KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR İSTİĞFÂR NEDİR?

İSTİĞFÂR NEDİR?

İSTİĞFÂR NEDİR?

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
27-09-2020:00:29
#1
[Resim: 119991355_336777064323174_25899262979156...e=5F95EF5F]
İstiğfar etmek, Yüce Yaratıcıdan af ve baağışlanma dilemek, mağfiret talebinde bulunmaktır. Bir diğer ifadeyle, her şeyin sahibi, zerreden kürreye her şeye hâkim olan Allah’a (cc) karşı yapılan şirk ve isyandan, saygısızlıktan. küfürden ve cürümden dolayı özür dilemektir.
"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir." (Hud Suresi, 90. Ayet)
… "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir." (Hud Suresi, 61. ayetSmile
Dolayısıyla tövbe ve istiğfâr, Allah’ın (cc) mümin kullarından yapmalarını istediği bir farz ve kulluk görevidir, bir ibadettir. Ademoğlu, hem yaratılış itibariyle hem de hata, kusur ve günahlar işleyebilme, hem de takvalı ve erdemli olabilme kabiliyet ve istidadına sahip yaratılmış bir varlıktır. Kullar, günaha meylederek haddi aşması durumunda tövbe ve istiğfâr ederek tekrar kul olduğunun farkına varmalıdır. Bu sebeple Allah Teâlâ kullarını her daim bağışlanma dileğinde bulunmaya ve günün en faziletli (seher-kuşluk) vakitlerinde Rablerine yönelip af ve mağfiret dilemeye çağırılmıştır.
“Onlar, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi”. (Zariyat Suresi, 18. ayet)
“Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın va'di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et”. (Mü'min Suresi, 55. Ayet)
Resûlüllah (sas) de bizathi hem kendisi sürekli istiğfârda bulunmuş, hem de ashabına ve ümmetine nasıl bağışlanma dileyeceklerini sünneti ile göstermiştir, tıpkı seyyidü’l-istiğfârda olduğu gibi. İstiğfarda bulunmak bir kul için çok ehemmiyetlidir, çünkü onunla hayatın keder ve sıkıntılarından kurtulmak ve aynı zamanda hiç beklenmedik bir anda ilahî lütuflara nail olmak mukadderdir.
“Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur”. (Şura Suresi, 5. Ayet)
“De ki: "Ben ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim. Bana yalnızca, sizin İlahınızın bir tek İlah olduğu vahyolunur. Öyleyse O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin." (Fussilet Suresi, 6. ayet)
Es Selam ve Dua ile,
METAFİZİK YAŞAMKOÇU.
DoğaötesiAraştırman
27-09-2020:00:29 #1

[Resim: 119991355_336777064323174_25899262979156...e=5F95EF5F]
İstiğfar etmek, Yüce Yaratıcıdan af ve baağışlanma dilemek, mağfiret talebinde bulunmaktır. Bir diğer ifadeyle, her şeyin sahibi, zerreden kürreye her şeye hâkim olan Allah’a (cc) karşı yapılan şirk ve isyandan, saygısızlıktan. küfürden ve cürümden dolayı özür dilemektir.
"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir." (Hud Suresi, 90. Ayet)
… "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir." (Hud Suresi, 61. ayetSmile
Dolayısıyla tövbe ve istiğfâr, Allah’ın (cc) mümin kullarından yapmalarını istediği bir farz ve kulluk görevidir, bir ibadettir. Ademoğlu, hem yaratılış itibariyle hem de hata, kusur ve günahlar işleyebilme, hem de takvalı ve erdemli olabilme kabiliyet ve istidadına sahip yaratılmış bir varlıktır. Kullar, günaha meylederek haddi aşması durumunda tövbe ve istiğfâr ederek tekrar kul olduğunun farkına varmalıdır. Bu sebeple Allah Teâlâ kullarını her daim bağışlanma dileğinde bulunmaya ve günün en faziletli (seher-kuşluk) vakitlerinde Rablerine yönelip af ve mağfiret dilemeye çağırılmıştır.
“Onlar, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi”. (Zariyat Suresi, 18. ayet)
“Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın va'di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et”. (Mü'min Suresi, 55. Ayet)
Resûlüllah (sas) de bizathi hem kendisi sürekli istiğfârda bulunmuş, hem de ashabına ve ümmetine nasıl bağışlanma dileyeceklerini sünneti ile göstermiştir, tıpkı seyyidü’l-istiğfârda olduğu gibi. İstiğfarda bulunmak bir kul için çok ehemmiyetlidir, çünkü onunla hayatın keder ve sıkıntılarından kurtulmak ve aynı zamanda hiç beklenmedik bir anda ilahî lütuflara nail olmak mukadderdir.
“Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur”. (Şura Suresi, 5. Ayet)
“De ki: "Ben ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim. Bana yalnızca, sizin İlahınızın bir tek İlah olduğu vahyolunur. Öyleyse O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin." (Fussilet Suresi, 6. ayet)
Es Selam ve Dua ile,
METAFİZİK YAŞAMKOÇU.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi