KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTANIN İSİM SIFATLARI VE MANALARI:

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTANIN İSİM SIFATLARI VE MANALARI:

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE ŞEYTANIN İSİM SIFATLARI VE MANALARI:

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:39
#1
KUR’AN-I KERİM’E GÖRE  ŞEYTANIN İSİM SIFATLARI VE MANALARI: Kur’an-ı Kerim’de Şeytanın ğarûr, vesvâs, hannâs merîd, mârid, adüvv, racîm, kâfir sağîr, tâif, fâtin, melun, mez’um, medhur, mekzû, hazûl, müdill, … gibi birçok isim ve sıfatları vardır.  Ben bu başlık altında bu isim ve sıfatların sadece çok bilinenlerini inceleyeceğiz. 

1- VESVÂS: “Vesvese” kelimesinden türemiş bir isimdir. Kur’an da Şeytan vesvâs diye isimlendirilmiştir.  Vesvâs kelimesi mübalağa sığasındadır. Şeytanın bütün işi gücü insanlara vesvese ve vehim vermek olduğu için sanki vesvesenin bizzat kendisiymiş gibi bu şekilde isimlendirilmektedir. 

2- HANNÂS: Min şerri-lvesvâsi-lḣannâs(i) - O sinsi vesvesecinin şerrinden. - (114. Nâs Süresi’nin 4.ayeti)
Kur’an-ı Kerim’de Vesvâs kelimesinin sıfatı olarak kullanılmıştır. “Geri çekilerek veya büzülüp sinerek fırsat bulunca dönmek âdeti olan demektir.”  Kelimenin lügat manasının içeri ğinde gizlilik ve döneklik vardır. Vesvese veren kimse insanlara zarar vereceği zaman bunu aleni aşikâre yapmaz da tam bir sinsilik ve gizlilik fesat içerisinde hareket eder. Şeytan da vesvese verme işini tam bir sinsilik ve gizlilikle yaptığı için ayette şeytanın isimlerinden olan vesvâs’ın sıfatı olarak kullanılmaktadır.

3- RACÎM: Lügat manası bu kelime mercûm=kovulma manas ında, “Feîl” vezninden gelen bir kelimedir. Recm’in birkaç manâsı bulunmakta. Lügatte taşlamak, (mecazen) öldürülmüş, sövmek, küfretmek, onura haysiyete dokunan söz söylemek manâsına gelir. Hiçbir delile dayanmadan zan ve isnat ile söylemek manâsınıda ihtiva eder ki dilimizde buna  “atma” denir. “Karanlığa taş atar” gibi deyimi Kur’an’ı Kerim’de Kehf Suresi 22. Ayete Ashab-ı Kehf’in sayısını delilsiz olarak tartışanlar için kullanılmıştır. Nihayet, taşlama, kovma ve lanet etme manâsına gelir.

Kur’an-ı Kerim’de şeytanda racîm sıfatıyla vasıflandırılmıştır. Çünkü şeytan taşlanmıştır, atar tutar, kendi kendine hükümler verir. Bilmediği şeyleri söyler, çok yalan söyler. Bu nedenlerle her şeytan her anlamıyla racîmdir. Racîm olmayan hiçbir şeytan yoktur. Şeytanın “racîm” (kovulmuş) olması iki şekilde izah edilir. Birincisi onun Hz. Âdem’e secde emrine karşı gelmesi nedeniyle Allah Teâlâ’nın huzurundan ve rahmetinden kovularak lanetlenmiş olmasıdır.  İkincisi de, gökten haber çalmaya yeltenen şeytanları kovmaları ve uzaklaştırmaları için meleklere, onları delip geçen ateşli yıldızlar atma görevi verilmiş olmasıdır. Bu nedenlerden dolayı her şerli azgınada “mercûm=kovulmuş” vasfı verilmiştir.  Söz konusu ayetin meali şöyledir; 
“Biz en yakın göğü ziynetlerle, yıldızlarla donattık. Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar yüce toplulu ğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).  Sâffât Suresi 7-10. Ayetler.

4- ĞARUR: Kur’an-ı Kerim’de Lokman 31/33. ayette geçen “… O aldatıcı da Allah hakkında sizi aldatmasın” cümlesindeki “el-Ğarur” kelimesi şeytanı ifade etmektedir.  Müteakip ayette kıyametin vaktinin belli olmadığı, hiç kimsenin gayb yarın ne kazanacağı ve ne zaman öleceğini bilemeyeceği hususları zikredilmektedir ki bu hususlar önceki ayette geçen “el-Ğarur” kelimesinden şeytanın kastedildiğini teyit etmektedir. 
İnsanı aldatan “Ğarur” çeşitleri çoktur. Mal, ilim, kuvvet, hükümranlık, heva ve heves, şehvet, … bunların hepsi birer şeytandır, ğarurdur.  Bu durumda elĞarur, yani aldatıcı, şeytan da olabilir, bir insan da, bir insan grubu da, hatta insanın kendi nefsi bile olabilmektedir. O halde “Bir beşer şahsı doğru yoldan uzaklaştırıp yanlış yola sevk etmek ve yönlendirmek için ayartıp aldatan belli vesile veya vasıtalar, o şahsın özel durumuna uygun düşen “elĞarur”u olacaktır.”  Ancak ğarur kelimesinin akla gelen ilk en önemli anlamı bütün bu sayılanlara aldanmanın müsebbibi olan şeytandır.

5- MERÎD VE MÂRİD: Kur’an-ı Kerim’de bu iki kelimede şeytanın sıfatı olarak kullanılmıştır.  Merîd ve mârid, asi, isyankar itaat etmeyen, hayırdan, hasenat iyilikten tamamen arınmış,  kendisinden beklenen amel faaliyet ve semereyi gösteremeyen, cascavlak, işe yaramaz şahıs kişi demektir. Yaprakları dökülmüş ağaca “emred”, ekilen şeyi yeşertmeyen toprağa “ merdâ”, kılsız tüysüz kişiye yine “ emred” denmesi de bu kökün içerdiği anlamla alakalıdır.  Hayırla ilgisi olmayan şeye Türkçe’de bozulmuş olarak “meret” denilmektedir. Bu kelimenin lügat içeriğinde kaypaklık anlamıda vardır. 

Şeytan da bu kelimelerin ihtiva ettiği anlama uygun olarak, iyi ve güzelden uzak düşmüş; işe yarar faaliyetleri terk etmiş; tıpkı yaprakları dökülmüş bir ağaç gibi iyilik ve yüksek meziyetlerden uzaklaşmış arınmış ve kendisinden geriye kötülük ve şerden başka bir şey kalmamış olduğu için bu sıfatlarla vasıflandırılmıştır.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:39 #1

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE  ŞEYTANIN İSİM SIFATLARI VE MANALARI: Kur’an-ı Kerim’de Şeytanın ğarûr, vesvâs, hannâs merîd, mârid, adüvv, racîm, kâfir sağîr, tâif, fâtin, melun, mez’um, medhur, mekzû, hazûl, müdill, … gibi birçok isim ve sıfatları vardır.  Ben bu başlık altında bu isim ve sıfatların sadece çok bilinenlerini inceleyeceğiz. 

1- VESVÂS: “Vesvese” kelimesinden türemiş bir isimdir. Kur’an da Şeytan vesvâs diye isimlendirilmiştir.  Vesvâs kelimesi mübalağa sığasındadır. Şeytanın bütün işi gücü insanlara vesvese ve vehim vermek olduğu için sanki vesvesenin bizzat kendisiymiş gibi bu şekilde isimlendirilmektedir. 

2- HANNÂS: Min şerri-lvesvâsi-lḣannâs(i) - O sinsi vesvesecinin şerrinden. - (114. Nâs Süresi’nin 4.ayeti)
Kur’an-ı Kerim’de Vesvâs kelimesinin sıfatı olarak kullanılmıştır. “Geri çekilerek veya büzülüp sinerek fırsat bulunca dönmek âdeti olan demektir.”  Kelimenin lügat manasının içeri ğinde gizlilik ve döneklik vardır. Vesvese veren kimse insanlara zarar vereceği zaman bunu aleni aşikâre yapmaz da tam bir sinsilik ve gizlilik fesat içerisinde hareket eder. Şeytan da vesvese verme işini tam bir sinsilik ve gizlilikle yaptığı için ayette şeytanın isimlerinden olan vesvâs’ın sıfatı olarak kullanılmaktadır.

3- RACÎM: Lügat manası bu kelime mercûm=kovulma manas ında, “Feîl” vezninden gelen bir kelimedir. Recm’in birkaç manâsı bulunmakta. Lügatte taşlamak, (mecazen) öldürülmüş, sövmek, küfretmek, onura haysiyete dokunan söz söylemek manâsına gelir. Hiçbir delile dayanmadan zan ve isnat ile söylemek manâsınıda ihtiva eder ki dilimizde buna  “atma” denir. “Karanlığa taş atar” gibi deyimi Kur’an’ı Kerim’de Kehf Suresi 22. Ayete Ashab-ı Kehf’in sayısını delilsiz olarak tartışanlar için kullanılmıştır. Nihayet, taşlama, kovma ve lanet etme manâsına gelir.

Kur’an-ı Kerim’de şeytanda racîm sıfatıyla vasıflandırılmıştır. Çünkü şeytan taşlanmıştır, atar tutar, kendi kendine hükümler verir. Bilmediği şeyleri söyler, çok yalan söyler. Bu nedenlerle her şeytan her anlamıyla racîmdir. Racîm olmayan hiçbir şeytan yoktur. Şeytanın “racîm” (kovulmuş) olması iki şekilde izah edilir. Birincisi onun Hz. Âdem’e secde emrine karşı gelmesi nedeniyle Allah Teâlâ’nın huzurundan ve rahmetinden kovularak lanetlenmiş olmasıdır.  İkincisi de, gökten haber çalmaya yeltenen şeytanları kovmaları ve uzaklaştırmaları için meleklere, onları delip geçen ateşli yıldızlar atma görevi verilmiş olmasıdır. Bu nedenlerden dolayı her şerli azgınada “mercûm=kovulmuş” vasfı verilmiştir.  Söz konusu ayetin meali şöyledir; 
“Biz en yakın göğü ziynetlerle, yıldızlarla donattık. Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar yüce toplulu ğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).  Sâffât Suresi 7-10. Ayetler.

4- ĞARUR: Kur’an-ı Kerim’de Lokman 31/33. ayette geçen “… O aldatıcı da Allah hakkında sizi aldatmasın” cümlesindeki “el-Ğarur” kelimesi şeytanı ifade etmektedir.  Müteakip ayette kıyametin vaktinin belli olmadığı, hiç kimsenin gayb yarın ne kazanacağı ve ne zaman öleceğini bilemeyeceği hususları zikredilmektedir ki bu hususlar önceki ayette geçen “el-Ğarur” kelimesinden şeytanın kastedildiğini teyit etmektedir. 
İnsanı aldatan “Ğarur” çeşitleri çoktur. Mal, ilim, kuvvet, hükümranlık, heva ve heves, şehvet, … bunların hepsi birer şeytandır, ğarurdur.  Bu durumda elĞarur, yani aldatıcı, şeytan da olabilir, bir insan da, bir insan grubu da, hatta insanın kendi nefsi bile olabilmektedir. O halde “Bir beşer şahsı doğru yoldan uzaklaştırıp yanlış yola sevk etmek ve yönlendirmek için ayartıp aldatan belli vesile veya vasıtalar, o şahsın özel durumuna uygun düşen “elĞarur”u olacaktır.”  Ancak ğarur kelimesinin akla gelen ilk en önemli anlamı bütün bu sayılanlara aldanmanın müsebbibi olan şeytandır.

5- MERÎD VE MÂRİD: Kur’an-ı Kerim’de bu iki kelimede şeytanın sıfatı olarak kullanılmıştır.  Merîd ve mârid, asi, isyankar itaat etmeyen, hayırdan, hasenat iyilikten tamamen arınmış,  kendisinden beklenen amel faaliyet ve semereyi gösteremeyen, cascavlak, işe yaramaz şahıs kişi demektir. Yaprakları dökülmüş ağaca “emred”, ekilen şeyi yeşertmeyen toprağa “ merdâ”, kılsız tüysüz kişiye yine “ emred” denmesi de bu kökün içerdiği anlamla alakalıdır.  Hayırla ilgisi olmayan şeye Türkçe’de bozulmuş olarak “meret” denilmektedir. Bu kelimenin lügat içeriğinde kaypaklık anlamıda vardır. 

Şeytan da bu kelimelerin ihtiva ettiği anlama uygun olarak, iyi ve güzelden uzak düşmüş; işe yarar faaliyetleri terk etmiş; tıpkı yaprakları dökülmüş bir ağaç gibi iyilik ve yüksek meziyetlerden uzaklaşmış arınmış ve kendisinden geriye kötülük ve şerden başka bir şey kalmamış olduğu için bu sıfatlarla vasıflandırılmıştır.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi