KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTAN’IN NEFSİN ARZU VE İSTEKLERİNE GÖRE VESVESE VERMESİ:

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTAN’IN NEFSİN ARZU VE İSTEKLERİNE GÖRE VESVESE VERMESİ:

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTAN’IN NEFSİN ARZU VE İSTEKLERİNE GÖRE VESVESE VERMESİ:

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:18
#1
KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTAN’IN NEFSİN ARZU VE İSTEKLERİNE GÖRE VESVESE VERMESİ:
Şeytan, insana ardı arkası kesilmeyen vesveseler verir. O bu işi yaparken nefsin meyyal olduğu tarafı iyice araştırıp anlayarak ona göre hareket etmektedir. Her nefis kuşkusuz bir değildir ve her nefsin daha çok meyyal olduğu taraflar vardır. İşte şeytan vesvese verirken insanın bu zayıf zaaf noktalarından içeri sızar. Tıpkı savaş anında tarafların, düşmanlarının zayıf noktalarını araştırarak onlara buralardan taarruz etmesi gibi. Nefis hangi yöne meyilli ise şeytan insana, bu hususta kendisine emredilen ve kendisinden beklenenlerle yetinmeyip çok ileri ve aşırı gitmesini temin etmek için telkin ve teşviklerde bulunur. Hiçbir zaman insanların itidal ve hakkaniyet ölçüsünde olmalarından razı değildir, ya ifrat ister ya da tefrit.

“Şeytanın bu şekildeki vesveselerinden, nefsanî arzu ve isteklerin, heva ve heveslerin egemen olduğu hasta kalpler “ çok çabuk etkilenir ve onun etkisi altına girerler. (Bakara, 2/10)

Bu kalplerin sahiplerinin şeytanın bu vesvese ve kışkırtmalarına olumlu tepkiler vermesi ve şeytanın oyuncağı haline gelmeleri çok da zor değildir. Böylece zaten hasta olan kalplerinin hastalığı daha da artar ve durumları giderek ağırlaşır. Kendi nitelik ve yaratılışını, evrenin niteliğini ve kendisi ile evren aras ındaki ilişkinin niteliğini algılayıp idrak ederek, “insan olma” aşamasına gelebilenler ve o en zor günde “Allah’a kalb-i selim ile gelip Rablerine bu takdimeyi sunabilecek olanlar “ (Şu‘arâ, 26/88-89 ) ise şeytanın bu kışkırtmalarına ve vesveselerine aldırmayarak kendilerini korurlar.

Nefs-i Emmâre (Kötülüğü emreden nefis), şeytanın vesveselerine olumlu yönde cevap verdiğinde şeytan daha güçlü bir şekilde vesvese vermek için nefsin kötü yöndeki arzu ve isteklerinden faydalanarak ondan destek alır. Yani şeytan nefsin arzu ettiği ve güzel gördüğü şeylerle insana vesvese verir. Nefsin bu arzu ve istekleri arttıkça şeytanın vesvese verme yolları da buna paralel olarak artmaktadır. Nefsanî arzu ve istekler sınır tanımaz hale gelince şeytan artık o insanla sıkı bir ilişki kurar. Onu dilediği şekilde hareket ettirerek vesveselerinin kölesi durumuna getirir.

Bu yüzden nefsin, şeytanın adeta bir destekçisi ve yardımcısı konumunda olduğu ifade edilmiştir. Böylece insan, aralarında bu şekilde sıkı bir ilişki bulunan içte nefsin dışta da şeytanın oyununa gelmiş olur. Kur’an bu iki düşmana karşı dikkatli olma uyarılarını sürekli tekrarlamıştır. Nefisle ilgili olarak, onun hal ve mertebeleri ile onun kötü arzularından korunmak gerektiğine dair ayetlerin azlığına karşın şeytanla mücadele hususundaki ayetler çok daha fazladır. (Yusuf, 12/53; Kıyâme, 75/2; Nâziât, 79/40)

Bu da nefse karşı yapılacak mücadelenin çok daha fazlasının şeytana karşı yapılması gerektiği sonucunu ortaya koymaktadır. Bu ayetler sebebiyle şeytanın şerrinin, nefsin şerrinden daha fazla olduğu ve nefsin şerrinin şeytanın şerrinden kaynaklandığı söylenmiştir. Bu derece tehlikeli olan şeytana, aynı derecede tehlikeli silah olan vesvesenin, insanları aldatma yöntemi olarak kullanması için verilmesinin elbette bazı hikmetleri vardır.

Bunlar özetle şu şekilde sıralanmıştır:
Aşırıya kaçmamak kaydıyla vesvese, insanı teyakkuzda tutar ve onun gaflete düşmesini önler. Çünkü vesvese şeytanın tuzağıdır. Bunu bilen insan düşmanın taarruzlarına karşı daima uyanık olur. Bunun yanında vesvesenin, insanı inceleme ve öğrenmeye sevk eden bir tarafı da vardır. İnsan vesveseye kapıldığı konu hakkında inceleme ve araştırma yapar ve bilgi sahibi olur.

-Vesveseli insan gerek imanî gerek taabbüdî konularda ciddiyet içinde hareket eder. Üzerindeki miskinlik ve tembelliği atar. Vesvese insanın imanını taklidi iman seviyesinden, araştırmaları sonucu tahkiki iman seviyesine yükseltir.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:18 #1

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTAN’IN NEFSİN ARZU VE İSTEKLERİNE GÖRE VESVESE VERMESİ:
Şeytan, insana ardı arkası kesilmeyen vesveseler verir. O bu işi yaparken nefsin meyyal olduğu tarafı iyice araştırıp anlayarak ona göre hareket etmektedir. Her nefis kuşkusuz bir değildir ve her nefsin daha çok meyyal olduğu taraflar vardır. İşte şeytan vesvese verirken insanın bu zayıf zaaf noktalarından içeri sızar. Tıpkı savaş anında tarafların, düşmanlarının zayıf noktalarını araştırarak onlara buralardan taarruz etmesi gibi. Nefis hangi yöne meyilli ise şeytan insana, bu hususta kendisine emredilen ve kendisinden beklenenlerle yetinmeyip çok ileri ve aşırı gitmesini temin etmek için telkin ve teşviklerde bulunur. Hiçbir zaman insanların itidal ve hakkaniyet ölçüsünde olmalarından razı değildir, ya ifrat ister ya da tefrit.

“Şeytanın bu şekildeki vesveselerinden, nefsanî arzu ve isteklerin, heva ve heveslerin egemen olduğu hasta kalpler “ çok çabuk etkilenir ve onun etkisi altına girerler. (Bakara, 2/10)

Bu kalplerin sahiplerinin şeytanın bu vesvese ve kışkırtmalarına olumlu tepkiler vermesi ve şeytanın oyuncağı haline gelmeleri çok da zor değildir. Böylece zaten hasta olan kalplerinin hastalığı daha da artar ve durumları giderek ağırlaşır. Kendi nitelik ve yaratılışını, evrenin niteliğini ve kendisi ile evren aras ındaki ilişkinin niteliğini algılayıp idrak ederek, “insan olma” aşamasına gelebilenler ve o en zor günde “Allah’a kalb-i selim ile gelip Rablerine bu takdimeyi sunabilecek olanlar “ (Şu‘arâ, 26/88-89 ) ise şeytanın bu kışkırtmalarına ve vesveselerine aldırmayarak kendilerini korurlar.

Nefs-i Emmâre (Kötülüğü emreden nefis), şeytanın vesveselerine olumlu yönde cevap verdiğinde şeytan daha güçlü bir şekilde vesvese vermek için nefsin kötü yöndeki arzu ve isteklerinden faydalanarak ondan destek alır. Yani şeytan nefsin arzu ettiği ve güzel gördüğü şeylerle insana vesvese verir. Nefsin bu arzu ve istekleri arttıkça şeytanın vesvese verme yolları da buna paralel olarak artmaktadır. Nefsanî arzu ve istekler sınır tanımaz hale gelince şeytan artık o insanla sıkı bir ilişki kurar. Onu dilediği şekilde hareket ettirerek vesveselerinin kölesi durumuna getirir.

Bu yüzden nefsin, şeytanın adeta bir destekçisi ve yardımcısı konumunda olduğu ifade edilmiştir. Böylece insan, aralarında bu şekilde sıkı bir ilişki bulunan içte nefsin dışta da şeytanın oyununa gelmiş olur. Kur’an bu iki düşmana karşı dikkatli olma uyarılarını sürekli tekrarlamıştır. Nefisle ilgili olarak, onun hal ve mertebeleri ile onun kötü arzularından korunmak gerektiğine dair ayetlerin azlığına karşın şeytanla mücadele hususundaki ayetler çok daha fazladır. (Yusuf, 12/53; Kıyâme, 75/2; Nâziât, 79/40)

Bu da nefse karşı yapılacak mücadelenin çok daha fazlasının şeytana karşı yapılması gerektiği sonucunu ortaya koymaktadır. Bu ayetler sebebiyle şeytanın şerrinin, nefsin şerrinden daha fazla olduğu ve nefsin şerrinin şeytanın şerrinden kaynaklandığı söylenmiştir. Bu derece tehlikeli olan şeytana, aynı derecede tehlikeli silah olan vesvesenin, insanları aldatma yöntemi olarak kullanması için verilmesinin elbette bazı hikmetleri vardır.

Bunlar özetle şu şekilde sıralanmıştır:
Aşırıya kaçmamak kaydıyla vesvese, insanı teyakkuzda tutar ve onun gaflete düşmesini önler. Çünkü vesvese şeytanın tuzağıdır. Bunu bilen insan düşmanın taarruzlarına karşı daima uyanık olur. Bunun yanında vesvesenin, insanı inceleme ve öğrenmeye sevk eden bir tarafı da vardır. İnsan vesveseye kapıldığı konu hakkında inceleme ve araştırma yapar ve bilgi sahibi olur.

-Vesveseli insan gerek imanî gerek taabbüdî konularda ciddiyet içinde hareket eder. Üzerindeki miskinlik ve tembelliği atar. Vesvese insanın imanını taklidi iman seviyesinden, araştırmaları sonucu tahkiki iman seviyesine yükseltir.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Benzer Konular...