KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR İSLÂM'DA RUHUN EBEDİLİĞİ (2):

İSLÂM'DA RUHUN EBEDİLİĞİ (2):

İSLÂM'DA RUHUN EBEDİLİĞİ (2):

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:06
#1
İSLÂM'DA RUHUN EBEDİLİĞİ (2):
Ruhun ebedî olduğuna dair birçok aklî deliller mevcuttur. Biz bunların hapsini burada zikredemiyeceğim. Fakat bunların bir kısmım şöyle tasnif edebiliriz : 

I. Kabul ve Umûmi İttifak Delili : Ruhun bekâsı üzerinde önemine binâen pek çok tetkik yapılmıştır. Bunun neticesinde birçok milletlerin ruhun bekâsmı kabul ettikleri anlaşılmıştır. Zira ölülerin ruhları için duâ edilmekte, kurban kesilmekte, sadaka verilmektedir. Bütün millâtlerin, bu kadar mühim bir meselede ruhun ebediliğini hep beraber kabul etmeleri ve ibâdet, sadaka gibi nefsin arzularına aykırı bir takım teklifleri seçmeleri, ruhun ebedîliğinin bir hakikat olduğuna delâlet eder (48) .
2. İnsanm Amellerinden Çıkarılan Delil : İnsanda saadet, hakikat ve hürriyet için ileri derecede bir gayret ve iştiyak vardır, halbuki şu dünya hayatında bunlara, eksik, esassız ve çabucak kayboluveren bir emel ile nâil olmaktadır. Bu arzu ve emellerin bizim tabiatimizden doğduğu şüphesizdir. Cenâb-ı Allah faydasız ve hikmetsiz birşey yapmaz. Şu halde, bu âlemde daima boşa çıktığı halde, kalbimizden izâlesi mümkün olmayan bu ümit ve emellerin diğer bir hakikati olması icâbeder. (Fuzüli, Matla'u'l-i'tikâd, s. 65-66.) .

3. İnsan Ruhunun Basitliğinden Çıkarılan Delil : Beden bir takım cüzlerden mürekkeptir. Bu cüzler daima yenilenip, değişmektedir. Bunlar nihayet kayıplarını yerine getiremiyecek bir hale gelir ve bu yenilenme durduğu anda ölüm vuku' bulur. Beden, terkip eden unsurlara ayrılır. Lâkin ruh terkip halinde olmayıp, basit olduğundan yenilenme ve değişme olmaz, vahdetini daima muhafaza eder. Cismin yok olmasını icâbettiren gıda alma imkânsızlığı ve yenilenme gibi sebepler ruhta mevcut değildir. Şu halde basit, bölünemez ve değişmez bir esasa ölüm tesir edemez. Ruh, tabiatinin beden tabiatine aykırılığı dolayısıyla, cisimle beraber yok olmayıp, bâkî kalması için lâzım gelen şartı hâizdir. Öyle ise ruh bâkîdir.

4. İlâhî Adâletten Çıkarılan Delil İnsanda adâlet fikri vardır, Faziletin mükâfâta ve kötülüğün de cezaya lâyık, olduğunu aklı ve vicdanı kendisine haber veriyor. Halbuki bu dünyada fazilet erbâbı, daima mesud olmadıkları gibi, kötülük yapanlar da saadetten mahrum değildirler. Bilâkis bazen kötülük cezasız kaldıktan sonra galip geliyor ve fazilet takdir edilmediği gibi, ortadan kaldırılmaya da çalışılıyor. Halbuki adâlet ve intizamın gerektirdiği şey, faziletin mükâfata mazhar olması ve kötülüğün cezaya çarptırılmasıdır. Şu halde bu dünyada vukur bulan bu haksızlıklardan dolayı, hakkı yerine getirmek üzere bir âhiret hayatının varlığı muhakkaktır.

Doğrusu şudur ki ruhun ölümü cesedi terk edip, ondan ayrılmasıdır. Eğer ruhun ölümü ile bu murad olunuyorsa, bu sırada ölüm acısından bir nebze de ruh tatmaktadır, fakat ölmüş değildir. Eğer ruhun ölümü ile onun yok olması kastediliyorsa, bu yanlıştın Çünkü ruh ölmez, kıyâmete kadar gerek nimetler içinde yiyip içmekte ve gerekse azap görmektedir.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:06 #1

İSLÂM'DA RUHUN EBEDİLİĞİ (2):
Ruhun ebedî olduğuna dair birçok aklî deliller mevcuttur. Biz bunların hapsini burada zikredemiyeceğim. Fakat bunların bir kısmım şöyle tasnif edebiliriz : 

I. Kabul ve Umûmi İttifak Delili : Ruhun bekâsı üzerinde önemine binâen pek çok tetkik yapılmıştır. Bunun neticesinde birçok milletlerin ruhun bekâsmı kabul ettikleri anlaşılmıştır. Zira ölülerin ruhları için duâ edilmekte, kurban kesilmekte, sadaka verilmektedir. Bütün millâtlerin, bu kadar mühim bir meselede ruhun ebediliğini hep beraber kabul etmeleri ve ibâdet, sadaka gibi nefsin arzularına aykırı bir takım teklifleri seçmeleri, ruhun ebedîliğinin bir hakikat olduğuna delâlet eder (48) .
2. İnsanm Amellerinden Çıkarılan Delil : İnsanda saadet, hakikat ve hürriyet için ileri derecede bir gayret ve iştiyak vardır, halbuki şu dünya hayatında bunlara, eksik, esassız ve çabucak kayboluveren bir emel ile nâil olmaktadır. Bu arzu ve emellerin bizim tabiatimizden doğduğu şüphesizdir. Cenâb-ı Allah faydasız ve hikmetsiz birşey yapmaz. Şu halde, bu âlemde daima boşa çıktığı halde, kalbimizden izâlesi mümkün olmayan bu ümit ve emellerin diğer bir hakikati olması icâbeder. (Fuzüli, Matla'u'l-i'tikâd, s. 65-66.) .

3. İnsan Ruhunun Basitliğinden Çıkarılan Delil : Beden bir takım cüzlerden mürekkeptir. Bu cüzler daima yenilenip, değişmektedir. Bunlar nihayet kayıplarını yerine getiremiyecek bir hale gelir ve bu yenilenme durduğu anda ölüm vuku' bulur. Beden, terkip eden unsurlara ayrılır. Lâkin ruh terkip halinde olmayıp, basit olduğundan yenilenme ve değişme olmaz, vahdetini daima muhafaza eder. Cismin yok olmasını icâbettiren gıda alma imkânsızlığı ve yenilenme gibi sebepler ruhta mevcut değildir. Şu halde basit, bölünemez ve değişmez bir esasa ölüm tesir edemez. Ruh, tabiatinin beden tabiatine aykırılığı dolayısıyla, cisimle beraber yok olmayıp, bâkî kalması için lâzım gelen şartı hâizdir. Öyle ise ruh bâkîdir.

4. İlâhî Adâletten Çıkarılan Delil İnsanda adâlet fikri vardır, Faziletin mükâfâta ve kötülüğün de cezaya lâyık, olduğunu aklı ve vicdanı kendisine haber veriyor. Halbuki bu dünyada fazilet erbâbı, daima mesud olmadıkları gibi, kötülük yapanlar da saadetten mahrum değildirler. Bilâkis bazen kötülük cezasız kaldıktan sonra galip geliyor ve fazilet takdir edilmediği gibi, ortadan kaldırılmaya da çalışılıyor. Halbuki adâlet ve intizamın gerektirdiği şey, faziletin mükâfata mazhar olması ve kötülüğün cezaya çarptırılmasıdır. Şu halde bu dünyada vukur bulan bu haksızlıklardan dolayı, hakkı yerine getirmek üzere bir âhiret hayatının varlığı muhakkaktır.

Doğrusu şudur ki ruhun ölümü cesedi terk edip, ondan ayrılmasıdır. Eğer ruhun ölümü ile bu murad olunuyorsa, bu sırada ölüm acısından bir nebze de ruh tatmaktadır, fakat ölmüş değildir. Eğer ruhun ölümü ile onun yok olması kastediliyorsa, bu yanlıştın Çünkü ruh ölmez, kıyâmete kadar gerek nimetler içinde yiyip içmekte ve gerekse azap görmektedir.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi