KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR "Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler".

"Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler".

"Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler".

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
27-09-2020:18:54
#1
[Resim: _mgekyVJsahTnLHxnzarTKklaPtrYvQv7Ml_QDXW...n=s1024-nd]

Bir de Allah ile cinler arasında bir neseb uydurdular. Bu cümle, "Onlar, 'Allah doğurdu' derler." sözü üzerine atfedilmiştir. Muhatabdan yine bu şekilde gaibe geçilmesi, sözlerinin kötülüğünden dolayı hitaba kabiliyetleri olmadığına dair bir hatırlatmadır. Yani iftiralarından bütün cinlerle Allah arasında bir neseb, ilâhlıkta ortaklığı ifade edecek şekilde bir münasebet, bir ortaklık uydurmaya kadar gittiler. Burada cin, melekleri de içine alan en genel mânâya bütün gizli mahluklar, metafizik güçler, bütün ruhanîler demektir. Mecusî mezheplerinde olduğu üzere, şeytan Allah'ın kardeşidir, melekler Allah'ın kızlarıdır, dedikleri gibi; bazıları da ruhanilerin, cinlerin, meleklerin Allah'a münasebeti, yakınlığı vardır, biz onların aracılığı olmadan Allah'a yaklaşamayız, Allah yanında şefaatçilerimiz olması için biz onlara ibadet etmekteyiz diyor, şirk koşuyor; biri kötülük yapar, biri iyilik diyorlardı. (En'am Sûresi'nde "Allah'a cinleri ortak koştular." (En'am, 6/100), "Böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kılmışızdır." (En'am, 6/112) âyetlerinin tefsirlerinde bu hususta bilgi verilmiştir, oraya bakınız.)

Halbuki o neseb isnad ettikleri ruhaniler, özellikle melekler bilir, şahitlik ederler ki, herhalde onlar, o iftirayı uyduran yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.
Yakalanıp cehenneme tıkılacaklardır. Allah, onların isnad ettikleri niteliklerden münezzehtir, çok yücedir. Bilirler, böyle tesbih ile tenzih ederler. Meleklerin tesbihinde şüphe olmadığı gibi "Beni ateşten yarattın." (Sâd, 38/76) diye yaratılmış olduğunu itiraf eden İblis bile, müşriklerin isnad ettikleri şirk vasıflarından Allah'ı tenzih eder. "Ben sizden uzağım." (Enfal, 8/48) der.

Fakat Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka. Onlar böyle isnadda bulunmazlar ve onun için azaba da hazır bulundurulmazlar.

Çünkü siz ne taptıklarınız; putlarınız ve şeytanlarınız Allah'a karşı kimseyi kandıramazsınız. Ancak cehenneme yaslanacak olanı aldatırsınız. Onun için Allah'ın ihlas ile seçilen kullarını bozamazsınız. Şu da o bilen cinlerin, yani meleklerin sözlerindendir.

Çünkü siz ne taptıklarınız; putlarınız ve şeytanlarınız Allah'a karşı kimseyi kandıramazsınız. Ancak cehenneme yaslanacak olanı aldatırsınız. Onun için Allah'ın ihlas ile seçilen kullarını bozamazsınız. Şu da o bilen cinlerin, yani meleklerin sözlerindendir.

Bizden ise başka değil, ancak onun için bilinen bir makam vardır. Yani her birimizin Allah Teâlâ'ya kulluk için durduğumuz belli bir makamı, muayyen bir sınırı vardır ki, onu geçemeyiz. Ve biz elbette o saf tutanlarız. "O saf tutup duranlara andolsun." (Sâffât, 37/1) Ve biz herhalde o tesbih edenleriz. Yani Allah Teâlâ'yı şanına layık olmayan vasıflardan tenzih ederiz. Dolayısıyla çocuk, neseb gibi iddiaları kesinlikle reddederiz. nin muhaffefidir.

Yani gerçekten kesinlikle diyorlar ki bizim yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) olsaydı. Onlarınki gibi Allah tarafından indirilmiş bir kitap, fikirler açıp ibret dersi veren ilâhî bir kitap olsaydı Allah'ın ihlas ile seçilen kulları olurduk. Kureyş, böyle demişlerdi. Fakat olunca onu inkâr ettiler. İhlas ile sarılmak şöyle dursun küfrettiler, zikirlerin en güzeli olan Kur'ân inince nankörlük edip tanımak istemediler. Artık ilerde bilecekler.
(KURAN'I KERİM 153. /170. AYETLER ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR TEFSİRİ)

(SÂFFÂT SURESİ 153. /170. AYETLER MEALİ)

Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti?
Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!
Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?
Hiç düşünmüyor musunuz?
Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!
Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler.
Allah, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.
Ancak Allah’ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir.
161,162,163. (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz.
(Melekler derler kiSmile “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.”
“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”
“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.”
167,168,169. Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”
Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

(SÂFFÂT SURESİ 153. /170. AYETLER BÜTÜN BAĞLAM)
DoğaötesiAraştırman
27-09-2020:18:54 #1

[Resim: _mgekyVJsahTnLHxnzarTKklaPtrYvQv7Ml_QDXW...n=s1024-nd]

Bir de Allah ile cinler arasında bir neseb uydurdular. Bu cümle, "Onlar, 'Allah doğurdu' derler." sözü üzerine atfedilmiştir. Muhatabdan yine bu şekilde gaibe geçilmesi, sözlerinin kötülüğünden dolayı hitaba kabiliyetleri olmadığına dair bir hatırlatmadır. Yani iftiralarından bütün cinlerle Allah arasında bir neseb, ilâhlıkta ortaklığı ifade edecek şekilde bir münasebet, bir ortaklık uydurmaya kadar gittiler. Burada cin, melekleri de içine alan en genel mânâya bütün gizli mahluklar, metafizik güçler, bütün ruhanîler demektir. Mecusî mezheplerinde olduğu üzere, şeytan Allah'ın kardeşidir, melekler Allah'ın kızlarıdır, dedikleri gibi; bazıları da ruhanilerin, cinlerin, meleklerin Allah'a münasebeti, yakınlığı vardır, biz onların aracılığı olmadan Allah'a yaklaşamayız, Allah yanında şefaatçilerimiz olması için biz onlara ibadet etmekteyiz diyor, şirk koşuyor; biri kötülük yapar, biri iyilik diyorlardı. (En'am Sûresi'nde "Allah'a cinleri ortak koştular." (En'am, 6/100), "Böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kılmışızdır." (En'am, 6/112) âyetlerinin tefsirlerinde bu hususta bilgi verilmiştir, oraya bakınız.)

Halbuki o neseb isnad ettikleri ruhaniler, özellikle melekler bilir, şahitlik ederler ki, herhalde onlar, o iftirayı uyduran yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.
Yakalanıp cehenneme tıkılacaklardır. Allah, onların isnad ettikleri niteliklerden münezzehtir, çok yücedir. Bilirler, böyle tesbih ile tenzih ederler. Meleklerin tesbihinde şüphe olmadığı gibi "Beni ateşten yarattın." (Sâd, 38/76) diye yaratılmış olduğunu itiraf eden İblis bile, müşriklerin isnad ettikleri şirk vasıflarından Allah'ı tenzih eder. "Ben sizden uzağım." (Enfal, 8/48) der.

Fakat Allah'ın ihlas ile seçilen kulları başka. Onlar böyle isnadda bulunmazlar ve onun için azaba da hazır bulundurulmazlar.

Çünkü siz ne taptıklarınız; putlarınız ve şeytanlarınız Allah'a karşı kimseyi kandıramazsınız. Ancak cehenneme yaslanacak olanı aldatırsınız. Onun için Allah'ın ihlas ile seçilen kullarını bozamazsınız. Şu da o bilen cinlerin, yani meleklerin sözlerindendir.

Çünkü siz ne taptıklarınız; putlarınız ve şeytanlarınız Allah'a karşı kimseyi kandıramazsınız. Ancak cehenneme yaslanacak olanı aldatırsınız. Onun için Allah'ın ihlas ile seçilen kullarını bozamazsınız. Şu da o bilen cinlerin, yani meleklerin sözlerindendir.

Bizden ise başka değil, ancak onun için bilinen bir makam vardır. Yani her birimizin Allah Teâlâ'ya kulluk için durduğumuz belli bir makamı, muayyen bir sınırı vardır ki, onu geçemeyiz. Ve biz elbette o saf tutanlarız. "O saf tutup duranlara andolsun." (Sâffât, 37/1) Ve biz herhalde o tesbih edenleriz. Yani Allah Teâlâ'yı şanına layık olmayan vasıflardan tenzih ederiz. Dolayısıyla çocuk, neseb gibi iddiaları kesinlikle reddederiz. nin muhaffefidir.

Yani gerçekten kesinlikle diyorlar ki bizim yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) olsaydı. Onlarınki gibi Allah tarafından indirilmiş bir kitap, fikirler açıp ibret dersi veren ilâhî bir kitap olsaydı Allah'ın ihlas ile seçilen kulları olurduk. Kureyş, böyle demişlerdi. Fakat olunca onu inkâr ettiler. İhlas ile sarılmak şöyle dursun küfrettiler, zikirlerin en güzeli olan Kur'ân inince nankörlük edip tanımak istemediler. Artık ilerde bilecekler.
(KURAN'I KERİM 153. /170. AYETLER ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR TEFSİRİ)

(SÂFFÂT SURESİ 153. /170. AYETLER MEALİ)

Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti?
Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!
Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?
Hiç düşünmüyor musunuz?
Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!
Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler.
Allah, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.
Ancak Allah’ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir.
161,162,163. (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz.
(Melekler derler kiSmile “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.”
“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”
“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.”
167,168,169. Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”
Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

(SÂFFÂT SURESİ 153. /170. AYETLER BÜTÜN BAĞLAM)

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi