KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR KABİR ZİYARETİNİN ADABI VE KABİR VEYA TÜRBE YAPTIRMAK:

KABİR ZİYARETİNİN ADABI VE KABİR VEYA TÜRBE YAPTIRMAK:

KABİR ZİYARETİNİN ADABI VE KABİR VEYA TÜRBE YAPTIRMAK:

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:13
#1
KABİR ZİYARETİNİN ADABI VE KABİR VEYA TÜRBE YAPTIRMAK:
Kabirlerin kaybolmalarını önlemek maksadı ile, gösterişten ve israftan uzak kalarak kabir yapılmasında, mezarların başuçlarına, üzerinde ölenin kimliğini belirleyen ifadelerin yer aldığı sade bir taş ve benzeri levhaların yerleştirilmesinde dinen bir sakınca yoktur. Sahabilerden Osman b. Maz’ûn (r.a.) ölünce cenazesi o günkü Medine’nin dışında gömülmüştü. Resûlullah (s.a.s.), Osman’ın mezar yerini belli edecek bir taş istemiş ve getirilen taşı mezarın başına koyunca, “Bununla, kardeşimin kabrini işaretliyorum, ailemden ölenleri bunun yanına defnedeceğim.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 63) buyurmuştur.

Ancak bununla birlikte kabirlerin bir-iki karıştan yüksek yapılması, üzerlerine bina veya kubbe inşa edilmesi; kabir taşlarına kimlik bilgilerinin ötesinde aşırı övgü ve kibir sözlerinin; ölümden ve kaderden şikâyet eden ifadelerin yazılması caiz görülmemiştir.

KABİR ZİYARETİNİN ERKAN VE ADABI NELERDİR?
Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün ve ahiretin hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir.

Hz. Peygamber (s.a.s.), geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” diye dua ederlerdi. (Müslim, Cenâiz, 102)

Kabir ziyaretinde bulunan kişilerin ölü mefta için dua etmesi ve Kur’an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlamasında sakınca yoktur. Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam’ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, meftadan şifa ve medet dilenmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz.

Türbelerde yatan ölü kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak, kendine bile hayri olmayan amel defteri kapanmış ölüden sifa, ihsan dilemek doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhid dini olan İslam’la bağdaşmaz!

Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek, kendine bile hayrı olmayan, amel defteri kapanmış ölüden sifa, medet ve ihsan dilemek hem Allah c.c’dan beklenmesi gerekenleri ölüden beklemek, Allah’a c.c eş koşmak şirk olacağından, iman ve itikat açısındanda tehlikeli bir davranıştır.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:13 #1

KABİR ZİYARETİNİN ADABI VE KABİR VEYA TÜRBE YAPTIRMAK:
Kabirlerin kaybolmalarını önlemek maksadı ile, gösterişten ve israftan uzak kalarak kabir yapılmasında, mezarların başuçlarına, üzerinde ölenin kimliğini belirleyen ifadelerin yer aldığı sade bir taş ve benzeri levhaların yerleştirilmesinde dinen bir sakınca yoktur. Sahabilerden Osman b. Maz’ûn (r.a.) ölünce cenazesi o günkü Medine’nin dışında gömülmüştü. Resûlullah (s.a.s.), Osman’ın mezar yerini belli edecek bir taş istemiş ve getirilen taşı mezarın başına koyunca, “Bununla, kardeşimin kabrini işaretliyorum, ailemden ölenleri bunun yanına defnedeceğim.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 63) buyurmuştur.

Ancak bununla birlikte kabirlerin bir-iki karıştan yüksek yapılması, üzerlerine bina veya kubbe inşa edilmesi; kabir taşlarına kimlik bilgilerinin ötesinde aşırı övgü ve kibir sözlerinin; ölümden ve kaderden şikâyet eden ifadelerin yazılması caiz görülmemiştir.

KABİR ZİYARETİNİN ERKAN VE ADABI NELERDİR?
Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün ve ahiretin hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir.

Hz. Peygamber (s.a.s.), geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” diye dua ederlerdi. (Müslim, Cenâiz, 102)

Kabir ziyaretinde bulunan kişilerin ölü mefta için dua etmesi ve Kur’an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlamasında sakınca yoktur. Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam’ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, meftadan şifa ve medet dilenmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz.

Türbelerde yatan ölü kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak, kendine bile hayri olmayan amel defteri kapanmış ölüden sifa, ihsan dilemek doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhid dini olan İslam’la bağdaşmaz!

Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek, kendine bile hayrı olmayan, amel defteri kapanmış ölüden sifa, medet ve ihsan dilemek hem Allah c.c’dan beklenmesi gerekenleri ölüden beklemek, Allah’a c.c eş koşmak şirk olacağından, iman ve itikat açısındanda tehlikeli bir davranıştır.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi