Tam Versiyon: ENAM SURESİ 150. AYET DERLEME TEFSİRİ:
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
[Resim: 119940511_336034757730738_23472519247157...e=5F96A88B]
Müşrikler, haram olduğunu ileri sürdükleri şeylerden herhangi biri için “Allah şunu yasak etti” diyebilecek herhangi bir tanık gösteremezler; tanık diye ortaya çıkardıklarına da asla itibar edilemez. Eşyada asıl olan mubahlıktır; eğer bir şeyin haram olduğu ileri sürülüyorsa bunun Allah tarafından haram kılındığının kanıtlanması gerekir. Burada, müşriklerin, daha önceki âyetlerde belirtilen bazı hayvanlarla ilgili hüküm ve kanaatlerinin asılsız olduğu, bunların Allah’ın hükümleri olmadığı belirtilmektedir. (DİYANET TEFSİRİ)

Şâhit, bir davanın ispatı için bilgisine baş vurulan kimsedir. Bu âyette getirilmesi istenen şâhitler, müşrikleri bu bâtıl yollara sevkeden liderleri ve ileri gelenleridir. Müşrikler, yasak sayılan şeyleri, atadan dededen süregelen gelenekler olarak yine bu kişilerden öğrenmişlerdi. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz’e, onlar bu şeyleri Allah’ın yasakladığını söyleseler bile, onların sözlerine itibar etmemesini, bilakis onları bu ilâhî gerçekleri kabule çağırmasını istemektedir. (ELMALILI HAMDİ YAZIR TEFSİRİ)
Enam suresi 150. âyeti kerime, iddia ettikleri haramlar hakkında delilden mahrum olan müşriklerin bu davalarına doğru bir şahit getiremeyeceklerini şöylece meydana koymaktadır. Resulüm!. Öyle bazı şeylerin haram olduğunu iddia eden müşriklere (De ki: Haydi Allah Teâlâ bunları) şu haram tanımakla olduğunuz şeyleri (muhakkak haram kıldı diye şahadet edecek olan şahitlerinizi getiriniz.) iddianızın doğruluğuna şahitlik ediversinler. Heyhat!. Buna şahadet edecek doğru şahit ne gezer!. (Şayet onlar şahadet ederlerse) hakikata aykırı olarak şahitlikte bulunmuş olacaklardır. Artık (sen onlar ile beraber şahitlikte bulunma.) onları bırak, kendilerini tasdik etme. Çünki onlar iftirada, yalan yere şahitlikte bulunmuş olacaklardır. (Ve âyetlerimizi yalanlayanların) helâl ve haram hakkındaki Kur'ânî beyanları tasdik etmeyenlerin (ve âhirete inanmayanların arzularına uyma) öyle inkarcıların, Allah'ın kitabı ile sabit hükümleri kabul etmeyenlerin eğilimlerine istek ve arzularına asla iltifatta bulunma. (Ve onlar) Öyle câhil, bâtıl inançlı kimselerdir ki (başkalarını Rablerine eş tutarlar.) Kâinatın Yaratıcısına kendi putlarını, âciz mahlûkları ortak tanırlar, öyle bozuk, akıl ve fikire aykırı olan iddialarda bulunup dururlar. Artık öyle Allah Teâlâ'nın âyetlerini yalanlayan, âhiret âlemini inkâr eyleyen ve mahlûklardan bir kısmını Yüce Yaratıcıya eş tanıyan bir topluluğa tâbi olmak nasıl uygun olabilir?. (Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ)
-Enam suresi 150. Ayet Tefsiri-