KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR KUR’AN’DA CİN CİNLER:

KUR’AN’DA CİN CİNLER:

KUR’AN’DA CİN CİNLER:

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:51
#1
KUR’AN’DA CİN  CİNLER:
Cin lügat anlamı, “örttü, gizledi ve gölgeledi” manasına gelen “cenne” fiilinden türetilmiştir, tekili olan cinnî, “örtülü ve gizli şey” anlamına gelir.  Kelimenin muhtevasında var olan anlamına uygun olarak bu kökten türetilen “cenne” kelimesi “örtü”; insanı düşmanınin silahlarına karşı örttüğünden “cünne” kelimesi “kalkan”; “cennet” kelimesi “ağaçlarla örtülmüş bahçe”; “cünûn” kelimesi “akla örtülmüş perde” yani delilik demektir. 

Kabre ve kefene ölüyü gizledikleri için “cenen”; göğüs kemiklerine “cenâcin”; dolaba, içindekileri gizlediği için “mencenûn” ; kalbe, göğüste gizli oldu ğu için “cenân” denmiştir. Arapça’da “gece karanlığı”na da aydınlığı örttüğü için cin dendiği ifade edilmiştir. Terim olarak cin, beşeri duyu organları ile algılanamayan, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip bulunan, ilahi emir ve yasaklara uymakla yükümlü tutulan, mümin ve kâfir gruplardan olu şan, ateşten yaratılmış  gizli ve ruhani varl ıklar için kullanılan cins bir isimdir. Cinlere bu isim ve manası, maddeleri örtülü ve gizli, insanlarca görülemez oldukları için verilmiştir. 

Bu manasıyla cin, kadim tarihten günümüze bütün toplumlarca kabul edilmiş, maddi ve dış gerçekliği olan bir varlık olarak algılanmış ve bu şekilde inanılmıştır.  Cinlerin atalarına “cânn” adı verilir. Gûl, ifrit gibi çe şitli türlerden oluştuğu kabul edilen cinler, eski Araplarda bazen “hîn” kelimesiyle ifade edilir. Farsça’da cin kelimesi kar şılığında “peri” ve “dîv” kelimeleri kullanılır. Bazı şarkiyatçılar cin kelimesinin Latince kökenli “genie” veya “genius” kelimelerinden Arapça’ya geçtiğini öne sürmüşlerse de İslam Âlimleri bu kelimenin Arapça olduğunda görüş birliği içerisindedirler. Kök anlamı ve çe şitli türevleri dikkate alındığında bu görüşün daha isabetli olduğu kaydedilmiştir. Terim olarak cin kelimesinin dar ve geniş olmak üzere iki anlamı vardır. Geniş anlamıyla cin kelimesi “ins” kelimesinin tezattı yani karşıtı olarak kullanılır ve herhangi bir kayıtla sınırlandırılmamış ise, duyularla ifade edilemeyen bütün varlıkları ifade eder.

Bu anlamıyla cin kelimesinin kapsamına melekler ve şeytanlar da girer.  Kur’an-ı Kerim’de İblis’in cinlerden olduğu halde melekler arasında zikredilerek onlardan istisna edilmesi de bundan kaynaklanmaktadır. Çünkü özellikle Kur’an onları ayrı ayrı ve özel isimlerle adlandırmıştır. - Sebe, 34/40–41 –

Kur’an’ın inişi sırasında Arapların bu iki kavramı yani melek ve cin kavramını iki özel isim olarak bildiğinde kuşku yoktur. Ahkaf, 46/ 29–32 ve Cin, 72/ 1–2 ayetlerinde geçen cin tabiri çok alenidir. 

Dar manasıyla cin kelimesine gelince, bu kelime, ıstılah manasında geçtiği gibi, manevi varlıkların bir kısmını ifade etmek için kullanılır. Çünkü, manevi varlıklar, sadece hayır için çalışan melekler; sadece kötülük için çalışan şeytanlar ve hem hayır için hem de şer için çalışan cinler olmak üzere üç kısma ayrılırlar  ki cin kelimesinin dar anlamını bu son kısım ifade etmektedir.

Cin adıyla müstakil bir sürenin bulunduğu Kur’an-ı Kerim’de;
-Cinne kelimesi üç yerde cin topluluğu, - Hûd, 11/119; Secde, 32/13; Sâffât, 37/158 –
-Beş yerde delilik; - A‘râf, 7/184; Mü’minûn, 23/25, 70; Sebe’, 34/8, 46. –
-Cânn kelimesi iki yerde yılan - Neml, 27/10; Kasas, 28/31 –
-Ve beş yerde cin anlamına gelmektedir. - Hicr, 15/27; Rahmân, 55/15, 39, 56, 74 –

Kur’an-ı Kerim’de yirmi iki (22) yerde geçen “cin” kelimesi de melek ve insan dışındaki üçüncü varlık türü karşılığında kullanılmıştır… : 
- En‘âm, 6/100, 112, 128, 130;
-A‘râf, 7/38, 179;
-İsrâ, 17/88;
-Kehf, 18/50;
-Neml, 27/7, 39;
-Sebe’,  /12, 14, 41;
-Fussilet, 41/25, 29;
-Ahkâf, 46/18, 29;
-Zâriyât, 51/56;
-Rahmân, 55/33;
-Cin, 72/1, 5, 6.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:51 #1

KUR’AN’DA CİN  CİNLER:
Cin lügat anlamı, “örttü, gizledi ve gölgeledi” manasına gelen “cenne” fiilinden türetilmiştir, tekili olan cinnî, “örtülü ve gizli şey” anlamına gelir.  Kelimenin muhtevasında var olan anlamına uygun olarak bu kökten türetilen “cenne” kelimesi “örtü”; insanı düşmanınin silahlarına karşı örttüğünden “cünne” kelimesi “kalkan”; “cennet” kelimesi “ağaçlarla örtülmüş bahçe”; “cünûn” kelimesi “akla örtülmüş perde” yani delilik demektir. 

Kabre ve kefene ölüyü gizledikleri için “cenen”; göğüs kemiklerine “cenâcin”; dolaba, içindekileri gizlediği için “mencenûn” ; kalbe, göğüste gizli oldu ğu için “cenân” denmiştir. Arapça’da “gece karanlığı”na da aydınlığı örttüğü için cin dendiği ifade edilmiştir. Terim olarak cin, beşeri duyu organları ile algılanamayan, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip bulunan, ilahi emir ve yasaklara uymakla yükümlü tutulan, mümin ve kâfir gruplardan olu şan, ateşten yaratılmış  gizli ve ruhani varl ıklar için kullanılan cins bir isimdir. Cinlere bu isim ve manası, maddeleri örtülü ve gizli, insanlarca görülemez oldukları için verilmiştir. 

Bu manasıyla cin, kadim tarihten günümüze bütün toplumlarca kabul edilmiş, maddi ve dış gerçekliği olan bir varlık olarak algılanmış ve bu şekilde inanılmıştır.  Cinlerin atalarına “cânn” adı verilir. Gûl, ifrit gibi çe şitli türlerden oluştuğu kabul edilen cinler, eski Araplarda bazen “hîn” kelimesiyle ifade edilir. Farsça’da cin kelimesi kar şılığında “peri” ve “dîv” kelimeleri kullanılır. Bazı şarkiyatçılar cin kelimesinin Latince kökenli “genie” veya “genius” kelimelerinden Arapça’ya geçtiğini öne sürmüşlerse de İslam Âlimleri bu kelimenin Arapça olduğunda görüş birliği içerisindedirler. Kök anlamı ve çe şitli türevleri dikkate alındığında bu görüşün daha isabetli olduğu kaydedilmiştir. Terim olarak cin kelimesinin dar ve geniş olmak üzere iki anlamı vardır. Geniş anlamıyla cin kelimesi “ins” kelimesinin tezattı yani karşıtı olarak kullanılır ve herhangi bir kayıtla sınırlandırılmamış ise, duyularla ifade edilemeyen bütün varlıkları ifade eder.

Bu anlamıyla cin kelimesinin kapsamına melekler ve şeytanlar da girer.  Kur’an-ı Kerim’de İblis’in cinlerden olduğu halde melekler arasında zikredilerek onlardan istisna edilmesi de bundan kaynaklanmaktadır. Çünkü özellikle Kur’an onları ayrı ayrı ve özel isimlerle adlandırmıştır. - Sebe, 34/40–41 –

Kur’an’ın inişi sırasında Arapların bu iki kavramı yani melek ve cin kavramını iki özel isim olarak bildiğinde kuşku yoktur. Ahkaf, 46/ 29–32 ve Cin, 72/ 1–2 ayetlerinde geçen cin tabiri çok alenidir. 

Dar manasıyla cin kelimesine gelince, bu kelime, ıstılah manasında geçtiği gibi, manevi varlıkların bir kısmını ifade etmek için kullanılır. Çünkü, manevi varlıklar, sadece hayır için çalışan melekler; sadece kötülük için çalışan şeytanlar ve hem hayır için hem de şer için çalışan cinler olmak üzere üç kısma ayrılırlar  ki cin kelimesinin dar anlamını bu son kısım ifade etmektedir.

Cin adıyla müstakil bir sürenin bulunduğu Kur’an-ı Kerim’de;
-Cinne kelimesi üç yerde cin topluluğu, - Hûd, 11/119; Secde, 32/13; Sâffât, 37/158 –
-Beş yerde delilik; - A‘râf, 7/184; Mü’minûn, 23/25, 70; Sebe’, 34/8, 46. –
-Cânn kelimesi iki yerde yılan - Neml, 27/10; Kasas, 28/31 –
-Ve beş yerde cin anlamına gelmektedir. - Hicr, 15/27; Rahmân, 55/15, 39, 56, 74 –

Kur’an-ı Kerim’de yirmi iki (22) yerde geçen “cin” kelimesi de melek ve insan dışındaki üçüncü varlık türü karşılığında kullanılmıştır… : 
- En‘âm, 6/100, 112, 128, 130;
-A‘râf, 7/38, 179;
-İsrâ, 17/88;
-Kehf, 18/50;
-Neml, 27/7, 39;
-Sebe’,  /12, 14, 41;
-Fussilet, 41/25, 29;
-Ahkâf, 46/18, 29;
-Zâriyât, 51/56;
-Rahmân, 55/33;
-Cin, 72/1, 5, 6.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi