KÜLTÜR & TARİH & SANAT TARİH & KÜLTÜR FRANK EGEMENLİĞİ ALTINDA FRİZYA (734 – 988)

FRANK EGEMENLİĞİ ALTINDA FRİZYA (734 – 988)

FRANK EGEMENLİĞİ ALTINDA FRİZYA (734 – 988)

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
Sahin
Forum Kurucusu
856
24-11-2017:03:41
#1
FRANK EGEMENLİĞİ ALTINDA FRİZYA (734 – 988)


     Friz halkının tarihleri boyunca kurduğu en güçlü devlet olan ve 134 yıl yaşayan Friz İmparatorluğu (Friz. Fryske Ryk; Lat. Magna Frisia), Franklar tarafından yıkıldı.
     600 yılında kurulan Friz İmparatorluğu, 734 yılında yıkılınca, Frizler bağımsızlığını kaybedip başka milletlerin esareti altına girdiler.

     Ancak değişim, yalnızca “siyasî statüleri” ile sınırlı kalmamıştı; “dînî statüleri” de büsbütün değişmişti. Tamamı Hristiyan olan komşu devletlerin ve kavimlerin yüzyıllarca kılıç ve baskı yoluyla Hristiyanlaştırmaya çalıştığı ama Hristiyanlık’a karşı yüzyıllarca ölümüne direnen Frizler’in, kurdukları imparatorluk yıkıldıktan ve başka ulusların egemenliği altına girdikten sonra “Hristiyanlaşma” süreçleri de büsbütün tamamlanmıştı.

     Friz halkı, Merkezî Avrupa bölgesinin en son Hristiyanlaştırılmış halkıdır. Hepsi de Hristiyan olan komşu devletlerin ve kavimlerin zorla Hristiyanlaştırmak için defalarca saldırdığı ve baskı altına aldığı Frizler, Hristiyanlaşmamak için yüzyıllarca savaşırlar. Ancak sayıca ve silahça güçsüz olan Friz halkı bu savaşların neticesinde yenilgiye uğrar. Hristiyanlık’tan önce Frizler’in herhangi bir dînî inançları yoktu,dînsizdiler.

     Frizya coğrafyasında yaşayan Frizler, kılıçtan ve katliâmdan geçirilerek zorla Hristiyan yapılmış bir halktır ve Batı Avrupa’da Hristiyanlık dînine EN SON girmiş olan millettir. Fakat gönüllü olarak bu dîni benimsememişler, Hristiyan olmamak için yüzyıllarca direnmişlerdir. Bu direnişlerinin sonucu olarak da katliâmdan hatta soykırımdan geçirilmiş, sonra da asimilasyon politikasıyla asimile edilmişler, anadilleri olan Frizce bile yasaklanmıştır.
     Ancak 734 yılında Frizya İmparatorluğu yıkıldı ve Frizler bağımsızlığını yitirdiler.800 yılına gelindiğine ise, tamamı Hristiyanlaştırılmış bir Friz milleti vardı artık.

[Resim: 22...-0-a-768x532.jpg]

600 – 734 yılları arasında hüküm süren Frizya İmparatorluğu’nun bayrağı


[Resim: 22...-0-b-768x512.jpg]
Hristiyanlık dînine geçtikten sonra değişen Frizya bayrağı

     “Şarlman” ismiyle bilinen Kral I. Büyük Karl (742 – 814), imparatorluğu adetâ demir bir yumruk ile yönetti. 785 yılında Saksonya İmparatorluğu’na karşı kazandığı zaferden sonra, Frank İmparatorluğu artık bütün Frizya topraklarını egemenlikleri altına almış, güneyde Keltler’i ve kuzeyde Vikingler’i tehdit eder hale gelmişti.

     ► LEX FRİSİONUM (785)
     785 yılında Saksonyalılar’a karşı kazandıkları zaferden sonra Franklar, Frizya’ya idarî bir statü verdiler ve Frank İmparatorluğu’nun bir eyaleti yaptılar.

     Frizya Eyaleti’nin başına da yönetici olarak kimi atadılar, biliyor musunuz? Söyleyelim (öğrenince çok şaşıracaksınız): Yıktıkları Frizya İmparatorluğu’nun 3. kralıRedbad (? – 719)’ın torunu ve Franklar’a gelin giden Frizya Prensesi Thiadsvind (677 – ?)’in oğlu Abba (? – ?). (Frizya Kralı Redbad ve kızı Frizya Prensesi Thiadsvind ile ilgili geniş bilgi için bkz. Erdem ve Bilgelik Arıyorsan Nehirlerin Akıntısını Takip Et – 21)
     Franklar, bu idarî düzenlemeden sonra Frizler için “özel yasalar” çıkartırlar. İsmi de “Lex Frisionum”. Latince olan bu ifadenin anlamı, “Friz Yasaları”.

     Yasanın 785 yılında yürürlüğe girmesinden sonra, Frank egemenliği altında yaşayan tüm kavimlere aynı kanunlar uygulanırken, yalnızca Frizler farklı kanunlarla ve değişik bir muameleye tabi tutularak idare ediliyor.

     Ceza yasaları kapsamına giren ve (günümüz terminolojisiyle söylemek gerekirse) bir nevi “OHAL” olan Friz Yasaları (Lat. Lex Frisionum; Alm. Gesetz der Friesen; Friz. Wet fan de Friezen), uzun yıllar boyunca Frizler üzerinde “ikinci sınıf vatandaş” muamelesine tabi tutarak uygulanıyor.

     ► VİKİNG SALDIRILARI (800 – 885)
     Franklar’ın egemenliği altındaki Frizya’ya kuzeyden Vikingler’in ilk saldırıları, 800 yılında başlıyor.
     Yüzyıllardır güney (Fransa ve Almanya) cihetlerinden saldırıya uğrayan Friz toprakları, şimdi de kuzey (Danimarka) cihetlerinden saldırıya uğruyordu.
     Danimarka tarafından saldıran Vikingler’e karşı Franklar, ön cephede hep Frizler’i asker olarak kullanarak savaşmıştır. (“Bizden ölecek olanlar hep Friz halkından olsun” düşüncesi)

     Onyıllarca süren Viking saldırılarına karşı Franklar’ın her zaman için Frizler’i ön cephede kalkan olarak kullanması, sıcak savaşlar esnasında Frizler açısından elbette ki olumsuz olmuşsa da, genel anlamda ve ileriye dönük coğrafî dağılımda Frizler açısından olumlu neticelere de kapı aralamıştır. Şöyle ki: Kuzeyden, Danimarka’dan gelip saldıran Vikingler’e karşı Frizler’i kalkan olarak kullanmak isteyen Franklar, böylece Frizler’i kuzeye (bugünkü Kuzey Frizya) bölgesine sürmüştür. Ancak o tarihlere kadar burada Friz yaşamıyordu ve bu topraklar da Frizya ülkesine ait değildi.

     “Frizya Dosyası”nın ilk iki bölümünde (“Seyahatname”nin geçen bölümü ve ondan önceki bölümü) yayınladığımız Frizya haritalarına geri dönüp tekrardan ve daha dikkatli bir şekilde bakarsanız, buraya kadar anlattığımız tarihe kadar Frizya ülkesinin sadece bugünkü Batı Frizya (Hollanda Frizyası) ve Doğu Frizya (Almanya Frizyası)’dan ibaret olduğunu görürsünüz. Frizya’nın doğu sınırı Hamburg’a daha varmadan bitiyordu, bu dönemlerde. Bugünkü Kuzey Frizya (Almanya ve Danimarka Frizyası), o dönemde Frizya değildi ve buralarda Friz de yaşamıyordu.

     Frizler’i bu topraklara (yani bugünkü Schleswig – Holstein eyaleti ve Sylt adası) getirip yerleştirenler, bizzat onlara her kötülüğü yapmış ve sömürmüş olan Franklar’dır. Sebebi ise, kuzeyden akın akın gelen Viking saldırılarını durdurabilmektir. Franklar,“Biz ölmeyelim, bizim yerimize Frizler ölsün” diye düşünerek Frizler’i buralara sürdüler ama böylece, kaderin bir cilvesi, bu topraklar da Frizya ülkesine dahil oldu ve bugün “Kuzey Frizya” olarak anılan coğrafya, işte böyle oluştu.

[Resim: 22...-0-c-768x877.jpg]
800 – 1100 yılları arasında bugünkü Danimarka’nın Syddanmark (Güney Danimarka) vilayeti ile bugünkü Almanya’nın Schleswig – Holstein eyaletinin demografik yapısı. Kırmızı bölgeler Danimarkalılar’ın, sarı bölgeler Frizler’in, gri bölgeler Saksonyalılar’ın, kahverengi bölgeler Slavlar’ın yaşadığı toprakları göstermektedir. Beyaz bölgelerde ise hiçbir topluluk yaşamamaktadır.

     804 yılında Franklar’ın Saksonyalılar’a karşı zafer kazanmalarından sonra, Franklar, kuzeyde Danimarkalılar’a komşu olmuştu. Şarlman (I. Büyük Karl), Danimarka topraklarına kaçan Saksonyalılar’ın iade edilmesi için Danimarka KralıGodfred (? – 810)’e davetiye gönderir. Ancak müzakereler, sonuç alınmadan sona erer.
     Bunun üzerine 808 yılında Franklar ile Danimarkalılar arasında savaş patlak verir. Danimarkalılar 810 yılında 200 gemilik büyük bir filoyla Frizya’ya saldırır ve Frank savunmasını üç kez mağlup eder. Danimarkalı Vikingler, Frizya’yı denetimleri altına alırlar. Bu tahakküm altında Frizler, aile başına 100 gümüş pund vergi öderler. Ancak kısa bir süre sonra Danimarka Kralı Godfred, Franklar’ın düzenlediği bir suikastle öldürülür. Godfred’in yerine Danimarka krallık tahtına I. Hemming (? – 812) çıkar.

     811 yılında Frank Kralı Şarlman ile Danimarka Kralı I. Hemming arasında barış anlaşması imzalanır ve sınır anlaşmazlıklarına son verilir.
     Tahta çıktıktan sadece iki yıl sonra Hemming ölür, 812. Yerine Danimarka krallık tahtına Reginfred (? – 814) çıkar. Franklar anlaşmayı Danimarka’nın yeni kralıyla tazelemeye çalışırlar. Ancak iki yıl sonra o da ölür. Tahta Harald Klak (? – 842) çıkar. Aynı yıl, 814, Frank Kralı Şarlman da ölür. Frank krallık tahtına I. Ludwig (778 – 840) çıkar.
     Aynı yıl Norveç’in güneyindeki Vestfold ilinde Danimarka hakimiyetine karşı isyan çıkınca, Danimarka Kralı Harald Klak ülkesini terk ederek 815 yılında Saksonyalılar’a sığınmak zorunda kalır. Ancak Frank Kralı I. Ludwig, onu Danimarka krallık tahtına tekrar oturtmaya çalışır.

     833 yılında Frank Kralı I. Ludwig, oğulları tarafından geçici olarak tahttan indirilir. 834 yılında ise Frizler’in kadim başkenti (eski Friz İmparatorluğu’nun başkenti)Dorestêd, ilk kez Vikingler’in saldırısına uğrar. Frizya tekrar yağmalanır.
     Temmuz 838’da Frizya’yı kasıp kavuran korkunç bir fırtına ve kasırga baş gösterir. Bu şiddetli kasırga neticesinde yüzbinlerce büyükbaş Friz hayvanı telef olmuştur.Yemyeşil Friz çayırlıkları, yere yığılmış siyah – beyaz Frizya ineklerinin ve simsiyah Frizya atlarının cesetleriyle dolmuştur.

     840 yılında I. Ludwig ölünce, Frank krallık tahtına I. Lothar (795 – 855) çıkar. I. Ludwig’in ölümünden sonra Vikingler’in Franklar’a saldırıları artar. Bu dönemde ayrıca Vikingler, Frizler’den oluşan ve kendilerine bağlı “Friz derebeyleri” oluşturmuştur.
     842 yılında Danimarka Kralı Harald Klak ölünce, krallık tahtına I. Horik (? – 854)çıkar. Onun 854 yılındaki ölümünden sonra da tahta II. Horik (? – 864) oturur.
     Franklar, 28 Mart 845 tarihinde Fransa’nın bugünkü başkenti Paris’e saldırır. Aynı yıl Almanya’nın bugünkü Hamburg şehri Vikingler tarafından yağmalanır ve yakılır.

     Frizya topraklarına yönelik Viking saldırıları, ancak 885 yılına gelindiğinde tümüyle durdurulabilmiştir. O sırada Danimarka krallık tahtında III. Godfred (? – 885)oturmaktadır.
     Saksonya Hanedanı (918 – 1024)’nın kurucusu olan ve “Kuşçu Heinrich”lakabıyla bilinen I. Heinrich (876 – 936), 885 yılında Vikingler’i bozguna uğratır ve bu savaşta Danimarka Kralı III. Godfred öldürülür. Frizya toprakları böylece Alman egemenliği altına girer.

     İlk durum, 108 yıl sürer. 993 yılında Friz Özgürlüğü (Friz. Fryske Frijheid; Alm.Friesische Freiheit; Flm. Friese Vrijheid; Dan. Frisisk Frihed) imzalanana kadar.

     ► FRİZ ÖZGÜRLÜĞÜ: “FRYSKE FRİJHEİD” (993 – 1498)
     Danimarka’dan Viking saldırıları durdurulup, Frizya toprakları tam olarak Alman egemenliğine girdikten sonra, Ortaçağ Avrupası’nda, Frizler’e bir nevi feodal düzlemde“özerklik” (muhtariyet, otonomi) hakkı tanındı. Bu durum, yazılı olarak da güvence altına alındı. 500 yıl gibi uzun bir süre hayatiyet bulan bu sözleşmeye “Friz Özgürlüğü” (Friz. Fryske Frijheid; Alm. Friesische Freiheit; Flm. Friese Vrijheid; Dan. Frisisk Frihed) denmiştir.

     Sözleşmeye göre Frizya toprakları çeşitli idarî birimlere, il ve ilçelere bölünecek ve Frizya toprakları bir bütün olarak özerk bir coğrafya halinde kendi kendisini yönetecektir.
     “Friz Özgürlüğü” adlı özerklik sözleşmesine göre Frizya toprakları şu idarî bölgelere ayrılmıştı:

     – Westfriesland (Batı Frizya )
     – Westergo (Batı Ergo)
     – Ostergo (Doğu Ergo)
     – Zevenwouden (Yedi Wouden)

     – Hollanda’daki Groningen ilinde Lauwers ve Ems nehirleri arasındaki Friz alanlar
     – Ems ve Jade nehirleri arasındaki Friz alanlar; yani Rheiderland, Overledingerland, Saterland, Moormerland, Lengenerland, Emsigerland, Federgo, Brokmerland, Kuzey Sunderland, Auricherland, Harlingerland, Wangerland ve Östringen (bugünkü Frizya’da, Saterland ile Oldenburger Friesland arasındaki Friz alanlar ve Almanya’da Aşağı Saksonya’nın Wilhelmshaven bölgesi)

     – Jade ve Weser nehirleri arasındaki Friz alanlar, yani Rüstringen ve Würsten arasındaki bölge (bugünkü Butjadingen ve Almanya’da Aşağı Saksonya eyaletinde Bremerhaven ile Cuxhaven arasındaki alan)
     Hollanda Kontu Arnulf van Holland (951 – 993)’ın bir Friz direnişçi tarafından 993 yılında öldürülmesi, “Friz Özgürlüğü”nün aslî başlangıç tarihi olarak kabul edilir. Aslî başlangıç tarihi, 993.

     Saksonya İmparatorluğu’nun Frizya Uçbeyi Şişko Hendrik (1060 – 1101)’in direnişçi Friz denizciler tarafından 1101 yılında gemiyle kaçırılıp denizin ortasında öldürülmesi ise, “Friz Özgürlüğü”nün fiilî başlangıç tarihi olarak kabul edilir. Fiilî başlangıç tarihi, 1101.
     “Friz Özgürlüğü” sözleşmesinin bir Alman imparatorluğu olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu (962 – 1806) tarafından tanınması ise, 3 Kasım 1248 tarihine tekabül ediyor. Kutsal Roma Cermen İmparatoru II. Willem van Holland (1227 – 56), büyük önem verdiği Aachen Kuşatması’nda Frizler’den önemli ölçüde destek alınca, bu “iyiliğe” karşılık bir “jest” olarak sözleşmenin geçerliliğini ve bağlayıcılığını resmî olarak kabul etti.

     1217 yılına gelindiğinde Frizya’da feodal derebeyler vardı sadece, neredeyse hiç şövalye yoktu ve ayrıca köle de bulunmuyordu. Nüfûs ağırlıklı olarak çiftçiler, balıkçılar ve mavna ustalarından oluşuyordu. Bir üst otorite mevcut olmadığından, idarî bölümlerden her biri devlet içinde devlet idi. O dönemde Frizya tamamıyla köylerden ve kasabalardan müteşekkildi; sadece birkaç şehir vardı.

     Sonra bir sosyo – ekonomik patlama oldu: Tarım ve ticaret gelişti ve bu, zenginlik yarattı. Friz kasabaları büyüdü ve şehirleşti. Frizler yapay höyük üzerine setler kurma, sel baskınlarına karşı toprak kurtarma ve su bentleri inşâ etme san’âtlarını öğrendiler.
     1256 yılında Hollanda Kralı II. Willem van Holland (1227 – 56) Batı Frizya’ya bir saldırı düzenledi ancak bu saldırıda kral, atının buz üzerinde kayması sonucu düştü ve Frizler tarafından yakalanarak öldürüldü. Kral II. Willem van Holland ölünce, Hollanda krallık tahtına henüz 2 yaşında bir bebek olan V. Floris van Holland (1254 – 96) çıktı. Ancak henüz çocuk olduğu için, krallığı vekaleten amcası Floris de Voogd (1228 – 58) yönetmeye başlamıştı. Bebek olan kral büyüyünce, babasının intikamını Frizler’den almak için Frizya topraklarına büyük bir çete baskını düzenler ve bu baskında, sıkı durun, tam 1200 siyah – beyaz Frizya ineğini öldürür.

     Evet, babasının itikamını Frizler’den almak için, 1200 tane Frizya ineğini öldürür.
     Frizler ineklerinin yasını tutarken, 1272 yılında korkunç bir saldırı daha düzenler Frizler üzerine. Ve bu savaşta 3 bin Friz’i kadın – çocuk ayrımı gözetmeksizin katleder. Hollanda Krallığı, Frizya’da korkunç bir katliama imza atar. Tarih, 1272.
     1300 yılında “Friz Özgürlüğü Özerk Bölgesi”, toplam 27 vilayetten oluşuyordu. Sınırları, doğuda bugünkü Hollanda’nın Den Helder şehrinde başlayıp (bugünkü gezide sizlerle birlikte gezdiğimiz şehir), batıda, bugünkü Almanya’nın Bremerhavenşehrine kadar uzanıyordu.

[Resim: 22...-0-d-768x428.jpg]
1300 yılında “Friz Özgürlüğü” adlı özerk bölgeyi oluşturan 27 vilayet

     Ancak 1300’lü yıllarda özerk bölgede ciddî bir başıbozukluk baş gösterdi. Friz toplumu, merkezî hükûmetin yeni bir otokratik form oluşturmak isteyen elit aileleri tarafından sürekli istismar edildi. Yerel idareciler yerli halkı değil, merkezî hükûmeti memnun etmeye çalışıyor, halkın değil devletin çıkarına öncelik veriyorlardı. “Özgürlük dönemi” yavaş yavaş yerini “farklı şefler tarafından yönetilen başıbozuk memleket” haline bırakıyordu. Bir yandan da doğal âfetler, sel felâketleri halka ekonomik ve sosyal yönden ağır darbeler vuruyordu.
     Frizya’da düzen kaybolmuş, Friz halkı arasında huzur kaybolmuştu. Buna toplumun bir çözüm bulması gerekiyordu.

     ► AKİL İSTİŞARE AĞACI: “UPSTALBEAM”
     Friz halkının 1156 yılından beri, yani yaklaşık 200 yıldır uyguladıkları bir gelenekleri vardı aslında. Bu geleneği ihyâ etmek, kurumsal hale getirip daha işlevsel biçimde uygulamak, karşı karşıya olunan “millî sorunlara” derman olabilirdi.

     Friz geleneği şuydu: Milletin ve memleketin karşı karşıya kaldığı büyük sosyal ve siyasal sorunlar zamanlarında, halkın arasındaki “manevî önderler” konumunda olan, “erdem ve bilgelik” sahibi yaşlı insanlar bir ağacın altında toplanıp vatanın ve milletin sorunlarını istişare eder, bu sorunlara bir çözüm bulmaya çalışırlardı. Aldıkları kararlar ise halk indinde kesin olarak bağlayıcı kararlardır.

     Bu istişare için mekân olarak yaşlı ve büyük bir ağacın gölgesi seçilirdi ve bu ağaçlara Friz toplumunda “Upstalbeam” denirdi. Yani, “İstişare Ağacı”.
     1300’lü yıllarda Frizya ülkesinde ve Friz toplumunda yaşanan sosyal ve siyasal başıbozukluk ve çürümeye karşı, çözüm olarak, 200 yıllık bir gelenek olan İstişare Ağacı (Friz. Upstalbeam; Flm. Opstalsboom; Alm. Upstalsbaum; Dan. Upstalstræ) uygulamasını kurumsal hale getirip yeniden ihyâ etmek ve daha işlevsel bir biçimde hayata geçirmek yoluna gidilir.

     “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) geleneği kurumsallaştırılıp daha işlevsel ve sistematik bir biçimde hayata geçirilir.

     Alınan karar gereği, ilk “Upstalbeam” (İstişare Ağacı), bugünkü Hollanda – Almanya sınırının en kuzeydeki, Kuzey Denizi kıyısındaki sınır noktası yakınında bulunan, Almanya’nın Aşağı Saksonya (Alm. Niedersachsen) eyaletinin Doğu Frizya (Alm. Ostfriesland) bölgesindeki Aurich (Alm. Aurich; Friz. Auerk) şehrine dikilir.(Aurich bugün 41 bin 489 nüfûslu bir ilçedir ve belediyenin armasında “Upstalbeam”ı temsilen meşe ağacı resmi vardır)

[Resim: 22...-0-e-768x1013.jpg]
1368 yılında “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) altında memleket mes’elerini ve milletin sorunlarını istişare eden “erdem ve bilgelik” sahibi yaşlı insanlar (Kürtçe’de “ruspi” dediğimiz yaşlı bilgeler)

     Tarihî kaynaklarda yazıldığına göre, Friz tarihindeki ilk “Upstalbeam” uygulaması, 1156 yılında iki Doğu Friz toplumu arasındaki arazi anlaşmazlığını çözmek için yaşlılar heyetinin yaşlı bir meşe ağacının altında yaptıkları istişare toplantısına dayanıyor. Yazılı kaynakların belirttiğine göre, 1216 – 31 yılları arasında bir dizi “Upstalbeam”toplantısı ve yüz yıl sonra 1323 – 27 yılları arasında 7 ayrı devletten delegelerin katıldığı uluslararası “Upstalbeam” toplantıları düzenleniyor. Toplantılar yılda bir kez Salı günleri gerçekleştirilirdi.

     Bu ağaç, büyükçe bir meşe ağacı idi.
     1323 yılında “Upstalbeam Yasaları” adıyla resmî yasalar dahi çıkartılmış ve bu istişare toplantılarında yaşlı bilgelerin aldığı kararlar “kanun” haline getirilmiştir.
     1327 yılında düzenlenen ve yargıçlar ile hakimlerin de katıldığı “Upstalbeam”toplantısında Appingedam şehrinin idarî hakları güçlendirilmiş, Mart 1338 tarihinde düzenlenen “Upstalbeam” toplantısına ise bizzat Fransa Kralı da katılmış ve onunla bir anlaşma imzalanmıştır.
     9 Eylül 1361 tarihindeki “Upstalbeam” istişare toplantısı ise bu gelenek için bir “ilk”tir. Çünkü Groningen şehrinde düzenlenen bu toplantıya kadınlar da katılmıştır.

[Resim: 22...-0-f-768x539.jpg]
1796 yılında gerçekleştirilen “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) toplantısı

     Yüzyıllar boyunca büyük ve yaşlı bir meşe ağacının altında yapılan “Upstalbeam”toplantılarının yapıldığı yere, 1833 yılında 6 m 80 cm yüksekliğinde piramit şeklindebir taş anıt dikilmiş ve böylece mekân, daha modernize bir görüntüye kavuşturulmuştur.

[Resim: 22...-0-g-768x535.jpg]
1833 yılında gerçekleştirilen “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) toplantısı

     “Upstalbeam” toplantıları, günümüzde halen düzenleniyor. Şimdiki toplantılar, daha çok “bağımsız bir devlet” hayâliyle yaşayan Friz millîyetçileri ve bağımsızlıkçı(Kemalist Türkçe’de “ayrılıkçı”, İslamcı Türkçe’de “bölücü”) Friz partileri tarafından“Friz millî duygularını canlandırmak” amacıyla gerçekleştiriliyor.

[Resim: 22...-0-h-768x512.jpg]
Almanya’nın Aşağı Saksonya (Alm. Niedersachsen) eyaletinin Aurich kentinde bulunan “Upstalbeam”(İstişare Ağacı) piramidi

     ► FRİZLER ARASINDA İÇ ÇATIŞMALAR
     Daha önce Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tarafından tanınan “Friz Özgürlüğü ve Hakları”, aradan 150 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra, 1417 yılında Kutsal Roma Cermen İmparatoru Sigismund von Luxemburg (1368 – 1437)tarafından yeniden teyit edilmiştir.

     Ancak 15. yy’ın sonunda Frizler arasında iç çatışmalar başlar. O dönemde Frizler’in iki güçlü partisi ve siyasî camiâsı vardı. Birinin adı “Skieringers”, diğerinin adı“Fetkeapers”.
     Bu iki grup arasında 1489 yılında iç savaş çıkar. Saksonya Dükü III. Albrecht der Beherzte (1443 – 1500), iç çatışmaları durdurmak için devleti harekete geçirir ve“Skieringers” grubunun lideri Juw Dekema fan Baard (1449 – 1523) için ölüm fermanı yayınlar.

     1498 yılında, 500 yıl gibi uzun bir süredir yürürlükte olan “Friz Özgürlüğü” (Friz.Fryske Frijheid; Alm. Friesische Freiheit; Flm. Friese Vrijheid; Dan. Frisisk Frihed) adlı özerklik sözleşmesi tamamen iptal edilir ve bu haklar da tarihe karışır.

     Frizler arası iç çatışmalar, Friz halkına pahalıya mal olmuş, sahip oldukları tüm idarî ve millî haklarını bir anda yitirmişlerdir.

     Ancak bunu “sürpriz” olarak görmemek gerekir. Dünyanın her yerinde geçerli bir hayat kuralıdır bu: Hürriyet ve istiklâlden mahrum olup başkalarının egemenliği altında yaşayan milletler, “millî birlik”lerini sağlayıp düşmana karşı mücadele etmeleri gerekirken, bunu yapmayıp kendi aralarında çatışırlarsa ve birbirlerine girerlerse, var olan mevcut haklarını da yitirirler ve ilelebed köle kalmaya mahkumdurlar.

ÖM ile soru cevaplamiyoruz! Forum'a yazın cevaplardan herkes yararlansın!
Sahin
24-11-2017:03:41 #1

FRANK EGEMENLİĞİ ALTINDA FRİZYA (734 – 988)


     Friz halkının tarihleri boyunca kurduğu en güçlü devlet olan ve 134 yıl yaşayan Friz İmparatorluğu (Friz. Fryske Ryk; Lat. Magna Frisia), Franklar tarafından yıkıldı.
     600 yılında kurulan Friz İmparatorluğu, 734 yılında yıkılınca, Frizler bağımsızlığını kaybedip başka milletlerin esareti altına girdiler.

     Ancak değişim, yalnızca “siyasî statüleri” ile sınırlı kalmamıştı; “dînî statüleri” de büsbütün değişmişti. Tamamı Hristiyan olan komşu devletlerin ve kavimlerin yüzyıllarca kılıç ve baskı yoluyla Hristiyanlaştırmaya çalıştığı ama Hristiyanlık’a karşı yüzyıllarca ölümüne direnen Frizler’in, kurdukları imparatorluk yıkıldıktan ve başka ulusların egemenliği altına girdikten sonra “Hristiyanlaşma” süreçleri de büsbütün tamamlanmıştı.

     Friz halkı, Merkezî Avrupa bölgesinin en son Hristiyanlaştırılmış halkıdır. Hepsi de Hristiyan olan komşu devletlerin ve kavimlerin zorla Hristiyanlaştırmak için defalarca saldırdığı ve baskı altına aldığı Frizler, Hristiyanlaşmamak için yüzyıllarca savaşırlar. Ancak sayıca ve silahça güçsüz olan Friz halkı bu savaşların neticesinde yenilgiye uğrar. Hristiyanlık’tan önce Frizler’in herhangi bir dînî inançları yoktu,dînsizdiler.

     Frizya coğrafyasında yaşayan Frizler, kılıçtan ve katliâmdan geçirilerek zorla Hristiyan yapılmış bir halktır ve Batı Avrupa’da Hristiyanlık dînine EN SON girmiş olan millettir. Fakat gönüllü olarak bu dîni benimsememişler, Hristiyan olmamak için yüzyıllarca direnmişlerdir. Bu direnişlerinin sonucu olarak da katliâmdan hatta soykırımdan geçirilmiş, sonra da asimilasyon politikasıyla asimile edilmişler, anadilleri olan Frizce bile yasaklanmıştır.
     Ancak 734 yılında Frizya İmparatorluğu yıkıldı ve Frizler bağımsızlığını yitirdiler.800 yılına gelindiğine ise, tamamı Hristiyanlaştırılmış bir Friz milleti vardı artık.

[Resim: 22...-0-a-768x532.jpg]

600 – 734 yılları arasında hüküm süren Frizya İmparatorluğu’nun bayrağı


[Resim: 22...-0-b-768x512.jpg]
Hristiyanlık dînine geçtikten sonra değişen Frizya bayrağı

     “Şarlman” ismiyle bilinen Kral I. Büyük Karl (742 – 814), imparatorluğu adetâ demir bir yumruk ile yönetti. 785 yılında Saksonya İmparatorluğu’na karşı kazandığı zaferden sonra, Frank İmparatorluğu artık bütün Frizya topraklarını egemenlikleri altına almış, güneyde Keltler’i ve kuzeyde Vikingler’i tehdit eder hale gelmişti.

     ► LEX FRİSİONUM (785)
     785 yılında Saksonyalılar’a karşı kazandıkları zaferden sonra Franklar, Frizya’ya idarî bir statü verdiler ve Frank İmparatorluğu’nun bir eyaleti yaptılar.

     Frizya Eyaleti’nin başına da yönetici olarak kimi atadılar, biliyor musunuz? Söyleyelim (öğrenince çok şaşıracaksınız): Yıktıkları Frizya İmparatorluğu’nun 3. kralıRedbad (? – 719)’ın torunu ve Franklar’a gelin giden Frizya Prensesi Thiadsvind (677 – ?)’in oğlu Abba (? – ?). (Frizya Kralı Redbad ve kızı Frizya Prensesi Thiadsvind ile ilgili geniş bilgi için bkz. Erdem ve Bilgelik Arıyorsan Nehirlerin Akıntısını Takip Et – 21)
     Franklar, bu idarî düzenlemeden sonra Frizler için “özel yasalar” çıkartırlar. İsmi de “Lex Frisionum”. Latince olan bu ifadenin anlamı, “Friz Yasaları”.

     Yasanın 785 yılında yürürlüğe girmesinden sonra, Frank egemenliği altında yaşayan tüm kavimlere aynı kanunlar uygulanırken, yalnızca Frizler farklı kanunlarla ve değişik bir muameleye tabi tutularak idare ediliyor.

     Ceza yasaları kapsamına giren ve (günümüz terminolojisiyle söylemek gerekirse) bir nevi “OHAL” olan Friz Yasaları (Lat. Lex Frisionum; Alm. Gesetz der Friesen; Friz. Wet fan de Friezen), uzun yıllar boyunca Frizler üzerinde “ikinci sınıf vatandaş” muamelesine tabi tutarak uygulanıyor.

     ► VİKİNG SALDIRILARI (800 – 885)
     Franklar’ın egemenliği altındaki Frizya’ya kuzeyden Vikingler’in ilk saldırıları, 800 yılında başlıyor.
     Yüzyıllardır güney (Fransa ve Almanya) cihetlerinden saldırıya uğrayan Friz toprakları, şimdi de kuzey (Danimarka) cihetlerinden saldırıya uğruyordu.
     Danimarka tarafından saldıran Vikingler’e karşı Franklar, ön cephede hep Frizler’i asker olarak kullanarak savaşmıştır. (“Bizden ölecek olanlar hep Friz halkından olsun” düşüncesi)

     Onyıllarca süren Viking saldırılarına karşı Franklar’ın her zaman için Frizler’i ön cephede kalkan olarak kullanması, sıcak savaşlar esnasında Frizler açısından elbette ki olumsuz olmuşsa da, genel anlamda ve ileriye dönük coğrafî dağılımda Frizler açısından olumlu neticelere de kapı aralamıştır. Şöyle ki: Kuzeyden, Danimarka’dan gelip saldıran Vikingler’e karşı Frizler’i kalkan olarak kullanmak isteyen Franklar, böylece Frizler’i kuzeye (bugünkü Kuzey Frizya) bölgesine sürmüştür. Ancak o tarihlere kadar burada Friz yaşamıyordu ve bu topraklar da Frizya ülkesine ait değildi.

     “Frizya Dosyası”nın ilk iki bölümünde (“Seyahatname”nin geçen bölümü ve ondan önceki bölümü) yayınladığımız Frizya haritalarına geri dönüp tekrardan ve daha dikkatli bir şekilde bakarsanız, buraya kadar anlattığımız tarihe kadar Frizya ülkesinin sadece bugünkü Batı Frizya (Hollanda Frizyası) ve Doğu Frizya (Almanya Frizyası)’dan ibaret olduğunu görürsünüz. Frizya’nın doğu sınırı Hamburg’a daha varmadan bitiyordu, bu dönemlerde. Bugünkü Kuzey Frizya (Almanya ve Danimarka Frizyası), o dönemde Frizya değildi ve buralarda Friz de yaşamıyordu.

     Frizler’i bu topraklara (yani bugünkü Schleswig – Holstein eyaleti ve Sylt adası) getirip yerleştirenler, bizzat onlara her kötülüğü yapmış ve sömürmüş olan Franklar’dır. Sebebi ise, kuzeyden akın akın gelen Viking saldırılarını durdurabilmektir. Franklar,“Biz ölmeyelim, bizim yerimize Frizler ölsün” diye düşünerek Frizler’i buralara sürdüler ama böylece, kaderin bir cilvesi, bu topraklar da Frizya ülkesine dahil oldu ve bugün “Kuzey Frizya” olarak anılan coğrafya, işte böyle oluştu.

[Resim: 22...-0-c-768x877.jpg]
800 – 1100 yılları arasında bugünkü Danimarka’nın Syddanmark (Güney Danimarka) vilayeti ile bugünkü Almanya’nın Schleswig – Holstein eyaletinin demografik yapısı. Kırmızı bölgeler Danimarkalılar’ın, sarı bölgeler Frizler’in, gri bölgeler Saksonyalılar’ın, kahverengi bölgeler Slavlar’ın yaşadığı toprakları göstermektedir. Beyaz bölgelerde ise hiçbir topluluk yaşamamaktadır.

     804 yılında Franklar’ın Saksonyalılar’a karşı zafer kazanmalarından sonra, Franklar, kuzeyde Danimarkalılar’a komşu olmuştu. Şarlman (I. Büyük Karl), Danimarka topraklarına kaçan Saksonyalılar’ın iade edilmesi için Danimarka KralıGodfred (? – 810)’e davetiye gönderir. Ancak müzakereler, sonuç alınmadan sona erer.
     Bunun üzerine 808 yılında Franklar ile Danimarkalılar arasında savaş patlak verir. Danimarkalılar 810 yılında 200 gemilik büyük bir filoyla Frizya’ya saldırır ve Frank savunmasını üç kez mağlup eder. Danimarkalı Vikingler, Frizya’yı denetimleri altına alırlar. Bu tahakküm altında Frizler, aile başına 100 gümüş pund vergi öderler. Ancak kısa bir süre sonra Danimarka Kralı Godfred, Franklar’ın düzenlediği bir suikastle öldürülür. Godfred’in yerine Danimarka krallık tahtına I. Hemming (? – 812) çıkar.

     811 yılında Frank Kralı Şarlman ile Danimarka Kralı I. Hemming arasında barış anlaşması imzalanır ve sınır anlaşmazlıklarına son verilir.
     Tahta çıktıktan sadece iki yıl sonra Hemming ölür, 812. Yerine Danimarka krallık tahtına Reginfred (? – 814) çıkar. Franklar anlaşmayı Danimarka’nın yeni kralıyla tazelemeye çalışırlar. Ancak iki yıl sonra o da ölür. Tahta Harald Klak (? – 842) çıkar. Aynı yıl, 814, Frank Kralı Şarlman da ölür. Frank krallık tahtına I. Ludwig (778 – 840) çıkar.
     Aynı yıl Norveç’in güneyindeki Vestfold ilinde Danimarka hakimiyetine karşı isyan çıkınca, Danimarka Kralı Harald Klak ülkesini terk ederek 815 yılında Saksonyalılar’a sığınmak zorunda kalır. Ancak Frank Kralı I. Ludwig, onu Danimarka krallık tahtına tekrar oturtmaya çalışır.

     833 yılında Frank Kralı I. Ludwig, oğulları tarafından geçici olarak tahttan indirilir. 834 yılında ise Frizler’in kadim başkenti (eski Friz İmparatorluğu’nun başkenti)Dorestêd, ilk kez Vikingler’in saldırısına uğrar. Frizya tekrar yağmalanır.
     Temmuz 838’da Frizya’yı kasıp kavuran korkunç bir fırtına ve kasırga baş gösterir. Bu şiddetli kasırga neticesinde yüzbinlerce büyükbaş Friz hayvanı telef olmuştur.Yemyeşil Friz çayırlıkları, yere yığılmış siyah – beyaz Frizya ineklerinin ve simsiyah Frizya atlarının cesetleriyle dolmuştur.

     840 yılında I. Ludwig ölünce, Frank krallık tahtına I. Lothar (795 – 855) çıkar. I. Ludwig’in ölümünden sonra Vikingler’in Franklar’a saldırıları artar. Bu dönemde ayrıca Vikingler, Frizler’den oluşan ve kendilerine bağlı “Friz derebeyleri” oluşturmuştur.
     842 yılında Danimarka Kralı Harald Klak ölünce, krallık tahtına I. Horik (? – 854)çıkar. Onun 854 yılındaki ölümünden sonra da tahta II. Horik (? – 864) oturur.
     Franklar, 28 Mart 845 tarihinde Fransa’nın bugünkü başkenti Paris’e saldırır. Aynı yıl Almanya’nın bugünkü Hamburg şehri Vikingler tarafından yağmalanır ve yakılır.

     Frizya topraklarına yönelik Viking saldırıları, ancak 885 yılına gelindiğinde tümüyle durdurulabilmiştir. O sırada Danimarka krallık tahtında III. Godfred (? – 885)oturmaktadır.
     Saksonya Hanedanı (918 – 1024)’nın kurucusu olan ve “Kuşçu Heinrich”lakabıyla bilinen I. Heinrich (876 – 936), 885 yılında Vikingler’i bozguna uğratır ve bu savaşta Danimarka Kralı III. Godfred öldürülür. Frizya toprakları böylece Alman egemenliği altına girer.

     İlk durum, 108 yıl sürer. 993 yılında Friz Özgürlüğü (Friz. Fryske Frijheid; Alm.Friesische Freiheit; Flm. Friese Vrijheid; Dan. Frisisk Frihed) imzalanana kadar.

     ► FRİZ ÖZGÜRLÜĞÜ: “FRYSKE FRİJHEİD” (993 – 1498)
     Danimarka’dan Viking saldırıları durdurulup, Frizya toprakları tam olarak Alman egemenliğine girdikten sonra, Ortaçağ Avrupası’nda, Frizler’e bir nevi feodal düzlemde“özerklik” (muhtariyet, otonomi) hakkı tanındı. Bu durum, yazılı olarak da güvence altına alındı. 500 yıl gibi uzun bir süre hayatiyet bulan bu sözleşmeye “Friz Özgürlüğü” (Friz. Fryske Frijheid; Alm. Friesische Freiheit; Flm. Friese Vrijheid; Dan. Frisisk Frihed) denmiştir.

     Sözleşmeye göre Frizya toprakları çeşitli idarî birimlere, il ve ilçelere bölünecek ve Frizya toprakları bir bütün olarak özerk bir coğrafya halinde kendi kendisini yönetecektir.
     “Friz Özgürlüğü” adlı özerklik sözleşmesine göre Frizya toprakları şu idarî bölgelere ayrılmıştı:

     – Westfriesland (Batı Frizya )
     – Westergo (Batı Ergo)
     – Ostergo (Doğu Ergo)
     – Zevenwouden (Yedi Wouden)

     – Hollanda’daki Groningen ilinde Lauwers ve Ems nehirleri arasındaki Friz alanlar
     – Ems ve Jade nehirleri arasındaki Friz alanlar; yani Rheiderland, Overledingerland, Saterland, Moormerland, Lengenerland, Emsigerland, Federgo, Brokmerland, Kuzey Sunderland, Auricherland, Harlingerland, Wangerland ve Östringen (bugünkü Frizya’da, Saterland ile Oldenburger Friesland arasındaki Friz alanlar ve Almanya’da Aşağı Saksonya’nın Wilhelmshaven bölgesi)

     – Jade ve Weser nehirleri arasındaki Friz alanlar, yani Rüstringen ve Würsten arasındaki bölge (bugünkü Butjadingen ve Almanya’da Aşağı Saksonya eyaletinde Bremerhaven ile Cuxhaven arasındaki alan)
     Hollanda Kontu Arnulf van Holland (951 – 993)’ın bir Friz direnişçi tarafından 993 yılında öldürülmesi, “Friz Özgürlüğü”nün aslî başlangıç tarihi olarak kabul edilir. Aslî başlangıç tarihi, 993.

     Saksonya İmparatorluğu’nun Frizya Uçbeyi Şişko Hendrik (1060 – 1101)’in direnişçi Friz denizciler tarafından 1101 yılında gemiyle kaçırılıp denizin ortasında öldürülmesi ise, “Friz Özgürlüğü”nün fiilî başlangıç tarihi olarak kabul edilir. Fiilî başlangıç tarihi, 1101.
     “Friz Özgürlüğü” sözleşmesinin bir Alman imparatorluğu olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu (962 – 1806) tarafından tanınması ise, 3 Kasım 1248 tarihine tekabül ediyor. Kutsal Roma Cermen İmparatoru II. Willem van Holland (1227 – 56), büyük önem verdiği Aachen Kuşatması’nda Frizler’den önemli ölçüde destek alınca, bu “iyiliğe” karşılık bir “jest” olarak sözleşmenin geçerliliğini ve bağlayıcılığını resmî olarak kabul etti.

     1217 yılına gelindiğinde Frizya’da feodal derebeyler vardı sadece, neredeyse hiç şövalye yoktu ve ayrıca köle de bulunmuyordu. Nüfûs ağırlıklı olarak çiftçiler, balıkçılar ve mavna ustalarından oluşuyordu. Bir üst otorite mevcut olmadığından, idarî bölümlerden her biri devlet içinde devlet idi. O dönemde Frizya tamamıyla köylerden ve kasabalardan müteşekkildi; sadece birkaç şehir vardı.

     Sonra bir sosyo – ekonomik patlama oldu: Tarım ve ticaret gelişti ve bu, zenginlik yarattı. Friz kasabaları büyüdü ve şehirleşti. Frizler yapay höyük üzerine setler kurma, sel baskınlarına karşı toprak kurtarma ve su bentleri inşâ etme san’âtlarını öğrendiler.
     1256 yılında Hollanda Kralı II. Willem van Holland (1227 – 56) Batı Frizya’ya bir saldırı düzenledi ancak bu saldırıda kral, atının buz üzerinde kayması sonucu düştü ve Frizler tarafından yakalanarak öldürüldü. Kral II. Willem van Holland ölünce, Hollanda krallık tahtına henüz 2 yaşında bir bebek olan V. Floris van Holland (1254 – 96) çıktı. Ancak henüz çocuk olduğu için, krallığı vekaleten amcası Floris de Voogd (1228 – 58) yönetmeye başlamıştı. Bebek olan kral büyüyünce, babasının intikamını Frizler’den almak için Frizya topraklarına büyük bir çete baskını düzenler ve bu baskında, sıkı durun, tam 1200 siyah – beyaz Frizya ineğini öldürür.

     Evet, babasının itikamını Frizler’den almak için, 1200 tane Frizya ineğini öldürür.
     Frizler ineklerinin yasını tutarken, 1272 yılında korkunç bir saldırı daha düzenler Frizler üzerine. Ve bu savaşta 3 bin Friz’i kadın – çocuk ayrımı gözetmeksizin katleder. Hollanda Krallığı, Frizya’da korkunç bir katliama imza atar. Tarih, 1272.
     1300 yılında “Friz Özgürlüğü Özerk Bölgesi”, toplam 27 vilayetten oluşuyordu. Sınırları, doğuda bugünkü Hollanda’nın Den Helder şehrinde başlayıp (bugünkü gezide sizlerle birlikte gezdiğimiz şehir), batıda, bugünkü Almanya’nın Bremerhavenşehrine kadar uzanıyordu.

[Resim: 22...-0-d-768x428.jpg]
1300 yılında “Friz Özgürlüğü” adlı özerk bölgeyi oluşturan 27 vilayet

     Ancak 1300’lü yıllarda özerk bölgede ciddî bir başıbozukluk baş gösterdi. Friz toplumu, merkezî hükûmetin yeni bir otokratik form oluşturmak isteyen elit aileleri tarafından sürekli istismar edildi. Yerel idareciler yerli halkı değil, merkezî hükûmeti memnun etmeye çalışıyor, halkın değil devletin çıkarına öncelik veriyorlardı. “Özgürlük dönemi” yavaş yavaş yerini “farklı şefler tarafından yönetilen başıbozuk memleket” haline bırakıyordu. Bir yandan da doğal âfetler, sel felâketleri halka ekonomik ve sosyal yönden ağır darbeler vuruyordu.
     Frizya’da düzen kaybolmuş, Friz halkı arasında huzur kaybolmuştu. Buna toplumun bir çözüm bulması gerekiyordu.

     ► AKİL İSTİŞARE AĞACI: “UPSTALBEAM”
     Friz halkının 1156 yılından beri, yani yaklaşık 200 yıldır uyguladıkları bir gelenekleri vardı aslında. Bu geleneği ihyâ etmek, kurumsal hale getirip daha işlevsel biçimde uygulamak, karşı karşıya olunan “millî sorunlara” derman olabilirdi.

     Friz geleneği şuydu: Milletin ve memleketin karşı karşıya kaldığı büyük sosyal ve siyasal sorunlar zamanlarında, halkın arasındaki “manevî önderler” konumunda olan, “erdem ve bilgelik” sahibi yaşlı insanlar bir ağacın altında toplanıp vatanın ve milletin sorunlarını istişare eder, bu sorunlara bir çözüm bulmaya çalışırlardı. Aldıkları kararlar ise halk indinde kesin olarak bağlayıcı kararlardır.

     Bu istişare için mekân olarak yaşlı ve büyük bir ağacın gölgesi seçilirdi ve bu ağaçlara Friz toplumunda “Upstalbeam” denirdi. Yani, “İstişare Ağacı”.
     1300’lü yıllarda Frizya ülkesinde ve Friz toplumunda yaşanan sosyal ve siyasal başıbozukluk ve çürümeye karşı, çözüm olarak, 200 yıllık bir gelenek olan İstişare Ağacı (Friz. Upstalbeam; Flm. Opstalsboom; Alm. Upstalsbaum; Dan. Upstalstræ) uygulamasını kurumsal hale getirip yeniden ihyâ etmek ve daha işlevsel bir biçimde hayata geçirmek yoluna gidilir.

     “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) geleneği kurumsallaştırılıp daha işlevsel ve sistematik bir biçimde hayata geçirilir.

     Alınan karar gereği, ilk “Upstalbeam” (İstişare Ağacı), bugünkü Hollanda – Almanya sınırının en kuzeydeki, Kuzey Denizi kıyısındaki sınır noktası yakınında bulunan, Almanya’nın Aşağı Saksonya (Alm. Niedersachsen) eyaletinin Doğu Frizya (Alm. Ostfriesland) bölgesindeki Aurich (Alm. Aurich; Friz. Auerk) şehrine dikilir.(Aurich bugün 41 bin 489 nüfûslu bir ilçedir ve belediyenin armasında “Upstalbeam”ı temsilen meşe ağacı resmi vardır)

[Resim: 22...-0-e-768x1013.jpg]
1368 yılında “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) altında memleket mes’elerini ve milletin sorunlarını istişare eden “erdem ve bilgelik” sahibi yaşlı insanlar (Kürtçe’de “ruspi” dediğimiz yaşlı bilgeler)

     Tarihî kaynaklarda yazıldığına göre, Friz tarihindeki ilk “Upstalbeam” uygulaması, 1156 yılında iki Doğu Friz toplumu arasındaki arazi anlaşmazlığını çözmek için yaşlılar heyetinin yaşlı bir meşe ağacının altında yaptıkları istişare toplantısına dayanıyor. Yazılı kaynakların belirttiğine göre, 1216 – 31 yılları arasında bir dizi “Upstalbeam”toplantısı ve yüz yıl sonra 1323 – 27 yılları arasında 7 ayrı devletten delegelerin katıldığı uluslararası “Upstalbeam” toplantıları düzenleniyor. Toplantılar yılda bir kez Salı günleri gerçekleştirilirdi.

     Bu ağaç, büyükçe bir meşe ağacı idi.
     1323 yılında “Upstalbeam Yasaları” adıyla resmî yasalar dahi çıkartılmış ve bu istişare toplantılarında yaşlı bilgelerin aldığı kararlar “kanun” haline getirilmiştir.
     1327 yılında düzenlenen ve yargıçlar ile hakimlerin de katıldığı “Upstalbeam”toplantısında Appingedam şehrinin idarî hakları güçlendirilmiş, Mart 1338 tarihinde düzenlenen “Upstalbeam” toplantısına ise bizzat Fransa Kralı da katılmış ve onunla bir anlaşma imzalanmıştır.
     9 Eylül 1361 tarihindeki “Upstalbeam” istişare toplantısı ise bu gelenek için bir “ilk”tir. Çünkü Groningen şehrinde düzenlenen bu toplantıya kadınlar da katılmıştır.

[Resim: 22...-0-f-768x539.jpg]
1796 yılında gerçekleştirilen “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) toplantısı

     Yüzyıllar boyunca büyük ve yaşlı bir meşe ağacının altında yapılan “Upstalbeam”toplantılarının yapıldığı yere, 1833 yılında 6 m 80 cm yüksekliğinde piramit şeklindebir taş anıt dikilmiş ve böylece mekân, daha modernize bir görüntüye kavuşturulmuştur.

[Resim: 22...-0-g-768x535.jpg]
1833 yılında gerçekleştirilen “Upstalbeam” (İstişare Ağacı) toplantısı

     “Upstalbeam” toplantıları, günümüzde halen düzenleniyor. Şimdiki toplantılar, daha çok “bağımsız bir devlet” hayâliyle yaşayan Friz millîyetçileri ve bağımsızlıkçı(Kemalist Türkçe’de “ayrılıkçı”, İslamcı Türkçe’de “bölücü”) Friz partileri tarafından“Friz millî duygularını canlandırmak” amacıyla gerçekleştiriliyor.

[Resim: 22...-0-h-768x512.jpg]
Almanya’nın Aşağı Saksonya (Alm. Niedersachsen) eyaletinin Aurich kentinde bulunan “Upstalbeam”(İstişare Ağacı) piramidi

     ► FRİZLER ARASINDA İÇ ÇATIŞMALAR
     Daha önce Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tarafından tanınan “Friz Özgürlüğü ve Hakları”, aradan 150 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra, 1417 yılında Kutsal Roma Cermen İmparatoru Sigismund von Luxemburg (1368 – 1437)tarafından yeniden teyit edilmiştir.

     Ancak 15. yy’ın sonunda Frizler arasında iç çatışmalar başlar. O dönemde Frizler’in iki güçlü partisi ve siyasî camiâsı vardı. Birinin adı “Skieringers”, diğerinin adı“Fetkeapers”.
     Bu iki grup arasında 1489 yılında iç savaş çıkar. Saksonya Dükü III. Albrecht der Beherzte (1443 – 1500), iç çatışmaları durdurmak için devleti harekete geçirir ve“Skieringers” grubunun lideri Juw Dekema fan Baard (1449 – 1523) için ölüm fermanı yayınlar.

     1498 yılında, 500 yıl gibi uzun bir süredir yürürlükte olan “Friz Özgürlüğü” (Friz.Fryske Frijheid; Alm. Friesische Freiheit; Flm. Friese Vrijheid; Dan. Frisisk Frihed) adlı özerklik sözleşmesi tamamen iptal edilir ve bu haklar da tarihe karışır.

     Frizler arası iç çatışmalar, Friz halkına pahalıya mal olmuş, sahip oldukları tüm idarî ve millî haklarını bir anda yitirmişlerdir.

     Ancak bunu “sürpriz” olarak görmemek gerekir. Dünyanın her yerinde geçerli bir hayat kuralıdır bu: Hürriyet ve istiklâlden mahrum olup başkalarının egemenliği altında yaşayan milletler, “millî birlik”lerini sağlayıp düşmana karşı mücadele etmeleri gerekirken, bunu yapmayıp kendi aralarında çatışırlarsa ve birbirlerine girerlerse, var olan mevcut haklarını da yitirirler ve ilelebed köle kalmaya mahkumdurlar.


ÖM ile soru cevaplamiyoruz! Forum'a yazın cevaplardan herkes yararlansın!

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi