KÜLTÜR & TARİH & SANAT TARİH & KÜLTÜR Türk Kültürünün Yaşandığı Bağımsız Türk Devletleri

Türk Kültürünün Yaşandığı Bağımsız Türk Devletleri

Türk Kültürünün Yaşandığı Bağımsız Türk Devletleri

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
Sahin
Forum Kurucusu
856
11-12-2012:21:40
#1
Türkiye Cumhuriyeti
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Azerbaycan
Türkmenistan
Özbekistan
Kazakistan
Kırgızistan
Tacikistan
--------------------------------------------------------------------------------

[Resim: image00127.jpg]

( Daha Bağımsızligini kazanamamis 30 Türk yurdu bulunuyor ).

Türk Kültüründe Sanat

Mimaride dini yapılar anıtsaldır. Yakınçağa kadar temel üslup Koca Sinan'da belirginleşmiştir. Resimde ve heykelde din kültürünün etkisiyle gelişme olmamıştır ancak minyatür ve süsleme sanatlarında olmuştur. Türk sanatı çini, hat, ebru, seramik, tezhip ve halıcılıkta gelişmiştir. Müzik gerek sivil gerek askeri müzikte sanat müziğinden hafif müziğe çevrilir. Dini müzik Türk müziğinin önemli unsurudur. Halk müziği, klasik ve arabesk özelliktedir. Türk sanat müziği çağdaş bir sesle, hafif müzik klasik ve pop müzikle gelişmektedir.

Türk edebiyatı

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü, Türk dilinde yazılmış sözlü ve yazılı metinlerdir. Türklerin İslamiyeti kabullerine kadar farklı Türk dil ve alfabeleri kullanılırken, İslamiyetin etkisiyle Farsça ve Arapça kullanılmaya başlanmış, Osmanlı döneminde Türkçe'nin Arap alfabesiyle yazıldığı Osmanlıca eserler verilmiştir. Özellikle saray çevresinde, Fars edebiyatının etkisiyle üretilen bir edebiyat anlayışı ağır basmıştır. Zaten okur-yazarlığın olmadığı ya da oldukça az olduğu halk arasında, sarayın Divan Edebiyatı etkili olamamış, Anadolu'da sözlü gelenek uzun bir süre devam etmiştir. Türkçe, Ural-Altay dil ailesi Altay koluna dahil bir dildir.

Türklerin tarihine paralel olarak Türkçe'nin yayıldığı coğrafi alan çok geniştir. Bugünkü Moğolistan'dan Doğu Avrupa'ya kadar konuşulan Türkçe pek çok lehçe ve şiveye ayrılmaktadır. Tarihi gelişimi içinde Türkçe, VIII-XIII. Asırlar arasında Eski Türkçe, XIII-XX. Asırlar arasında Orta Türkçe, XX asırda yeni Türk Yazı Dilleri ana başlıkları altında üç gurupta incelenmektedir. Türkiye Türkçesi, Orta Türkçenin, Batı Türkçesi kolunun günümüzde kullanılan bölümüdür.

Bugün Türkçe, yaklaşık 250 milyon insan tarafından; Türkiye Türkçesi dünyada 80 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.

Batı Türkçesinin ikinci devri olan Osmanlıca (Osmanlı Yazı Dili) İstanbul'un fethinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar XV-XX. asırlar arasında devam eden yazı dilidir. İngiltere, Fransa, İspanya gibi memleketler gittikleri yerlere dillerini de götürdükleri halde Türkler bu dil sömürgeciliğinden uzak durmuştur.Eğer Osmanlı Devleti'de gittiği her yere Türkçe'yi de götürseydi bugün Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biri olacaktı.

Cumhuriyetten sonra 1928'de yapılan Harf İnkılabı ile Arap harfleri terk edilip Latin harflerinin kabulü Türkçe'nin yabancı unsurlardan arındırılmıştır. Türk dili'ni araştırmak ve tabii mecrasında gelişmesine katkıda bulunmak üzere 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur.

Türk Edebiyatı, Türklerin dahil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir:
1- İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
2- İslamî dönem Türk Edebiyatı
3- Batı etkisindeki Türk Edebiyatı

Türk dilinin ve edebiyatının tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII. Asrın sonlarına ve VIII. Asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlardır. Bunlar arasında yer alan 732'de Kültigin, 735'de Bilge Kağan, 720'de Tonyukuk adına dikilen Orhun Yazıtları gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üsluplarıyla Türk dili ve edebiyatının ve tarihinin şahaserleri arasında yer almaktadır. Bu dönemden günümüze ulaşan Türk destanları arasında Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Göktürk, Uygur, Manas destanları sayılabilir. XIV. asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından önem arz eder.

Türk edebiyatının bir yazarı olan Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görülmüştür.

Türk edebiyatı şiir, hikâye, deneme, mizah, eleştiri dallarında eski ve yeni formatlarda dünya dillerine çevrilen eserler üretmektedir. Sözlü edebiyat geleneği, dini edebiyat formunda yaygındır ve en meşhuru kandillerde okunan mevlüddür. Halk edebiyatında dünya kültürüne Nasreddin Hoca tanıtılmış, halk danslarıyla ve seyirlik sanatlarla tarihi kültür yapıları yaşatılmıştır.


Kaynaklar
1.^ Balaban, Ayhan. İskit, Hun ve Göktürklerde Sosyal ve Ekonomik Hayat. T.C. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Çağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. 2006. URL:http://fef.kafkas.edu.tr/sosyb/tde/halk_bilimi/makaleler/kultur_med/kultur_med%20(20).pdf. Erişim tarihi: 11.12.2011. (Archived by WebCite® at http://www.webcitation.org/63rPeTJL1)

ÖM ile soru cevaplamiyoruz! Forum'a yazın cevaplardan herkes yararlansın!
Sahin
11-12-2012:21:40 #1

Türkiye Cumhuriyeti
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Azerbaycan
Türkmenistan
Özbekistan
Kazakistan
Kırgızistan
Tacikistan
--------------------------------------------------------------------------------

[Resim: image00127.jpg]

( Daha Bağımsızligini kazanamamis 30 Türk yurdu bulunuyor ).

Türk Kültüründe Sanat

Mimaride dini yapılar anıtsaldır. Yakınçağa kadar temel üslup Koca Sinan'da belirginleşmiştir. Resimde ve heykelde din kültürünün etkisiyle gelişme olmamıştır ancak minyatür ve süsleme sanatlarında olmuştur. Türk sanatı çini, hat, ebru, seramik, tezhip ve halıcılıkta gelişmiştir. Müzik gerek sivil gerek askeri müzikte sanat müziğinden hafif müziğe çevrilir. Dini müzik Türk müziğinin önemli unsurudur. Halk müziği, klasik ve arabesk özelliktedir. Türk sanat müziği çağdaş bir sesle, hafif müzik klasik ve pop müzikle gelişmektedir.

Türk edebiyatı

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü, Türk dilinde yazılmış sözlü ve yazılı metinlerdir. Türklerin İslamiyeti kabullerine kadar farklı Türk dil ve alfabeleri kullanılırken, İslamiyetin etkisiyle Farsça ve Arapça kullanılmaya başlanmış, Osmanlı döneminde Türkçe'nin Arap alfabesiyle yazıldığı Osmanlıca eserler verilmiştir. Özellikle saray çevresinde, Fars edebiyatının etkisiyle üretilen bir edebiyat anlayışı ağır basmıştır. Zaten okur-yazarlığın olmadığı ya da oldukça az olduğu halk arasında, sarayın Divan Edebiyatı etkili olamamış, Anadolu'da sözlü gelenek uzun bir süre devam etmiştir. Türkçe, Ural-Altay dil ailesi Altay koluna dahil bir dildir.

Türklerin tarihine paralel olarak Türkçe'nin yayıldığı coğrafi alan çok geniştir. Bugünkü Moğolistan'dan Doğu Avrupa'ya kadar konuşulan Türkçe pek çok lehçe ve şiveye ayrılmaktadır. Tarihi gelişimi içinde Türkçe, VIII-XIII. Asırlar arasında Eski Türkçe, XIII-XX. Asırlar arasında Orta Türkçe, XX asırda yeni Türk Yazı Dilleri ana başlıkları altında üç gurupta incelenmektedir. Türkiye Türkçesi, Orta Türkçenin, Batı Türkçesi kolunun günümüzde kullanılan bölümüdür.

Bugün Türkçe, yaklaşık 250 milyon insan tarafından; Türkiye Türkçesi dünyada 80 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.

Batı Türkçesinin ikinci devri olan Osmanlıca (Osmanlı Yazı Dili) İstanbul'un fethinden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar XV-XX. asırlar arasında devam eden yazı dilidir. İngiltere, Fransa, İspanya gibi memleketler gittikleri yerlere dillerini de götürdükleri halde Türkler bu dil sömürgeciliğinden uzak durmuştur.Eğer Osmanlı Devleti'de gittiği her yere Türkçe'yi de götürseydi bugün Türkçe dünyada en çok konuşulan dillerden biri olacaktı.

Cumhuriyetten sonra 1928'de yapılan Harf İnkılabı ile Arap harfleri terk edilip Latin harflerinin kabulü Türkçe'nin yabancı unsurlardan arındırılmıştır. Türk dili'ni araştırmak ve tabii mecrasında gelişmesine katkıda bulunmak üzere 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur.

Türk Edebiyatı, Türklerin dahil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir:
1- İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı
2- İslamî dönem Türk Edebiyatı
3- Batı etkisindeki Türk Edebiyatı

Türk dilinin ve edebiyatının tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII. Asrın sonlarına ve VIII. Asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlardır. Bunlar arasında yer alan 732'de Kültigin, 735'de Bilge Kağan, 720'de Tonyukuk adına dikilen Orhun Yazıtları gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üsluplarıyla Türk dili ve edebiyatının ve tarihinin şahaserleri arasında yer almaktadır. Bu dönemden günümüze ulaşan Türk destanları arasında Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Göktürk, Uygur, Manas destanları sayılabilir. XIV. asırda yazıya geçirilen "Dede Korkut Kitabı" destan döneminin hatıralarını saklayan, gerek muhteva gerekse dil ve üslup mükemmeliyeti bakımından önem arz eder.

Türk edebiyatının bir yazarı olan Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görülmüştür.

Türk edebiyatı şiir, hikâye, deneme, mizah, eleştiri dallarında eski ve yeni formatlarda dünya dillerine çevrilen eserler üretmektedir. Sözlü edebiyat geleneği, dini edebiyat formunda yaygındır ve en meşhuru kandillerde okunan mevlüddür. Halk edebiyatında dünya kültürüne Nasreddin Hoca tanıtılmış, halk danslarıyla ve seyirlik sanatlarla tarihi kültür yapıları yaşatılmıştır.


Kaynaklar
1.^ Balaban, Ayhan. İskit, Hun ve Göktürklerde Sosyal ve Ekonomik Hayat. T.C. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Çağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. 2006. URL:http://fef.kafkas.edu.tr/sosyb/tde/halk_bilimi/makaleler/kultur_med/kultur_med%20(20).pdf. Erişim tarihi: 11.12.2011. (Archived by WebCite® at http://www.webcitation.org/63rPeTJL1)


ÖM ile soru cevaplamiyoruz! Forum'a yazın cevaplardan herkes yararlansın!

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Benzer Konular...
Cevaplar: 0
Gösterim: 6,096
11-12-2012:21:37
Son Mesaj tarafından Sahin