DİNİMİZ « iSLAM İSLAMİYET « GENEL BİLGİLER GÜNÜMÜZDE YAŞANAN İSLAM’IN BU HALE GELMESİNDEN, HEPİMİZ SORUMLUYUZ.

GÜNÜMÜZDE YAŞANAN İSLAM’IN BU HALE GELMESİNDEN, HEPİMİZ SORUMLUYUZ.

GÜNÜMÜZDE YAŞANAN İSLAM’IN BU HALE GELMESİNDEN, HEPİMİZ SORUMLUYUZ.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
halukgta
Moderator
366
20-08-2021:10:31
#1
İslam dünyası öyle bir yozlaşma, batıl ve hurafenin batağındaki akıl, mantıkla açıklamak mümkün değil. Günümüzde yaşanan, ülkelerinden kaçan Müslüman göçleri üzerinde zerre kadar düşünen, İslam toplumlarının ne denli kargaşa, acı ve adaletsizliklerle yönetildiğini görecektir. SİZCE GÜNÜMÜZDE YAŞANAN BU DİNİN ADI, İSLAM OLABİLİR Mİ? Lütfen unutmayınız İslam toplumu dediğimiz ülkelerin adaletsizlik ve baskısından kaçanlar, Müslüman ülkelere değil, özellikle Hristiyan ülkelerine gitmek istiyorlar. Acaba neden diye, bu soruyu kendimize hiç soruyor muyuz? Hiç sanmıyorum. İlginç olan bu toplumlarda Müslümanlara, Müslüman olduğunu söyleyenler tarafından adaletsizlikler, baskılar yapılıyor ve bir birilerini hiç acımadan öldürebiliyorlar. HANİ MÜSLÜMAN MÜSLÜMANIN KARDEŞİYDİ?

Hani İslam hoşgörü diniydi, hani İslam adalet ve özgürlük diniydi? Hani, hangi inanca inanırsa inansın aralarında adaletle hükmedilecekti, dinde zorlama yoktu, ne oldu Allah ın Kur’an da ki bu uyarıları? Ne yazık ki hepsi rivayetlere kurban gitti ve Kur’an ı duyan, hisseden yok. İSLAM TOPLUMLARI BATILIN VE HURAFENİN BATAĞINA BATTIKÇA, BAŞKA DÜŞMANA GEREK KALMADI. Biz Müslümanlar bir birimize düşman olduk, birbirimizi öldürüyor ve savaş açıyoruz. Bütün dünya, İslam toplumlarındaki bu karmaşayı, özellikle kadınlar üzerindeki baskıyı görüyorlar. Sizce bu toplumlara, bu kötü örnekler ortada dururken İslam ı anlatıp, onları Müslümanlığa davet edebilir miyiz? Elbette hayır. Müslüman olmayan ve bu zulmü seyredenlerin İçlerinden ne geçtiğini çok iyi tahmin ediyorum, ama dilim varmıyor söylemeye. ALLAH NE YAPARSANIZ, ONUN KARŞILIĞINI GÖRÜRSÜNÜZ DER KUR’AN DA BİZLERE. BİZLERDE YAPTIKLARIMIZIN KARŞILIĞINI GÖRÜYORUZ.

İslam toplumları olarak, Kur’an dan o kadar uzaklaştık ve kendimize rivayet ve sanı bilgilerden öyle bir din yaratık ki, şimdide sen Müslüman olamazsın, sen kâfirsin, sen sünnet inkârcısısın diye bir birimizi imansızlıkla suçluyoruz. HÂLBUKİ ALLAH IN TEK BİR SÜNNETİ YANİ İZLENMESİ GEREK YOLU VARDI, ODA KUR’AN DI. Bizler dinde delil ve kanıt olarak yalnız Kur’an ı kabul etmeyip, doğruluğundan asla emin olamayacağımız, Kur’an ın hiç bahsetmediği konularda rivayet edilen sözleri/hadisleri din edindik ve dinin asli unsuru yaptık.  YALNIZ BU RİVAYETLERLE, KUR’AN I ANLAYACAĞIMIZA İNANDIRILDIK. Allah ın dinde sakın bölünenler gibi olmayın uyarısını göz ardı ederek, dinde bölünmekte zenginlik bereket vardır dedik, böylece her Müslüman toplum, ülke adeta kendi dinini, inancını elleriyle yarattı, Allah ın dinini kendi nefislerince şekillendirdi. SONUCUNUDA HEP BİRLİKTE GÖRÜYOR VE ÇOK ÜZÜLÜYORUZ. 

Bölünmüşlüğümüze ve yoldan sapmamıza birçok batıl ve sanı bilgiler etken olmuştur. Çünkü bizler Kur’an ın etkisinden sıyrılıp rivayet ve sanı bilgilerin etkisine girdik. Bu hatamıza çok güzel bir örnek vermek istiyorum. Geçen gün bir yazımın altına, şöyle bir cevap yazmış bir arkadaşımız, bizlere ders olması adına, sizlerle paylaşmak istiyorum. BU VE BENZERİ İNANÇLAR BİZLERİ, İSLAM I ALLAH IN YOLUNDA YAŞAMAKTAN SAPTIRMIŞ VE BİR BİLİNMEYENE DOĞRU BİZLERİ SÜRÜKLEMEKTEDİR. ÇÜNKÜ EMİN OLAMAYACAĞIMIZ SÖZLERİN ARDINDAN GİDEN, ASLA ALLAH IN GERÇEKLERİ İLE BULUŞAMAZ VE BÖYLECE ZOR ANIMIZDA, ALLAH I DA YANINDA BULAMAZ. Bakın arkadaşımız ne diyor, kendi inancı ile ilgili.

“KİTABIN SAHİBİ PEYGAMBERDİR. BEN KİTAP HUSUSUNDA ONA TABİYİM. Çünkü Allah’ın kasdını ve muradını en iyi o bilir. Hamaset edebiyatı yapıp, peygamberi bir kenara bırakarak peygamberliğe soyunmayın. Çok sırıtıyor tahrifatınız. Siz mealcilerin sapık özelliği ayetleri ya maksatlarından çıkarmak veya madalyonun bir yüzünü gösterip, diğer yüzünü göstermemek. Ayetleri ideolojinize alet etmek. Tüm bu ayetler Resule itaat edin ayetinden ayrı okunmazlar.

Bak! SANA(resule) !!! Diyor Resule. Yani ona indirmiştir. Senle bana değil. Yani onun üzerinden bütün insanlığa. ŞİMDİ BEŞERİYET AÇISINDAN BEN HZ. MUHAMMED (SAV) İLE MUHATABIM. DİREK KİTAPLA DEĞİL. O KİTABA, ONUNLA BERABER UYMALIYIM. Onu devreden çıkartıp uymaya kalkmak, peygambere ihanettir. Böyle bir şeyi, sahabenin yapmış olması düşünülemez. Ki Peygambere nasıl tabi oldukları sabittir.”

Ne dersiniz, böyle bir inanç Allah ın dini/sünneti olabilir mi? ARKADAŞIMIZ KİTABIN YANİ KUR’AN IN SAHİBİ PEYGAMBERDİR DİYOR. Aman Allah ım. Çok daha ilginci sözlerinin devamında, ben kitap hususunda ona tabiyim diyor. Tabi olduğu kitabın neler olacağını da devamında anlatıyor.  Kur’an da geçen ayetlerin, uyarıların neyi kast ettiğini bizler anlayamayız, yalnız Allah ın Elçisi anlar, bizlerde onun rivayet hadislerinden, Kur’an ayetlerinin gerçek anlamını anlarız diyor. BUNUN APAÇIK ŞİRK OLDUĞUNUN, NE YAZIK Kİ FARKINDA DEĞİL. Hatırlatırım bizler günümüze ulaşan ve Peygamberimize ait olduğu iddia edilen hadisleri Allah ın Elçisinden değil, Peygamberimizden yüzlerce yıl sonra yaşamış, BUHARİ, MÜSLİM, TIRMIZİ gibi kişilere ait olduğu söylenen, kitaplardan öğreniyoruz. Bu sözlerin/hadislerin gerçekten Peygamberimize ait olduğuna, kim şahit olmuşta bu kadar rahat inanıyoruz, işte bunu anlamakta zorluk çekiyorum.

Bu kişi, Allah ın emrettiği gibi Kur’an ı anlayarak ve düşünerek tercümesinden okuyanlara da sapık diyor. Kimin sapık olduğunu, huzura vardığımızda hep birlikte göreceğiz. Allah birçok ayetinde Resule itaat edin diyor, çünkü Kur’an ı ilk insanlara tebliğ eden elçisiydi de ondan. Ama neden Resule uymamız gerektiğini de açıklıyor Allah ve Resulün yetkisinin, görevinin yalnız apaçık tebliğ olduğu örneklerini de Kur’an da veriyor. Bu ayetleri görmek istemeyenlere ayetleri hatırlatmanın da, hiçbir faydası olmuyor ne yazık ki. Tabi anlamak ve görmek istemeyenler, perdelenmiş gözleriyle göremeyecek, mühürlenmiş kalp ve kulakları ile de duyamayacak hissedemeyecektir.

Hiç düşünmüyor muyuz, Allah hükümlerini neden tüm kullarının anlayacağı şekilde göndermeyip, yalnız Resulünün anlayacağı şekilde göndersin? Nasıl bir adalet anlayışını, Allah a nispet ettiğimizin farkında mısınız? Hangi kitabın yazarı kitabını yazarken, yazdığım bu kitabı her okuyanın anlamasına gerek yok, akıllı bir kişi okusun topluma anlatsın diye yazar?  Hatırlayınız lütfen, Allah  sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyordu. Diyelim ki ayetlerin gerçek anlamını yalnız Peygamberimiz anladı, neden Allah ın Resulü Kur’an ı kayda aldırırken, bizlerin anlayacağı şekilde yazdırmadı da, bizler bu ayetleri dilden dile dolaşan, kayda yüzlerce yıl sonra alınan bilgilerle/hadislerle anlamaya çalışıyoruz. HANİ ALLAH BİZLERİ UYARMIŞTI KUR’AN DA HATIRLAYINIZ, EMİN OLMADIĞINIZ SÖZLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, TÜM BUNLARDAN SORUMLU OLURSUNUZ DİYORDU. Bu uyarılar bizleri hiç mi ilgilendirmiyor? 

İslam toplumlarının içinde yaşadığı bu acı ve üzücü gerçeklerin asıl nedeni, Kur’an ı dinde tek kaynak kanıt, delil kabul etmeyip, kendimizce seçtiğimiz rivayet edilen hadisleri kesin doğru kabul edip, İslam ı Kur’an a göre değil, rivayet sözlere göre yaşamamız biz Müslümanları içinden çıkılamayacak bataklığa sürüklemiştir. İLGİNÇ OLAN ARKADAŞIMIZIN DİNDE KANIT OLARAK GÖRDÜĞÜ RİVAYET HADİSLER, HER MEZHEPTE, CEMAATE, TARİKATTA ÇOK FARKLI ANLATILIYOR VE İÇLERİNDEN SEÇİLİP BİR KISMI BATIL İLAN EDİLEBİLİYOR. BUNA KİM VE HANGİ ŞARTLARDA KARAR VERİYOR, SORAN BİLE YOK. BİRİNİN DOĞRU KABUL ETTİĞİNİ, DİĞERİ KABUL ETMİYOR VE BİRBİRLERİNİ KÂFİRLİKLE SUÇLUYORLAR. 

Tenkit ettiğimiz, söylemleri ve yaptıkları ile kınadığımız TALİBAN ve İŞİT in yaşadığı İslam, aslında ülkemizde mezheplerin kabul ettiği İslam la aynı. Sünni ve Şii inancına bakın araştırın, Taliban ın ve işittin yaşadığı inançla aynı olduğunu göreceksiniz. İçimizde bazı cemaat ve tarikatlar, ülkemizin yönetimini tam olarak ele geçirseler ve her istediklerini yapabilecek güçleri olsa, Taliban ya da İşit den hiç farklarının olmadığını göreceksiniz. ESKİ AYASOFYA CAMİSİNİN İMAMININ, ALLAH TALİBAN IN YARDIMCISI OLSUN SÖZLERİ İLE TALİBAN I ÖVMESİ, DESTEKLEMESİ TÜM GERÇEKLERİ ORTAYA KOYUYOR.

Arkadaşımız beşeriyet açısından, ben Hz. Muhammed ile muhatabım diyerek, Kur’an ne yazık ki terk ediliyor ve rivayet edilen hadislerle din yaşanıyor. Hatırlatırım Allah ın Elçisi aramızda değil, yani muhatabımız şu anda yalnız Kur’an. Bu sözler/hadisler sana mı ait diye Peygamberimize soramıyoruz. Bunu yapamıyorsak, nasıl olur da emin olamayacağımız sözlerle İslam ı yaşarız ve muhatabımız bu hadisler deriz? Böyle olunca da sonuç ortada. Bir Müslüman bu sözleri nasıl söyler, doğrusu aklım almıyor. Bakın sözlerinin son kısmında ne diyor. Ben Hz. Muhammed ile muhatabım dedikten sonra, DİREK KİTAPLA DEĞİL DİYOR. Yani bu zihniyetin muhatabı direk Kur’an değil, Peygamberimize ait olduğunu iddia ettikleri ve Kur’an ı açıkladığını söyledikleri, RİVAYET HADİSLER, BU ZİHNİYETİN İLK MUHATABIYMIŞ. O RİVAYETLER IŞIĞINDA KUR’AN I ANCAK ANLAYABİLİRİZ DİYOR. RABBİM BİZLERİ BU ZİHNİYETİN ŞERRİNDEN KORU NE OLURSUN.

Lütfen unutmayalım, Allah ın Elçisi yalnız Kur’an a uymuş ve yalnız Kur’an ile hükmetme görevi almıştır. Kur’an ın yanında da asla hiçbir bilgi söz/hadis yazdırmamış ümmetine bunlarla ancak Kur’an ayetlerini anlayabilirsiniz dememiştir. DEMEDİĞİNİ KUR’AN DAN ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. ANCAK KUR’AN İLE BULUŞAN BU GERÇEĞİN FARKINDA OLUR. Zaten Allah yalnız Kur’an ı koruması altına alarak, bizlerin yalnız Kur’an ın ipine sarılmamızı emretmiştir. Arkadaşımız sahabelerden örnek vermiş. Bende Allah ın Elçisinin en yakınındakilerin, vahye ve Resulün sözlerine karşı nasıl bir tavır içinde olduklarına, İslam ı yaşarken nasıl dikkatli ve titiz davrandıklarına, güzel bir örnek vermek istiyorum. Bakın sahabeler bazen Allah ın Resulüne ne diyorlarmış.

“YA RESULALLAH! BU SENİN FİKRİN Mİ VAHİY Mİ? ŞAYET SENİN FİKRİN İSE KATILMIYORUM, ŞAYET VAHİY GELMİŞSE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VAR!’

“MÜSLÜMANLARIN İLK GAZVESİ BEDİR HARBİ’NDE, RESULULLAH (ASM) YER TESBİTİNDE BULUNUYORDU. ASKERLERİN BEDİR KUYULARI ÖNÜNDE KONUŞLANMALARINI İSTEDİ. SAHABELERDEN BİRİSİ HUBAB B. MÜNZİR DEDİ Kİ; -YA RESULALLAH(ASM), ORDUNUN BURAYA KONUŞLANMASI SENİN FİKRİN Mİ, YOKSA BU KONUDA SANA VAHİY Mİ GELDİ? BU ALLAH’IN EMRİ Mİ?”

Sahabe gerektiğinde bu kadar açık ve net Allah ın Resulü ile böyle bir diyalog içindeydi. Allah ın Resulüde buna izin veriyordu. Çünkü İslam danışmayı, birlikte karar vermeyi emrediyor. Ama günümüzde cemaat ya da tarikat liderlerine hele böyle bir soru sor da göreyim, diyesi geliyor insanın. İslam böyle bir din ama bizler ne hale getirdik. Birilerinin rivayet sözleri ile İslam ı yaşayanlar, asla acı keder ve adaletsizlikten kurtulamazlar, lütfen bu gerçeği unutmayalım ve ELDE KUR’AN ONUN ASLA SINIRLARINI AŞMADAN ANLAYARAK VE DÜŞÜNEREK KUR’AN I OKUYALIM, ALLAH IN EN DOĞRU YOLUNU BULMA ÇABASINDA OLALIM.

ALLAH CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/
halukgta
20-08-2021:10:31 #1

İslam dünyası öyle bir yozlaşma, batıl ve hurafenin batağındaki akıl, mantıkla açıklamak mümkün değil. Günümüzde yaşanan, ülkelerinden kaçan Müslüman göçleri üzerinde zerre kadar düşünen, İslam toplumlarının ne denli kargaşa, acı ve adaletsizliklerle yönetildiğini görecektir. SİZCE GÜNÜMÜZDE YAŞANAN BU DİNİN ADI, İSLAM OLABİLİR Mİ? Lütfen unutmayınız İslam toplumu dediğimiz ülkelerin adaletsizlik ve baskısından kaçanlar, Müslüman ülkelere değil, özellikle Hristiyan ülkelerine gitmek istiyorlar. Acaba neden diye, bu soruyu kendimize hiç soruyor muyuz? Hiç sanmıyorum. İlginç olan bu toplumlarda Müslümanlara, Müslüman olduğunu söyleyenler tarafından adaletsizlikler, baskılar yapılıyor ve bir birilerini hiç acımadan öldürebiliyorlar. HANİ MÜSLÜMAN MÜSLÜMANIN KARDEŞİYDİ?

Hani İslam hoşgörü diniydi, hani İslam adalet ve özgürlük diniydi? Hani, hangi inanca inanırsa inansın aralarında adaletle hükmedilecekti, dinde zorlama yoktu, ne oldu Allah ın Kur’an da ki bu uyarıları? Ne yazık ki hepsi rivayetlere kurban gitti ve Kur’an ı duyan, hisseden yok. İSLAM TOPLUMLARI BATILIN VE HURAFENİN BATAĞINA BATTIKÇA, BAŞKA DÜŞMANA GEREK KALMADI. Biz Müslümanlar bir birimize düşman olduk, birbirimizi öldürüyor ve savaş açıyoruz. Bütün dünya, İslam toplumlarındaki bu karmaşayı, özellikle kadınlar üzerindeki baskıyı görüyorlar. Sizce bu toplumlara, bu kötü örnekler ortada dururken İslam ı anlatıp, onları Müslümanlığa davet edebilir miyiz? Elbette hayır. Müslüman olmayan ve bu zulmü seyredenlerin İçlerinden ne geçtiğini çok iyi tahmin ediyorum, ama dilim varmıyor söylemeye. ALLAH NE YAPARSANIZ, ONUN KARŞILIĞINI GÖRÜRSÜNÜZ DER KUR’AN DA BİZLERE. BİZLERDE YAPTIKLARIMIZIN KARŞILIĞINI GÖRÜYORUZ.

İslam toplumları olarak, Kur’an dan o kadar uzaklaştık ve kendimize rivayet ve sanı bilgilerden öyle bir din yaratık ki, şimdide sen Müslüman olamazsın, sen kâfirsin, sen sünnet inkârcısısın diye bir birimizi imansızlıkla suçluyoruz. HÂLBUKİ ALLAH IN TEK BİR SÜNNETİ YANİ İZLENMESİ GEREK YOLU VARDI, ODA KUR’AN DI. Bizler dinde delil ve kanıt olarak yalnız Kur’an ı kabul etmeyip, doğruluğundan asla emin olamayacağımız, Kur’an ın hiç bahsetmediği konularda rivayet edilen sözleri/hadisleri din edindik ve dinin asli unsuru yaptık.  YALNIZ BU RİVAYETLERLE, KUR’AN I ANLAYACAĞIMIZA İNANDIRILDIK. Allah ın dinde sakın bölünenler gibi olmayın uyarısını göz ardı ederek, dinde bölünmekte zenginlik bereket vardır dedik, böylece her Müslüman toplum, ülke adeta kendi dinini, inancını elleriyle yarattı, Allah ın dinini kendi nefislerince şekillendirdi. SONUCUNUDA HEP BİRLİKTE GÖRÜYOR VE ÇOK ÜZÜLÜYORUZ. 

Bölünmüşlüğümüze ve yoldan sapmamıza birçok batıl ve sanı bilgiler etken olmuştur. Çünkü bizler Kur’an ın etkisinden sıyrılıp rivayet ve sanı bilgilerin etkisine girdik. Bu hatamıza çok güzel bir örnek vermek istiyorum. Geçen gün bir yazımın altına, şöyle bir cevap yazmış bir arkadaşımız, bizlere ders olması adına, sizlerle paylaşmak istiyorum. BU VE BENZERİ İNANÇLAR BİZLERİ, İSLAM I ALLAH IN YOLUNDA YAŞAMAKTAN SAPTIRMIŞ VE BİR BİLİNMEYENE DOĞRU BİZLERİ SÜRÜKLEMEKTEDİR. ÇÜNKÜ EMİN OLAMAYACAĞIMIZ SÖZLERİN ARDINDAN GİDEN, ASLA ALLAH IN GERÇEKLERİ İLE BULUŞAMAZ VE BÖYLECE ZOR ANIMIZDA, ALLAH I DA YANINDA BULAMAZ. Bakın arkadaşımız ne diyor, kendi inancı ile ilgili.

“KİTABIN SAHİBİ PEYGAMBERDİR. BEN KİTAP HUSUSUNDA ONA TABİYİM. Çünkü Allah’ın kasdını ve muradını en iyi o bilir. Hamaset edebiyatı yapıp, peygamberi bir kenara bırakarak peygamberliğe soyunmayın. Çok sırıtıyor tahrifatınız. Siz mealcilerin sapık özelliği ayetleri ya maksatlarından çıkarmak veya madalyonun bir yüzünü gösterip, diğer yüzünü göstermemek. Ayetleri ideolojinize alet etmek. Tüm bu ayetler Resule itaat edin ayetinden ayrı okunmazlar.

Bak! SANA(resule) !!! Diyor Resule. Yani ona indirmiştir. Senle bana değil. Yani onun üzerinden bütün insanlığa. ŞİMDİ BEŞERİYET AÇISINDAN BEN HZ. MUHAMMED (SAV) İLE MUHATABIM. DİREK KİTAPLA DEĞİL. O KİTABA, ONUNLA BERABER UYMALIYIM. Onu devreden çıkartıp uymaya kalkmak, peygambere ihanettir. Böyle bir şeyi, sahabenin yapmış olması düşünülemez. Ki Peygambere nasıl tabi oldukları sabittir.”

Ne dersiniz, böyle bir inanç Allah ın dini/sünneti olabilir mi? ARKADAŞIMIZ KİTABIN YANİ KUR’AN IN SAHİBİ PEYGAMBERDİR DİYOR. Aman Allah ım. Çok daha ilginci sözlerinin devamında, ben kitap hususunda ona tabiyim diyor. Tabi olduğu kitabın neler olacağını da devamında anlatıyor.  Kur’an da geçen ayetlerin, uyarıların neyi kast ettiğini bizler anlayamayız, yalnız Allah ın Elçisi anlar, bizlerde onun rivayet hadislerinden, Kur’an ayetlerinin gerçek anlamını anlarız diyor. BUNUN APAÇIK ŞİRK OLDUĞUNUN, NE YAZIK Kİ FARKINDA DEĞİL. Hatırlatırım bizler günümüze ulaşan ve Peygamberimize ait olduğu iddia edilen hadisleri Allah ın Elçisinden değil, Peygamberimizden yüzlerce yıl sonra yaşamış, BUHARİ, MÜSLİM, TIRMIZİ gibi kişilere ait olduğu söylenen, kitaplardan öğreniyoruz. Bu sözlerin/hadislerin gerçekten Peygamberimize ait olduğuna, kim şahit olmuşta bu kadar rahat inanıyoruz, işte bunu anlamakta zorluk çekiyorum.

Bu kişi, Allah ın emrettiği gibi Kur’an ı anlayarak ve düşünerek tercümesinden okuyanlara da sapık diyor. Kimin sapık olduğunu, huzura vardığımızda hep birlikte göreceğiz. Allah birçok ayetinde Resule itaat edin diyor, çünkü Kur’an ı ilk insanlara tebliğ eden elçisiydi de ondan. Ama neden Resule uymamız gerektiğini de açıklıyor Allah ve Resulün yetkisinin, görevinin yalnız apaçık tebliğ olduğu örneklerini de Kur’an da veriyor. Bu ayetleri görmek istemeyenlere ayetleri hatırlatmanın da, hiçbir faydası olmuyor ne yazık ki. Tabi anlamak ve görmek istemeyenler, perdelenmiş gözleriyle göremeyecek, mühürlenmiş kalp ve kulakları ile de duyamayacak hissedemeyecektir.

Hiç düşünmüyor muyuz, Allah hükümlerini neden tüm kullarının anlayacağı şekilde göndermeyip, yalnız Resulünün anlayacağı şekilde göndersin? Nasıl bir adalet anlayışını, Allah a nispet ettiğimizin farkında mısınız? Hangi kitabın yazarı kitabını yazarken, yazdığım bu kitabı her okuyanın anlamasına gerek yok, akıllı bir kişi okusun topluma anlatsın diye yazar?  Hatırlayınız lütfen, Allah  sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyordu. Diyelim ki ayetlerin gerçek anlamını yalnız Peygamberimiz anladı, neden Allah ın Resulü Kur’an ı kayda aldırırken, bizlerin anlayacağı şekilde yazdırmadı da, bizler bu ayetleri dilden dile dolaşan, kayda yüzlerce yıl sonra alınan bilgilerle/hadislerle anlamaya çalışıyoruz. HANİ ALLAH BİZLERİ UYARMIŞTI KUR’AN DA HATIRLAYINIZ, EMİN OLMADIĞINIZ SÖZLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, TÜM BUNLARDAN SORUMLU OLURSUNUZ DİYORDU. Bu uyarılar bizleri hiç mi ilgilendirmiyor? 

İslam toplumlarının içinde yaşadığı bu acı ve üzücü gerçeklerin asıl nedeni, Kur’an ı dinde tek kaynak kanıt, delil kabul etmeyip, kendimizce seçtiğimiz rivayet edilen hadisleri kesin doğru kabul edip, İslam ı Kur’an a göre değil, rivayet sözlere göre yaşamamız biz Müslümanları içinden çıkılamayacak bataklığa sürüklemiştir. İLGİNÇ OLAN ARKADAŞIMIZIN DİNDE KANIT OLARAK GÖRDÜĞÜ RİVAYET HADİSLER, HER MEZHEPTE, CEMAATE, TARİKATTA ÇOK FARKLI ANLATILIYOR VE İÇLERİNDEN SEÇİLİP BİR KISMI BATIL İLAN EDİLEBİLİYOR. BUNA KİM VE HANGİ ŞARTLARDA KARAR VERİYOR, SORAN BİLE YOK. BİRİNİN DOĞRU KABUL ETTİĞİNİ, DİĞERİ KABUL ETMİYOR VE BİRBİRLERİNİ KÂFİRLİKLE SUÇLUYORLAR. 

Tenkit ettiğimiz, söylemleri ve yaptıkları ile kınadığımız TALİBAN ve İŞİT in yaşadığı İslam, aslında ülkemizde mezheplerin kabul ettiği İslam la aynı. Sünni ve Şii inancına bakın araştırın, Taliban ın ve işittin yaşadığı inançla aynı olduğunu göreceksiniz. İçimizde bazı cemaat ve tarikatlar, ülkemizin yönetimini tam olarak ele geçirseler ve her istediklerini yapabilecek güçleri olsa, Taliban ya da İşit den hiç farklarının olmadığını göreceksiniz. ESKİ AYASOFYA CAMİSİNİN İMAMININ, ALLAH TALİBAN IN YARDIMCISI OLSUN SÖZLERİ İLE TALİBAN I ÖVMESİ, DESTEKLEMESİ TÜM GERÇEKLERİ ORTAYA KOYUYOR.

Arkadaşımız beşeriyet açısından, ben Hz. Muhammed ile muhatabım diyerek, Kur’an ne yazık ki terk ediliyor ve rivayet edilen hadislerle din yaşanıyor. Hatırlatırım Allah ın Elçisi aramızda değil, yani muhatabımız şu anda yalnız Kur’an. Bu sözler/hadisler sana mı ait diye Peygamberimize soramıyoruz. Bunu yapamıyorsak, nasıl olur da emin olamayacağımız sözlerle İslam ı yaşarız ve muhatabımız bu hadisler deriz? Böyle olunca da sonuç ortada. Bir Müslüman bu sözleri nasıl söyler, doğrusu aklım almıyor. Bakın sözlerinin son kısmında ne diyor. Ben Hz. Muhammed ile muhatabım dedikten sonra, DİREK KİTAPLA DEĞİL DİYOR. Yani bu zihniyetin muhatabı direk Kur’an değil, Peygamberimize ait olduğunu iddia ettikleri ve Kur’an ı açıkladığını söyledikleri, RİVAYET HADİSLER, BU ZİHNİYETİN İLK MUHATABIYMIŞ. O RİVAYETLER IŞIĞINDA KUR’AN I ANCAK ANLAYABİLİRİZ DİYOR. RABBİM BİZLERİ BU ZİHNİYETİN ŞERRİNDEN KORU NE OLURSUN.

Lütfen unutmayalım, Allah ın Elçisi yalnız Kur’an a uymuş ve yalnız Kur’an ile hükmetme görevi almıştır. Kur’an ın yanında da asla hiçbir bilgi söz/hadis yazdırmamış ümmetine bunlarla ancak Kur’an ayetlerini anlayabilirsiniz dememiştir. DEMEDİĞİNİ KUR’AN DAN ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. ANCAK KUR’AN İLE BULUŞAN BU GERÇEĞİN FARKINDA OLUR. Zaten Allah yalnız Kur’an ı koruması altına alarak, bizlerin yalnız Kur’an ın ipine sarılmamızı emretmiştir. Arkadaşımız sahabelerden örnek vermiş. Bende Allah ın Elçisinin en yakınındakilerin, vahye ve Resulün sözlerine karşı nasıl bir tavır içinde olduklarına, İslam ı yaşarken nasıl dikkatli ve titiz davrandıklarına, güzel bir örnek vermek istiyorum. Bakın sahabeler bazen Allah ın Resulüne ne diyorlarmış.

“YA RESULALLAH! BU SENİN FİKRİN Mİ VAHİY Mİ? ŞAYET SENİN FİKRİN İSE KATILMIYORUM, ŞAYET VAHİY GELMİŞSE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VAR!’

“MÜSLÜMANLARIN İLK GAZVESİ BEDİR HARBİ’NDE, RESULULLAH (ASM) YER TESBİTİNDE BULUNUYORDU. ASKERLERİN BEDİR KUYULARI ÖNÜNDE KONUŞLANMALARINI İSTEDİ. SAHABELERDEN BİRİSİ HUBAB B. MÜNZİR DEDİ Kİ; -YA RESULALLAH(ASM), ORDUNUN BURAYA KONUŞLANMASI SENİN FİKRİN Mİ, YOKSA BU KONUDA SANA VAHİY Mİ GELDİ? BU ALLAH’IN EMRİ Mİ?”

Sahabe gerektiğinde bu kadar açık ve net Allah ın Resulü ile böyle bir diyalog içindeydi. Allah ın Resulüde buna izin veriyordu. Çünkü İslam danışmayı, birlikte karar vermeyi emrediyor. Ama günümüzde cemaat ya da tarikat liderlerine hele böyle bir soru sor da göreyim, diyesi geliyor insanın. İslam böyle bir din ama bizler ne hale getirdik. Birilerinin rivayet sözleri ile İslam ı yaşayanlar, asla acı keder ve adaletsizlikten kurtulamazlar, lütfen bu gerçeği unutmayalım ve ELDE KUR’AN ONUN ASLA SINIRLARINI AŞMADAN ANLAYARAK VE DÜŞÜNEREK KUR’AN I OKUYALIM, ALLAH IN EN DOĞRU YOLUNU BULMA ÇABASINDA OLALIM.

ALLAH CÜMLEMİZİN YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi