KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR DiNEN NEDİR? ZEKÂTIN MAHİYETİ, HÜKMÜ VE ZEKÂTA TÂBİ MAL...

ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR DiNEN NEDİR? ZEKÂTIN MAHİYETİ, HÜKMÜ VE ZEKÂTA TÂBİ MAL...

ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR DiNEN NEDİR? ZEKÂTIN MAHİYETİ, HÜKMÜ VE ZEKÂTA TÂBİ MAL...

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:12
#1
ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR DiNEN NEDİR? ZEKÂTIN MAHİYETİ, HÜKMÜ VE  ZEKÂTA TÂBİ MALLAR HANGİLERİDİR? ANLAMAYA CALISMAK.
ZEKÂT NEDİR?  Farz olan Zekât, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Zekâtın farz olması için şartlar; malların nisaba ulaşması yanında nâmî (üreyici/artıcı) olması, sahip olunduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlardan fazla olmasıdır.

Nisap, zekâtla yükümlü olmak için esas alınan zenginlik ölçüsüdür. Bu ölçü, altında 20 miskal (80.18 gr), devede 5, sığırda 30, koyun ve keçide 40 adettir.

Zekâtın kimlere verileceği Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı şekilde açıklanmıştır (Tevbe, 9/60)). Buna göre temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişi diğer şartlar da yerine gelmişse bu mallarının zekâtını vermesi gerekir.  (Kâsânî, Bedâî’, II, 4 vd.).

ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR NE ZAMAN FARZ KILINMIŞTIR? ZEKÂTIN FARZ KILINMASINDAKİ HİKMETLER NELERDİR?
Zekât hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Zekât, Kur’an-ı Kerim’de pek çok âyette namaz (salat) ile birlikte zikredilmiş (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nûr, 24/56);

Kur’an’da namaz ile zekâtın ardı ardına zikredilmesi, toplumların ruhî olgunluğa ulaşmasında bu iki ibadetin rolünü göstermesi bakımından son derece önemlidir. Kur’an-ı Kerim, iyiliğe erişmenin ve muttakî bir mümin olabilmenin en önemli şartlarından birinin zekât vermek olduğunu ifade eder (Bakara, 2/177).

Aynı zamanda zekât kurtuluşa eren müminlerin vasıflarından biridir (Mü’minûn, 23/1, 4).

Bütün bunlara ilaveten zekât vermek, Allah’ın rahmetini celbeden hususlardandır (A’râf, 7/156).

Kısaca zekât, malı temizleyen ve manevi arınmaya vesile olan bir ibadettir (Tevbe, 9/103).

Âyetlerde sıklıkla emredilen zekâtı vermemek müşriklerin vasfı olarak görülmüş ve Kur’an’da bu durum yerilmiştir (Fussilet, 41/6-7).

Zekâtın topluma dönük pek çok fayda ve yararı da vardır. Mesela zekât, maddi gücü olmayan fakir ve muhtaçlarin ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sağlar, zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltır, adaleti sağlar; insanların aralarında sevgi ve yakınlık doğmasına ve sevap kazanmasina ve günahlarımızın bağışlanmasina vesile olur. Bu yönüyle zekât toplumsal kenetlenmeyi artırır. Ayrıca toplumları bencillik ve kin gibi gayri dini ve ahlakî hastalıklardan arındırır. Zekâtın verileceği yerlerin toplumun her katmanındaki insanları kapsaması sosyal dayanışmanın da garantisidir.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:12 #1

ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR DiNEN NEDİR? ZEKÂTIN MAHİYETİ, HÜKMÜ VE  ZEKÂTA TÂBİ MALLAR HANGİLERİDİR? ANLAMAYA CALISMAK.
ZEKÂT NEDİR?  Farz olan Zekât, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Zekâtın farz olması için şartlar; malların nisaba ulaşması yanında nâmî (üreyici/artıcı) olması, sahip olunduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlardan fazla olmasıdır.

Nisap, zekâtla yükümlü olmak için esas alınan zenginlik ölçüsüdür. Bu ölçü, altında 20 miskal (80.18 gr), devede 5, sığırda 30, koyun ve keçide 40 adettir.

Zekâtın kimlere verileceği Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı şekilde açıklanmıştır (Tevbe, 9/60)). Buna göre temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişi diğer şartlar da yerine gelmişse bu mallarının zekâtını vermesi gerekir.  (Kâsânî, Bedâî’, II, 4 vd.).

ZEKÂT VE SADAKA-İ FITIR NE ZAMAN FARZ KILINMIŞTIR? ZEKÂTIN FARZ KILINMASINDAKİ HİKMETLER NELERDİR?
Zekât hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Zekât, Kur’an-ı Kerim’de pek çok âyette namaz (salat) ile birlikte zikredilmiş (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nûr, 24/56);

Kur’an’da namaz ile zekâtın ardı ardına zikredilmesi, toplumların ruhî olgunluğa ulaşmasında bu iki ibadetin rolünü göstermesi bakımından son derece önemlidir. Kur’an-ı Kerim, iyiliğe erişmenin ve muttakî bir mümin olabilmenin en önemli şartlarından birinin zekât vermek olduğunu ifade eder (Bakara, 2/177).

Aynı zamanda zekât kurtuluşa eren müminlerin vasıflarından biridir (Mü’minûn, 23/1, 4).

Bütün bunlara ilaveten zekât vermek, Allah’ın rahmetini celbeden hususlardandır (A’râf, 7/156).

Kısaca zekât, malı temizleyen ve manevi arınmaya vesile olan bir ibadettir (Tevbe, 9/103).

Âyetlerde sıklıkla emredilen zekâtı vermemek müşriklerin vasfı olarak görülmüş ve Kur’an’da bu durum yerilmiştir (Fussilet, 41/6-7).

Zekâtın topluma dönük pek çok fayda ve yararı da vardır. Mesela zekât, maddi gücü olmayan fakir ve muhtaçlarin ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sağlar, zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltır, adaleti sağlar; insanların aralarında sevgi ve yakınlık doğmasına ve sevap kazanmasina ve günahlarımızın bağışlanmasina vesile olur. Bu yönüyle zekât toplumsal kenetlenmeyi artırır. Ayrıca toplumları bencillik ve kin gibi gayri dini ve ahlakî hastalıklardan arındırır. Zekâtın verileceği yerlerin toplumun her katmanındaki insanları kapsaması sosyal dayanışmanın da garantisidir.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi