devleti, Avrupa ülkelerine farklı nedenlerle elçiler göndermitir. Bu nedenler arasında
Osmanlı hükümdarlarının yazdıkları mektuplarla yabancı devlet adamlarına cüluslarını bildirmesi Imparatorların taç giyme törenlerinde Osmanlı elçisinin de hazır bulunması, bir devletle yapılan antlasmanın tasdikli metninin tevdi edilmesi, yapılan bir anlamadan sonra dostluk ilikilerinin yeniden kurulması, yabancı devletlere yapılan nezaket ziyareti, yabancı devletlerle olan ihtilaflı sınır sorunlarının çözülüp uzlama imkanının aranması vardı. Yine, bir devletle yapılan savaın barıla neticelenmesini teklif etmek ve müzakereye girimek, bir kralın gönderdii mektuba yazılan cevap mektubunun ve hediyelerin gönderilmesi veya sadrazamın mektubunun o devletin babakanına gönderilmesi, stanbul’da hakaret görmü bir elçinin gönlünü alıp özür dilemek, bir devletin yolladıı bir elçiye karılık olarak elçi göndermek, devlet alacaını istemek ve ödeme artlarını görümek, iki devlet arasındaki ilikileri kuvvetlendirmek, yabancı devletin talebi üzerine elçi göndermek, Batı’nın ilim ve fende gelimilik
derecesini aratırmak da elçi gönderme nedenleri arasındaydı.

Mehmed Emin Paşa, Hazine-i Hümayun Kethüdası Kıbrıslı Mehmed Emin Efendi’nin kardeşi

Hüseyin Efendi’nin olu olup, 1813’te Kıbrıs’ta domutur. Çocukluunu Kıbrıs’ta geçirdikten sonra
stanbul’a gelip, Enderun’a girdi. 1828’de Hassa kinci Taburu’na yüzbaı oldu. Namık Paa ile birlikte
1833’te Londra’ya gitti. Buradan Paris’e geçerek bir müddet lisan örenimi gördü. stanbul’a
döndüünde Kolaası oldu. stanbul’da bir süre bu görevi yürüten Mehmed Emin Paa, Osmanlı
talebelerine nezaret etmek ve yarım kalan tahsilini tamamlamak üzere tekrar Paris’e gönderildi. Sultan
Abdülmecid’in cülusunda stanbul’a geldi ve 1840’da Dâr-ı urâ’ya üye oldu. Daha sonra, Akka
Muhâfızlıı (1844), Kudüs Mutasarrıflıı (1845), Tırnova Kaymakamlıı (1846) ve Belgrad Muhafızlıı
(1846) görevlerinde bulundu. Tırhala Mutasarrıflıına tayin edilip oraya gitmek üzere iken, 25 Eylül
1848’da Londra elçiliine atandı.

Mehmed Emin Paşa’dan önce bu göreve Kamil Paa tayin edilmiti. Ancak, Kamil PaHer ne kadar Felemenk sıkıntılı bir corafyada bulunsa da arazisi oldukça bereketli ve zengin olup çok güzel köylere sahiptir. Bu köylerde çok sayıda hayvan beslenmektedir. Halk, sanat ve sanayinin gelimesi için büyük gayret göstermektedir. Ticaret ürünleri tütün, kırmızı boya, ya ve peynirden
olumaktadır. Bahçeleri dier ülkelerin bahçelerinden çok daha güzel aaçlarla süslenmitir. Gül, sümbül,
lalenin yanı sıra hayvancılık da halkın geçim kaynakları arasında önemli yer tutmaktadır. Halkın asıl
zenginlii gemicilik ve balıkçılıktan kaynaklanmaktadır. Ülkede bir çok nehir bulunuyorsa da bunların
önemlileri Ren, Mass ve Asco nehirleridir.

Mehmed Emin Paşa, Ren, Mass ve Asco nehirler kolları ve döküldükleri deniz hakkında bilgi
verdikten sonra Felemenk’te bulunan göllere deinir. Onun verdii bilgiye göre Felemenk Devleti’nin en
dikkat çekici gölü Zuider Zee nehrinin yakınında ve bu tarihten yaklaık üç asır evvel denizin taması
sonucu ansızın oluan Harlem Gölü’dür. Gölün hacmi yirmi yedi bin dönüm arazi kadar olup temizlenip
içine köylerin inası ve ziraata uygun bir hale getirilmesi için yirmi dört milyon Frank tahsis olunmutur.
Devasa makinelerin çalıması sonucunda üç yıldan beri ancak suyun yarısı tahliye edilebilmitir. Ayrıca,
suyu boaltmak için kanallar ina edilmitir. Bütün bu çalımalara ramen üç senelik Harlem Gölü’nün
tamamen boaltılması için üç yıllık bir çalımaya daha gereksinim duyulmaktadır.

Paşa, Harlem Gölü hakkında bilgi verdikten sonra Felemenk ülkesinin sayısız su kanallara sahip
bir ülke olduunu ifade eder. Eer ihmal gösterilip de bir sene suların önü alınmasa bütün ülkenin harap
olacaını söyler. Bu yüzden küçük kanalların baına birer yel deirmeni konmu ve suların taması
halinde bu deirmenler vasıtasıyla sular büyük kanallara ve bu kanallara vasıtasıyla da denize
aktarılacaktı. Ülkenin neresi kazılsa su çıkacaından veyahut kömüre benzer bir toprak bulunacaından,
ziraat ve tarım ürünlerinin yetitirilmesi için çok büyük gayretler gösterilmitir. Kömür eklinde olan
topraın yakılması halinde pek güzel bir ate vermesinden dolayı halk için önemli bir kazanç
kaynadııdır.

Felemenk’in deniz ve nehirlerinin bir kere tamasından bütün ülkenin zarar görecei açıktır.
Paa, halkın ve devletin kendilerini korumak için gösterdikleri gayretleri takdir eder. Felemenk’te
yaayan üç milyon halka ilaveten bu ülkenin Hindistan’daki sömürgelerde yedi milyon halkı da vardır.
Bu yüzden Felemenk ile Hindistan arasındaki bu iliki halkı gemicilie mecbur etmitir. Devletin
kanunları hiçbir tüccara korvet ve firkateynden küçük sefine yapmasına izni vermez. Dolayısıyla bütün
tüccar gemileri savaabilecek durumda olduundan devletin iki üç bin kadar sava gemisi olduu hesap
edilmektedir. Devletin deniz kuvvetlerine göre kara kuvvetleri oldukça zayıftır. Hatta Hindistan’da
bulunan yedi milyon sömürge halkı zabt u rabt altına almak için ancak on üç bin asker gönderilmitir.

Mehmed Emin Paa, Felemenk devletinin tersanelerini çok beenir. Sefine ina ettikleri
havuzların üzerlerini örttüklerini kerestenin güne ve yamurdan muhafazasına özel dikkat gösterildiini
ifade eder.


Bu sırada Londra, politik açıdan...


Avrupa devletlerinin adeta merkezi konumundaydı. Bu nedenle Londra elçiliine tayin edilecek zatın
Avrupa’nın ahvaline ve yabancı dile tam bir hakimiyeti gerekiyordu. Bu yüzden Kamil Paa’nın bu istei
kabul edilerek, yerine Avrupa’da örenim görmü, Avrupa usul ve ahvalini iyi bilmesinin yanı sıra
yabancı dile hakim olan... Mehmed Emin Pasa atandı.

 Diger taraftan, bir süreden beri Londra elçilii, “ortaelçilikle” idare olunuyordu. Ancak bu
sıralarda ngiltere, Lord Stradford Canning’i büyükelçi sıfatıyla stanbul’a göndermiti. Dolayısıyla,
Osmanlı Devleti’nin Londra’ya gönderecei elçinin de aynı sıfatta olması gerekiyordu. Bu nedenle,
Mehmed Emin Pasa’nın uhdesine vezaret rütbesi tevcih edilerek, “büyükelçi” unvanıyla Londra’ya
gönderilmesi tasvib olundu. Ayrıca yol harçlıı olarak, 150.000 kurus verildi.

Mehmed Emin Pasa göreve getirildikten yaklaık üç ay sonra 20 Aralık 1848’de Londra’ya
ulatı. Onun Londra elçilii döneminde, Avrupa’da Osmanlı Devleti’ni de yakından etkileyen çok önemli
olaylar meydana geldi. Kukusuz bu olayların en önemlilerinden birisi, 1848 Avrupa htilalleriydi.
Mehmed Emin Pasa, htilallerin ngiltere’ye yansımalarını düzenli olarak Bâbıâli’ye rapor etmiti. Yine
o, bu ihtilallerin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve Osmanlı diplomasi literatürüne “Mülteciler Meselesi”
olarak geçen hadisede Londra’da Osmanlı Devleti adına baarılı bir sınav vermiti.

Mehmed Emin Pasa’nın Felemenk zlenimleri...

Mehmed Emin Pasa, Londra elçilisi bulunduu sırada, bir ara Bâbıâli tarafından yeni tahta çıkan
Felemenk Kralı’nı tebrik etmek için görevlendirildi.
Londra’da görev yapan elçilere Felemenk elçiliinin geleneksel olarak verilip verilmedii tespit edilebilmi deildir. 

Elçisi Kostaki Musurus Paa’ya bu elçilik görevine ilaveten Belçika ve Felemenk elçiliklerinin de resmi
olarak verildii ariv belgelerinden anlaılmaktadır. Nitekim 21 Temmuz 1859’da Londra elçisi
Musurus’a, Belçika ve Felemenk elçiliklerinin de verilmesi kararlatırılmıtı. Böyle bir kararın nedeni,
buralarda müstakil elçi bulundurmanın masraflı olmasıydı. Buna göre Musurus, her yıl Aralık ayında
Brüksel ve Lahey’e gidecek, gerekli diplomatik ilikilerde bulunacak fakat bunun için ayrıca bir maa
almayacaktı
Musurus kendisine bu görevin verilmesinden sonra 20 Eylül’de Lahey’e gitti; burada resmi bir törenle çok “aalı” bir ekilde karılandı. Felemenk Kralı’na, Osmanlı Padiahı’nın iki tane mektubunu sundu; Kral ile karılıklı görütü. Kral, Musurus’la görümesinde yeni tahta çıkan Sultan Abdülaziz’in cülusunu tebrik ettiini söyledi ve selamlarını iletmesini istedi. Lahey’de bir süre kaldıktan sonra Brüksel’e doru yola çıkan Musurus, burada kendi onuruna verilen suareye katıldı

Mehmed Emin Paa, verilen bu görev üzerine 16 Mayıs 1850 tarihinde Londra’dan ayrılarak bir
ay süren bir yolculuktan sonra Felemenk Devleti’nin hükümet merkezi Lahey’e geldi. Felemenk Dıileri
Bakanı ile bir görüme yaparak, Kral ile görüme için randevu talebinde bulundu. Mehmed Emin Paa,
24 Haziran’da Kral tarafından kabul edildi. Kabulde, Krala tahta çıkıını tebrik amacıyla yazılan Sultan
Abdülmecid’in “nâme-i hümâyûnu”nu takdim etti Elçi, Felemenk Kralı ile bir defa daha görütü. Bu
görümede de Avrupa ahvali üzerine genel sohbetler yapıldı. Ayrıca, Mehmed Emin Paa, Kraliçe ile de
görümek istiyordu. Ancak, Kraliçe, olunun çok aır hasta olduunu, onunla ilgilenmesi gerektiini ve
bu sebeple görümek için vaktinin olmadıını söyledi. Gerçekten de birkaç gün sonra Prens öldü. Bu
ölüm, Kral ve Kraliçe’yi derinden sarstı. Mehmed Emin Paa, Kral ile veda görümesini yapamadan
Lahey’den ayrıldı.

Elçilerin veya maiyetlerinin yolculuklarına, gözlemlerine ve faaliyetlerine dair bilgileri, bata
sultan olmak üzere sadrazam ve reisülküttaba bildirmek amacıyla yazdıkları namelere, risalelere,
takrirlere, seyahatnamelere ve havadis namelere genelde sefaretname adı verilmektedir.

Mehmed Emin Pasa’nın Felemenk ülkesi hakkında tuttuu notları risale ya da küçük bir sefaretname olarak
deerlendirebiliriz. Mehmed Emin Pasa, Felemenk’te yaptıı temasları ve bu devlet hakkındaki izlenimlerini küçük
bir risale halinde Bâbıâli’ye iletti. Bu risale 11 sahifeden olumaktadır. Risalenin ilk be sahifesi,
Paa’nın Londra’dan Lahey’e gidii, Kral ve öteki devlet erkânıyla yaptıı görümelerini içermektedir
Bundan sonraki dört sahifede ise Paa, Felemenk izlenimlerini anlatmaktadır. Sayfa numaraları bizatihi
elçi tarafından konmutur.

Mehmed Emin Paa’nın yaklaık 20 gün kaldıı Felemenk izlenimleri söyleydi:

Paa önce Felemenk Devleti’nin komularını sayar. Buna göre Hollanda’nın kuzeyinde
Almanya, güneyinde ise Belçika bulunmaktadır. Felemenk, on bir eyaletten oluan, seksen saat
uzunluunda, kırk saat geniliinde bir ülkedir. Ülke oldukça rutubetli olup yaklaık üç milyon nüfusa
sahiptir. Deniz ve nehirlerin sürekli taması sonucu ülke bir çok kez sular altında kalmıtır. Halk, ülkeye
zarar veren nehir ve deniz tamalarından korunmak için bir çok bentler ina etmi ve deniz sahiline
hendekler kazmılardır.

Her ne kadar Felemenk sıkıntılı bir corafyada bulunsa da arazisi oldukça bereketli ve zengin olup çok güzel köylere sahiptir. Bu köylerde çok sayıda hayvan beslenmektedir. Halk, sanat ve sanayinin gelimesi için büyük gayret göstermektedir. Ticaret ürünleri tütün, kırmızı boya, ya ve peynirden olumaktadır. Bahçeleri dier ülkelerin bahçelerinden çok daha güzel aaçlarla süslenmitir. Gül, sümbül, lalenin yanı sıra hayvancılık da halkın geçim kaynakları arasında önemli yer tutmaktadır. Halkın asıl zenginlii gemicilik ve balıkçılıktan kaynaklanmaktadır. Ülkede bir çok nehir bulunuyorsa da bunların önemlileri Ren, Mass ve Asco nehirleridir.

Mehmed Emin Paa, Ren, Mass ve Asco nehirler kolları ve döküldükleri deniz hakkında bilgi verdikten sonra Felemenk’te bulunan göllere deinir. Onun verdii bilgiye göre Felemenk Devleti’nin en dikkat çekici gölü Zuider Zee nehrinin yakınında ve bu tarihten yaklaık üç asır evvel denizin taması sonucu ansızın oluan Harlem Gölü’dür. Gölün hacmi yirmi yedi bin dönüm arazi kadar olup temizlenip içine köylerin inası ve ziraata uygun bir hale getirilmesi için yirmi dört milyon Frank tahsis olunmutur. Devasa makinelerin çalıması sonucunda üç yıldan beri ancak suyun yarısı tahliye edilebilmitir. Ayrıca,
suyu boaltmak için kanallar ina edilmitir. Bütün bu çalımalara ramen üç senelik Harlem Gölü’nün tamamen boaltılması için üç yıllık bir çalımaya daha gereksinim duyulmaktadır.

Pasa, Harlem Gölü hakkında bilgi verdikten sonra Felemenk ülkesinin sayısız su kanallara sahip
bir ülke olduunu ifade eder. Eer ihmal gösterilip de bir sene suların önü alınmasa bütün ülkenin harap
olacaını söyler. Bu yüzden küçük kanalların baına birer yel deirmeni konmu ve suların taması
halinde bu deirmenler vasıtasıyla sular büyük kanallara ve bu kanallara vasıtasıyla da denize
aktarılacaktı. Ülkenin neresi kazılsa su çıkacaından veyahut kömüre benzer bir toprak bulunacaından,
ziraat ve tarım ürünlerinin yetitirilmesi için çok büyük gayretler gösterilmitir. Kömür eklinde olan
topraın yakılması halinde pek güzel bir ate vermesinden dolayı halk için önemli bir kazanç
kaynadııdır.

Felemenk’in deniz ve nehirlerinin bir kere tamasından bütün ülkenin zarar görecei açıktır.
Paa, halkın ve devletin kendilerini korumak için gösterdikleri gayretleri takdir eder. Felemenk’te
yaayan üç milyon halka ilaveten bu ülkenin Hindistan’daki sömürgelerde yedi milyon halkı da vardır.
Bu yüzden Felemenk ile Hindistan arasındaki bu iliki halkı gemicilie mecbur etmitir. Devletin
kanunları hiçbir tüccara korvet ve firkateynden küçük sefine yapmasına izni vermez. Dolayısıyla bütün
tüccar gemileri savaabilecek durumda olduundan devletin iki üç bin kadar sava gemisi olduu hesap
edilmektedir. Devletin deniz kuvvetlerine göre kara kuvvetleri oldukça zayıftır. Hatta Hindistan’da
bulunan yedi milyon sömürge halkı zabt u rabt altına almak için ancak on üç bin asker gönderilmitir

Mehmed Emin Pasa, Felemenk devletinin tersanelerini çok beenir. Sefine insa ettikleri
havuzların üzerlerini örttüklerini kerestenin güne ve yamurdan muhafazasına özel dikkat gösterildiini
ifade eder.

Sonuç
Berlin ve Viyana’da önemli sefaret görevinde bulunan Ahmed Resmi Efendi, “her fırsat ve
imkanda bir eyler örenmek, her elçinin en faydalı vazifesidir” demitir. Osmanlı elçileri için siyasi
görevle gittikleri Avrupa devletleri, dünyadaki gelimelerden haberdar oldukları birer okul olarak kabul
edilmitir. Sultan Abdülmecid’in nâme-i hümâyununu tahta yeni çıkan Felemenk Kralına götürmekle
görevlendirilen Mehmed Emin Paa’nın bu ülkeden etkilendii anlaılmaktadır. Paa, sadece padiahın
mektubunu Felemenk Kralına takdim etmekle yetinmemi, bu ülkenin durumunu kısa da olsa tahlil etme
duyarlılıı ile hareket etmitir. Elçinin kullandıı üsluptan Felemenk halkının çalıkanlıına hayranlık
duyduu anlaılmaktadır. Londra Elçisi üzerinde bir iz bırakan dier husus ise, sürekli taan nehir ve
deniz sularından korunmak için halkın bentler ve kanallar ina etmesidir. Paa’nın risalesini farklı kılan
hususlardan biri de görev yaptıı ülke hakkında deil, özel bir görevle kısa bir süreliine gittii Felemenk
hakkında gözlemde bulunup Babıali ile paylamasıdır. Elçi, Felemenk’te 20 gün kalabilmiti. Bu sürenin
bir kısmını da resmi temaslarla geçirdii düünülürse, arta kalan süre içinde kısa da olsa bir risale kaleme
alması onun özel bir gayret gösterdiini akla gelmektedir.

Mehmed Emin Paa’nın Felemenk Risalesi;

“...Felemenk Devleti’nin arâzîsi imâlen bahr-i muhît-i imâlîye ve Almanya ve cenûben Belçika
ile mahdûd seksen sâ’at tûlünda ve kırk sâ’at ‘arzında ve onbir eyâlete münkasem gâyet rutûbetlü ve su
içinde bir hükûmet olub üçmilyona karîb ahâlîsi vardır ve vaktiyle memâlik-i mezkûreyi çok kere deniz ve
enhâr basub harâb etmi olduundan ahâlisi bu beliyye-i azîmeden kendülerini muhâfaza içün birçok
bendler inâsına ve bütün sevâhile hendekler vaz’ına mecbûr olmulardır ve her ne kadar Felemenk
böyle bir mevki’-i mükilde bulunuyor ise de etrâfı ve arâzisi gâyet ma’mûr ve abâdân olub pek çok güzel
köylerle muhât olmudur ve bu köylerde hayvânât ve mevâî ziyâdesiyle alâ beslendiinden ve ahâlîsinin
sanâyi’ ve hırfete dahî sa’y-ı küllîleri olduundan ticâretleri buday ve tütün ve kırmızı boya ve revgan
ve peynir ve yünden ve baçeleri memâlik-i sâire bahçelerinden ziyâde latîf aaçlarla müzeyyen ve
ma’mûr olmasıyla gül ve sünbül ve lâleden ve husûsuyla koyun ve inek ve esb misillü sâir hayvânâtdan
‘ibâret ise de ahâlînin asıl servet ve sa’âdetleri gemicilik ve balık sayyâdlıından hâsıl olmu ve
olmaktadır ve her bir tarafda cereyân eylemekde olan enhâr-ı kesîre ve müte’addiden en balucaları Ren
ve Mass ve Asco Nehirleri olarak bunlardan Ren Nehri’nin her tarafa atmı olduu kollarının en
büyükleri olan Vephal ve Lak Nehirleri sol tarafdan Maas Nehri’ne, Vessel Nehri sa tarafdan Zuider
Zee Nehri’ne ve Eski Ren ta’bîr olunan dieri dorudan doruya bahr-ı muhît-i imâliye münsab olur ve
Maas Nehri mezkûr eski Ren Nehri’nin azıcık cânib-i cenûbîsinden murûr ile bahr-i muhît-i imâliye
gider ve Vasco nehri dahî Felemenk’in derûnuna girer girmez Asco-yı arkî ve Asco-yı imâî nâmıyla iki
kol olarak Nederland adlarıyla yekdierinden ayrulur ve Felemenk’in balu ve âyân-ı ta’accüb
göllerinden en mühimi Zuider Zee nehrinin kurbinde bulunan ve bundan üç asır evvel deryânın cû u
hurûundan füceten hâsıl olmu olan Harlem Gölü olub ibu gölün yigirmiyedibin dönüm arâzî kadar
vus’atı olduundan temizlenüb derûnuna köyler binâsıyla bir zirâ’atgâh olması içün yigirmidörtmilyon
Frank tahsîs olunarak dörd ‘aded ‘azîm ve misli nâdir mainlar vâsıtasıyla üç seneden berü suyunu
boaltmaa pek çok sarf-ı sa’y ü gayret olunmakda bulunmu ve imdiye kadar daha suyun yarısı kadarı
izâle olunarak hemân derûnunda kanallar inâsına dahî bed’ olunmu olmala üç seneye kadar tekmîl
olunacaı memûldur.
El-hâsıl Felemenk memâliki kâffeten su içinde ve lâ-büdd ve lâ-yuhsâ büyük-küçük kanallarla
memlû bir memleket olub ya’nî küçük ve büyük kanalsız bir tarla veyâhûd bir zirâ’atgâh bulunmak
ihtimâli olmadıına ve bir sene ihmâl ve tekâsül olunub da suların önü alınmadıı hâlde bütün
memleketin harâb olacaı âikâr idiüne mebnî bi’l-cümle küçük kanalların balarına birer yel
deirmânı vaz’ olunmu ve eerçi sular taacak olur ise mezkûr degirmanlar vâsıtasıyla suların büyük
kanallara atılarak ve bu kanallar dahî deryâya gönderilerek bir çâresi bulunmudur ve her ne taraf
kazılacak olsa bir su hâsıl olacaından veyâhûd kömür gibi bir nev’ toprak bulunacaından eerçi
zirâ’at ve hırâsete cümleden ziyâde gayret olunmamı olsa hiçbir ey yetidirilmek mümkün olamayacai
bedîhîdir. Fakat kömür eklinde olan toprak yakıldıı hâlde pek güzel bir ate ve u’le verdii cihetle
ahâliye fevâid-i ‘azîmeyi mûcib olduu inkâr olunamaz.
te bu üçmilyon kadar halkı âmil olan bir hükûmetin emlâk ve umûrları ve sa’âdet-i hâli böyle
bir muhâtara içinde kalmı ve deryâ ve enhârın bir kere hurûundan cümlesi mahv ve telef olacaı
derkâr bulunmu iken gerek ahâlînin ve gerek devletin kendülerini muhâfaza çâresine bakmak içün sarf
eyledikleri himmet ve gayret dorusu âyân-ı tahsîn ve hayret olacak mevâddandır ve devlet-i
müârunileyhânın ahâlîsi Felemenkde her ne kadar üçmilyon adama karîb ise de Hind tarafında dahî
yedimilyon teb’ası mevcûd olduundan ve Felemenkle Hind beyninde derkâr olan i bu münâsebât devlet
ve milleti gemicilie mecbûr etmi olduundan kavânîn-ı hâzıraları iktizâsınca hiçbir tüccâr korvet ve
brîk ve fırkateynden ufak sefîne yaptıramamakda olmasıyla bi’l-cümle tüccâr gemileri muhârebe
edebileceklerinden hîn-ı hâcetde devletin iki-üçbin kadar cenk sefînesi bulunabilecei hesâb olunuyor.
Bundan dolayı devletin kuvve-i bahriyyesi hâline göre aırca ise de kuvve-i berriyesi bir ey
demek olmayub hattâ Hind tarafında olan yedimilyon halkın zabt u rabtına güçle onüçbin nefer kadar
‘asâkir irsâl olunabilmidir ve mehûd-ı ‘âcizânem olan tersâneleri gâyet yolunda olub sefîne inâ
eyledikleri havuzların üzeri örtülmü ve bu dahî bir gemi inâsına bed’ olunub da çok vakit tekmîlineUluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi muvaffak olamayacak olduu hâlde kerestesi dâimâ güne ve yamurdan muhâfaza olunarak çürüyüb
mahv olmaması içün ittihâz olunmala muhassenât-ı ‘adîdesi müsellem bulunmudur...”

.
KAYNAKÇA
AKSAN, Virginia, Savata ve Barıta Bir Osmanlı Devlet Adamı Ahmed Resmi Efendi, stanbul 1997.
ARI, Bülent, Conflicts Between the Dutch Merchants and the Ottoman Local Authorities According to the “Felemenk
Ahdname Defteri” Dated 1091/1680, Bilkent Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1996.
Babakanlık Osmanlı Arivi (BOA.), rade. Hariciye Nr. 3261;8851;2235;3653
BOA., HR. MTV. 1/14
BOA., A.AMD. 94/49
BLM, Cahit, “Mustafa Rasih Paa’nın Rusya Sefaretnamesi”, OTAM, s.7, Ankara 1996.
BOZKURT, Gülnihal, “1899 Lahey Barı Konferansı ve Osmanlı Devleti”, XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara 4-8 Ekim 1999, III,
I Kısım Kongreye Sunulan Bildiriler.
ERDBRINK, Gerard, "Onyedinci Asırda Osmanlı-Hollanda Münasebetlerine Bir Bakı", Güneydou Avrupa Aratırmaları Dergisi,
2–3, stanbul 1974.
ÇELKKOL Zeki-Alexsandr H. DE GROT, Lale ile Baladı, Ankara 2000.
bnülemin Mahmut Kemal nal, Son Sadrazamlar, I, stanbul, 1982.
KAMPMAN, A. A., "XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı mparatorluu'nda Hollandalılar", Belleten. C XXIII, Ankara 1991.
KÜÇÜK, Cevdet, “Hollanda”, Diyanet slam Ansiklopedisi, C 18. stanbul 1998.
KÜTÜKOLU, Mübahat, Osmanlı-ngiliz ktisadi Münasebetleri, Ankara 1974.
MEHMED Süreyya,, Sicill-i Osmani, IV, stanbul 1311.
ULUOCAK, Mustafa, XVIII. Yüzyıl Sefaretnamelerinde Türetme ve letme Ekleri, Basılmamı doktora tezi, Bursa 2007.
ORHONLU, Cengiz, “Tarih Kaynaklarında Hollanda'ya Ait Bilgiler”, stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi,
S 30, stanbul 1976.
SLOT, Benjamin, Osmanlılar & Hollandalılar (Osmanlılar ve Hollandalılar Arasındaki 400 Yıllık likiler), stanbul 1990.
UNAT, Faik Reit, Osmanlı Sefirleri ve Sefaretnameleri, Ankara 1992.
YAKITAL, Emin, “Sultan Osman III. Tahta Çıkıının Bildirilmesi çin 1755 Yılında Lehistan Devletine Büyük Elçi Olarak
Gönderilen Ali Aa’nın Bu Göreviyle lgili Manzum Sefaretname, Türk Dünyası Aratırmaları Dergisi,1981, S 15 s.145-168.
YALÇINKAYA, Mehmet Alaaddin, “Osmanlı Zihniyetindeki Deiimin Göstergesi Olarak Sefaretnamelerin Kaynak Defteri”,
OTAM, (Osmanlı Tarih Aratırmaları Merkezi Dergisi), Ankara 1996.