KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR İNSANIN EZELİ RAKİBİ VE DÜŞMANI OLAN ŞEYTAN CİNLERİ TANIMAK BİLMEK VE TEDBİR ALMAK:

İNSANIN EZELİ RAKİBİ VE DÜŞMANI OLAN ŞEYTAN CİNLERİ TANIMAK BİLMEK VE TEDBİR ALMAK:

İNSANIN EZELİ RAKİBİ VE DÜŞMANI OLAN ŞEYTAN CİNLERİ TANIMAK BİLMEK VE TEDBİR ALMAK:

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:44
#1
İNSANIN KADİM EZELİ RAKİBİ VE AZILI DÜŞMAN OLAN CİNLERİ VE ŞEYTANLARI TANIMAK BİLMEK VE BUNA GÖRE TEDBİR ALMAK:
Allahu Teâlâ, Adem’i mükellef sorumlu bir varlık olarak yaratmış ve bu sorumluluğuda geçici emanet olarak nitelemiştir; bu geçici emaneti daha önce göklere, yere ve dağlarada teklif etmiş, fakat onların bunu yüklenmekten kaçındıklarını, onu sadece Adem’in, insanın bunu kabul ettiğini Allahu Teâlâ, Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’de bizlere haber vermiştir. -  Ahzâb, 33/72 -
İnsan bu geçici emaneti yüklendikten sonra onun tatbik ve denenme safhası imtihanı başlamıştır. İşte bu tatbik safhada insana, sorumluluğunun bir gereği olarak irade ve şuur bahşedilmiştir. 

Şurası çok açıktır ki bu denenme safhasının adil ve ölçülü olabilmesi, insanın iyiyi de kötüyü kendi iradesi ile de ayırt edebilme yeteneğiyle ve bu iki yönden birini seçebilme hürriyetiyle doğrudan ilişkilidir. Çünkü bir insanın amelinden sorumlu ve yükümlü tutulması, o görevi yerine getirmeye kabiliyetli ve gayretli olması halinde anlamlı netice hasil olacak ve adilce olacaktır. Kur’an’ ı Kerim bu ilkeyi temel bir ilke olarak kabul etmiştir.

İnsanın bir şeyi yapma hürriyetine ve yetkisine sahip olması, aynı zamanda o şeyi yapmama yetkisininde olmasını gerektirir. Aksi takdirde gayret, amel ve kabiliyetten değil, ancak mecburi rolden söz edilebilir. Kur’an’da insan için meburi programlanmış zorunlu bir rolden değil, hür iradeleri ile iyilik ve kötülük yapma potansiyelinin varlığından söz edilmektedir.
İnsanın, bu potansiyeli sonucunda, önünde duran bu iki istikametten hangisine yöneleceğini belirleme yetkisi insanın kendi hür iradesine bırakılmıştır. İnsan bu  hür iradesine ile hürriyeti kullanırken bu seçimini etkileyen çok sayıda faktörle başa çıkmak zorundadır.

İnsanda hayır ve şer arasında tercih kabiliyetinin bulunması; teklif ve emirlerden hoşlanmayan nefis, hevave unutkanlık gibi duygulara sahip olması sebebiyle bazen veya çoğu zaman şerre düşebilmektedir. Bu dâhili faktörlerin yanında bir de harici faktörler vardır ki, bunların en ba şında gelen şeytan cinler, insanın denenme serüveninde en çok ihtiyaç duyduğu iradesini zorlayacak bir rakip olarak kendisine musallat kılınmıştır.
İnsan denenme ve imtihan serüveninde şeytan cinlere karşı giriştiği mücadelede başarılı olduğu oranda ahirette mükâfatlandırılacak, başarısızlığı oranında da cezalandırılacaktır.

İşte tam da bu noktada insan, kendisine kadim ezeli rakibi ve azılı düşman olan cinleri ve şeytanları tanımak, onun kendisine kurmuş olduğu tuzakları çok iyi anlamak bilmek ve buna göre tedbir almak durumundadır.

Şeytan cinler gözle görülemeyen varlıklardan oldukları için görülemeyen varlıkları şöyle sınıflandırılabiliriz.
Genel olarak görülemeyen varlıklar üçe ayrılabilir:
“1-) Sadece hayra hizmet eden varlıklar ki bunlar meleklerdir.
2-) Sadece şer için çalışan varlıklar ki bunlar şeytanlardır.
3-) Hayırlıları da şerlileri de bulunan varlıklar ki bunlar da cinlerdir.”
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:44 #1

İNSANIN KADİM EZELİ RAKİBİ VE AZILI DÜŞMAN OLAN CİNLERİ VE ŞEYTANLARI TANIMAK BİLMEK VE BUNA GÖRE TEDBİR ALMAK:
Allahu Teâlâ, Adem’i mükellef sorumlu bir varlık olarak yaratmış ve bu sorumluluğuda geçici emanet olarak nitelemiştir; bu geçici emaneti daha önce göklere, yere ve dağlarada teklif etmiş, fakat onların bunu yüklenmekten kaçındıklarını, onu sadece Adem’in, insanın bunu kabul ettiğini Allahu Teâlâ, Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’de bizlere haber vermiştir. -  Ahzâb, 33/72 -
İnsan bu geçici emaneti yüklendikten sonra onun tatbik ve denenme safhası imtihanı başlamıştır. İşte bu tatbik safhada insana, sorumluluğunun bir gereği olarak irade ve şuur bahşedilmiştir. 

Şurası çok açıktır ki bu denenme safhasının adil ve ölçülü olabilmesi, insanın iyiyi de kötüyü kendi iradesi ile de ayırt edebilme yeteneğiyle ve bu iki yönden birini seçebilme hürriyetiyle doğrudan ilişkilidir. Çünkü bir insanın amelinden sorumlu ve yükümlü tutulması, o görevi yerine getirmeye kabiliyetli ve gayretli olması halinde anlamlı netice hasil olacak ve adilce olacaktır. Kur’an’ ı Kerim bu ilkeyi temel bir ilke olarak kabul etmiştir.

İnsanın bir şeyi yapma hürriyetine ve yetkisine sahip olması, aynı zamanda o şeyi yapmama yetkisininde olmasını gerektirir. Aksi takdirde gayret, amel ve kabiliyetten değil, ancak mecburi rolden söz edilebilir. Kur’an’da insan için meburi programlanmış zorunlu bir rolden değil, hür iradeleri ile iyilik ve kötülük yapma potansiyelinin varlığından söz edilmektedir.
İnsanın, bu potansiyeli sonucunda, önünde duran bu iki istikametten hangisine yöneleceğini belirleme yetkisi insanın kendi hür iradesine bırakılmıştır. İnsan bu  hür iradesine ile hürriyeti kullanırken bu seçimini etkileyen çok sayıda faktörle başa çıkmak zorundadır.

İnsanda hayır ve şer arasında tercih kabiliyetinin bulunması; teklif ve emirlerden hoşlanmayan nefis, hevave unutkanlık gibi duygulara sahip olması sebebiyle bazen veya çoğu zaman şerre düşebilmektedir. Bu dâhili faktörlerin yanında bir de harici faktörler vardır ki, bunların en ba şında gelen şeytan cinler, insanın denenme serüveninde en çok ihtiyaç duyduğu iradesini zorlayacak bir rakip olarak kendisine musallat kılınmıştır.
İnsan denenme ve imtihan serüveninde şeytan cinlere karşı giriştiği mücadelede başarılı olduğu oranda ahirette mükâfatlandırılacak, başarısızlığı oranında da cezalandırılacaktır.

İşte tam da bu noktada insan, kendisine kadim ezeli rakibi ve azılı düşman olan cinleri ve şeytanları tanımak, onun kendisine kurmuş olduğu tuzakları çok iyi anlamak bilmek ve buna göre tedbir almak durumundadır.

Şeytan cinler gözle görülemeyen varlıklardan oldukları için görülemeyen varlıkları şöyle sınıflandırılabiliriz.
Genel olarak görülemeyen varlıklar üçe ayrılabilir:
“1-) Sadece hayra hizmet eden varlıklar ki bunlar meleklerdir.
2-) Sadece şer için çalışan varlıklar ki bunlar şeytanlardır.
3-) Hayırlıları da şerlileri de bulunan varlıklar ki bunlar da cinlerdir.”

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi