BİD’AT LARIN İCADI VE YAYILIŞI
BİD’AT LARIN İCADI VE YAYILIŞI
BİD’AT LARIN İCADI VE YAYILIŞI
Kadim atalarımızın eski dinlerinden gelen bazı inanç ve davranışlar bid’atın en önemli kaynağını teşkil ederler. Günümüzdeki ilaveler, hikayeler, söylentiler ve uydurmalarda tekrarlarda bid’atın devamını sağlar. Bid’atların ortaya çıkışında iyi ve faydalı oldukları için ortaya çıkmamışlardır. Birkaç sebebi şöyle sıralayabiliriz:
Bid’atların ortaya çıkışında en önde gelen ise; bilgisizlik ve Kur’an-ı Kerim okumamak yer alıyor. İslâm, kaynağından öğrenilmiyor. Dinimiz İslam, Allahín Kelami Kur’an-ı Kerim den değil, ondan bundan, hikaye ve söylentilerden sözde öğreniliyor.
Toplumdan ve çevresinden itibar görmek kendine bir yer edinmek için insanları kendilerine bağlamak isteyenlerin sözleri ve davranışları dinin dışında gelişip yayılıyor.
Bazı inancından şüphe edilmeyen kimseler bile dinin bazı emirlerini yapan çok olsun, daha çok sevap kazanılsın anlayışı ile bid’atlar icat edilip yaşatılıyor. Bid’atta sevap yoktur, bu bilinmiyor.
Bakteri ve mikrop taşıyan coronavirus gibi bid’atlara sahip çıkıp, sanki farz ibadetler gibi çevrelerine bid’atlari yaymaları yada kendini din adami, şeyh, veli, vs… yerine koyup, farz ibadet diye hüküm verip uydurdukları bid’atlari dini görevmiş gibi yayanlar, yaşatanlar hiç bir dönemde eksik olmuyor.
Bakıyorsun gurupçuluk, tarikat dinin önüne geçirilmiş. Din ne diyor; Allah (c.c) ne diyor?! Peygamber (sav) ne buyuruyor denmiyor, falan hoca falan şeyh ne demiş ona bakılıyor. Onun sözleri tekrarlanıp duruyor. O zaman lokomotif din olmuyor, tarikat oluyor.
Bir kaç örnek daha vereyim. Allah’a yaklaşmanın, cennete girmenin şartı bile değişti. “Bizimle olursan tamam” cennetliksin deniliyor.
Dindeki bu bidat virüsleri ve sapıtma, birçok insanın da sapıtmasına sebep oluyor. Peygamber (as)ın şöyle bir uyarısı var: “ Dinde ifrattan kaçının sizden öncekiler dinde aşırı gitmekten dolayı helâk oldular.”
Gördüğümüz kadarıyla bid’atların çoğunu ortaya çıkışı ve ısrarla yaşatılmasının sebebi, ya inanç zayıflığından ya da inançsızlıktan kaynaklanıyor.
Bazı yörelerde ve grup kesimlerde adet ve bid’at ibadetin önünde gidiyor. Din ne diyor? Allah (c.c) ne diyor? yok, el-âlem ne der, efendimiz hz leri ne der? var.
Fıkıh, akaid bilgisi yok, meseleler akla göre yorumlanıyor. Dîni hayatta sadece tasavvuf var. Hz.leri şöyle dedi, böyle dedi, şöyle buyurdu. Allah (c.c) ne buyurdu, peygamber ne buyurdunun önüne geçmiş durumda.
Niye tercüme, tefsir, hadis okumuyorsun? denilince “Efendi Hz.leri yeteri kadar, bize lazım olanını eserine almıştır.” Cevabını alıyorsunuz. Yani Kur’an okumasakta olur, şeyhimiz efendimiz hz lerinin yazdıkları söyledikleri bize yeter deniliyor ve bidat’larla ve şirk kurumsallaştırılıyor!.
Bid’at icat ederek veya yaşatılan bid’atı gelecek nesillere aktarmak veballi ve günahı bir iştir. İyi çığır açmanın sevabı devamlı olduğu gibi kötü çığır açmanın da vebali (günahı) devamlıdır.
Bid’at konusunda dinin hükmü ağırdır. Bid’atın virüsler gibi yayılma özelliği var. Dinini tam olarak bilmeyenler, herhangi bir durumda denize düşenin yılana sarıldığı gibi bid’at ve hurafelere sözde şeyh ve gruplarına düşüp maalesef bidat’lara sarılıyor.
Yanlış şeylerin sözde veli lerin ne yazık ki, doğru olandan daha çok bidat yayma ve yerleştirme özelliği oluyor. Bid’at ve hurafeler bulaşıcı hastalık virüs gibi yayılır, ayrık otu gibi de yerleşir. Küflü çiviler gibi kolay kolay sökülüp atılamazlar.
Birde yanlış çevre ve Kur’an’dan, sünnetten uzak insanların yanında insan daha çabuk hurafelere bulaşıyor. Atalarımız:” Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz.” demiş. Birde: “ Çürük baklanın kör alıcısı olur.” demişlerdir.
Bid’atların yayılış nedenlerinden biri de yanlış anlama ve yanlış yorumlamadır.
Şimdi neden bid’at ve hurafelere düşülüyor kısaca özetleyelim:
- Din bilinmiyor ve doğru kaynaktan yani Kuran-ı Kerim den öğrenilmiyor.
- Kısa yoldan cennete girme arzusu ile sözde yollar aranıyor.
- Dikkat çekme taraftar toplama arzusu ile bir şeyler ortaya atılıyor.
- İslâm’ı kolay ve ucuz yaşama düşüncesi her şeyi menfaate uyduruyor.
- Bir de bilinçli olarak İslâm’a zarar vermek isteyenler her devirde boş durmamıştır.