KÜLTÜR & TARİH & SANAT TARİH & KÜLTÜR 1612’de Osmanlı Devleti İle Hollanda Arasında Yapılan Kapitülasyon Andlaşması

1612’de Osmanlı Devleti İle Hollanda Arasında Yapılan Kapitülasyon Andlaşması

1612’de Osmanlı Devleti İle Hollanda Arasında Yapılan Kapitülasyon Andlaşması

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
xturk
Aktif Üye
38
25-12-2012:14:59
#1
Tarih - 1612’de Osmanlı Devleti İle Hollanda Cumhuriyeti Arasında Yapılan Kapitülasyon Andlaşması / Kadızade ABDULLAH


[Resim: kyenst.jpg]

 Kapitülasyon  Andlaşması 
Nederland vilayetlerine bağlı olan Gelderland, Holland, Zeeland, Utrecht, Friesland, Overijsel, Groningen ve Groningerland, ve bunun yanında doğu Hindistan’ın vilayetlerine tabi birçok memleketin Staaten Generaal’ları ve hakimleri -akibetleri hayırlı olsun- tarafından sadakatle mühürlenen mektuplarıyla birlikte Hırıstiyan milletinin ileri gelenlerinden olan muteber elçileri Cornelis Haga -itaati artsın- huzurumuza geldi. Mektupları incelendiğinde nihai gayelerinin ihlas ve samimiyetlerini arz etmek olduğu anlaşılmaktadır. Yine mektuplarından anlaşılmaktadır ki harbî vilayetlerin gemilerinde olan müslüman esirleri aileleriyle birlikte kurtararak vilayetlerine göndermişler ve memleketimize ait gemilere ve insanlara uzun bir zamandan beri tecavüzde bulunmamışlardır. Bu dostane davranışlarının neticesi olarak -yüksek eşiğimizle Fransa ve Ingiltere arasındaki dostlukta olduğu gibi- kendi tüccarlarının, adamlarının ve tercümanlarının memleketimize emniyet içerisinde malları ile birlikte gelip ticaret etmelerine izin verilmesini ve zikredilen ülkelere verilen anlaşmanın bir benzerinin de kendilerine verilmesini istedikleri bilgimize sunulduğunda istekleri tarafımızdan uygun görülmüştür. Elçileri Cornelis Haga ise makamımıza yüz sürerek diğer elçiler gibi eşiğimizde elçilik hizmetine tayin edilmiş ve ülkemizdeki iskelelere konsoloslar tayin etmeye yetkili kılınmıştır.

Nederland vilayetlerine bağlı zikredilen vilayetlerin ve onlara bağlı olan yerlerin tüccarlarının memleketimize gelip-gidip alış veriş yapmalarına müsade edilmiştir. Söz konusu tüccarların getirdikleri altın ve paralardan gümrük vergisi alınmayacaktır. Beylerbeyiler, kadılar, deftardarlar, darphane eminleri ve nazırları bu konuda kendilerine müdahale etmesinler ve zorluk çıkarmasınlar. Nederlan tüccarları ticaret maksadıyla harbî gemilerde bulunurken yakalanmaları halinde, korsanlık gibi zaralı faaliyetlerde bulunmadıkları müddetçe esir edilerek mallarına el konulmasın.

Zamanın Fransız Kralı, Osmanlı ülkesinden ihracı yasak olan pamuk, pamuk ipliği ve deri ihracı için müsade istediğinde merhum ceddim Sultan Selim Han -aleyhi rahmet-i vel rıdvân- Fransızların çok eskiden beri bizimle dostane ilişkiler içerisinde olduklarını ve dostluğa aykırı herhangi bir davranışları olmadığını dikkate alarak bu taleplerini kabul etmişti. Daha sonraları ihlas ve sadakatları nedeniyle -merhûm ve mağfûrulleh hüdâvendîgâr- babam (Sultan Mehmed Han) zamanında ücreti mukabilinde balmumu ve deri almalarına engel olunmamasını buyurmuştur. Ben de onların verdiği bu kararlara aynen katılıyorum. Hollandalılar da Fransızlar gibi ihlas ve sadâkatlerini sunduklarından bütün istedikleri kabul edilmiş ve onların da pamuk, pamuk ipliği, balmumu ve deri almalarına müsade edilmiştir

Hollanda bandralı gemilerin hava şartlarının elverişsiz olması nedeniyle kendi ülkelerine gidememeleri ve bu taraflara gelememeleri durumunda memleketimize ait limanlarda ve iskelelerde yatıp kendi hallerinde alış veriş etmelerine kimse mani olmasın. Hollandalılar’ın kendi aralalarındaki dava ve husumetleri elçileri ve konsolosları tarafından kendi kanunlarına göre karara bağlansın, kadılardan ve zabitlerden hiçkimse bu davalara müdahale etmesin. Konsoloslar dava edildiklerinde, davacılar konsoloslar tarafından hapsedilerek evleri mühürlenmesin. Konsolosların ve tercümanların taraf oldukları davalar Istanbul’da karara bağlanacaktır.

Yukarıda zikredilen maddelerin aksine bir emri şerif ibraz olunur ise bu emrin anlaşma tarihinin öncesinde veya sonrasında verildiğine bakılmaksızın anlaşmanın hükümlerine uygun olarak hareket edilecektir.

Hollandalılar’dan birisi öldüğü zaman beytülmalcılar anlaşmaya aykırı olarak, mirasına “sahipsiz maldır” diyerek müdahalede bulunmasınlar. Kassamlar ve kadılar Hollandalılar’dan resm-i kısmet talep etmesinler. Elçileri ve konsolosları şimdiye kadar olduğu gibi tercümanlıkta ve yasakçılıkta istedikleri kimseleri istihdam etsinler, yeniçerilerden ve başkalarından istemedikleri kimseler hizmetlerine karışmasınlar. Oturdukları evlerinde kendilerinin ve adamlarının ihtiyaçlarına yetecek kadar şarap üretmelerine kimse engel olmasın ve yeniçerilerden ve başka kimselerden her kim olursa olsun bundan dolayı kendilerinden hiçbir şey istemesin ve zorla alarak zulüm etmesinler.

Hollandalılar kendi ülkele-rinden getirdikleri ve Osmanlı ülkesin-den alıp götürdükleri mallar için Halep, Iskenderiye ve benzeri diğer yerlerde yüzde üç gümrük vergisi vereceklerdir. Hollanda bandralı gemilere yüklenile-rek getirilen ve götürülen mallar Hollandalı tüccarlara ait olmasalar bile bunlardan alınacak elçilik ve konsolos-luk hakkı Nederland Staaten Gene-raal’ının belirlediği şekilde Hollanda elçisine ve konsolosuna verilecektir. Hollanda gemilerinden iskeleye çıkarılmayıp başka bir iskelede satılmak üzere gemilerde bırakılan mallardan gümrük vergisi talep edilmeyecek ve bu malları başka bir iskeleye alıp gitmelerine mani olunmayacaktır. Kanunlara aykırı olarak sonradan çıkarılan kassabiyye, reft, bâc, yasakkulu gibi vergiler Hollandalılar’dan talep edilmeyip gemileri iskeleyi terk ederken kendilerinden selâmetlik vergisi olarak üç yüz akçeden fazla istenmeyecektir.

Cezair-i Garb korsanları Hollanda limanlarına vardıklarında barut, kurşun, yelken vesair aletleri almalarına izin verilecek ve korsanlar da Hollandalı tüccarlara rastladıklarında esir eylemeyip, mallarını yağmalamayacaklardır. Bu hususa rızayı şerifim yoktur. Şayet korsanlar Hollandalılar’dan esir alırlar ise derhal serbest bırakılıp malları eksiksiz olarak iade edilsin. Eğer korsanlar yinede tecavüzde bulunurlarsa Hollandalılar bu hususu mektuplarıyla bize bildirsinler ki olay hangi beylerbeyi zamanında meydana gelmişse o beylerbeyi azl edilip yağmalanan malları ona tazmin ettirilsin ve esir serbest bırakılsın. Korsanlar emrime itaat etmedikleri halde Hollanda’ya gittiklerinde Hollandalılar onları kalelerine ve limanlarına kabul etmeyip zorluk çıkardıklarında bu durum anlaşmaya zarar vermeyecektir.

Memleketimizde görev yapmakta olan beylerbeyiler, beyler, kadılar ve iskele eminlerine ahkâm-ı şerif gönderilerek şu kararımız kendilerine bildirildi:

Hollandalılar’dan yukarıda zikredilen dostane ilişkilere zarar verecek bir hareket sadır olmadığı müddetçe bu tarafta da gerek deniz yoluyla gelen gemilerindeki adamlarına ve mallarına asla bir ferd müdahalede bulunmayıp kendi hallerinde ticaretleriyle meşgul olmalarına mani olunmasın. Daha önceleri esir edilen Hollandalılar azad edilerek bedelleri kimden satınalındılarsa onlardan geri alınsın. Hollandalılar müslümanlara ait gemilerden kendi istedikleriyle zahire alıp harbî vilayetlere götürmedikleri müddetçe müslüman gemiciler tarafından gemilerine ve mallarına el konulup içindeki insanlar esir edilmesin. Bu şekilde esir edilen Hollandalılar azad edilerek malları iade edilsin. Hollanda gemilerinde harbî tüccara ait meta bulunması halinde meta harbînindir bahanesiyle hiç kimse müdahalede bulunmasın. Ülkemize veya başka ülkelere gelirken veya giderken her ne şekilde olursa olsun esir edilen Hollandalılar azad edilsin-ler. Memleketimize gelip gitmekte Hollanda gemileri fırtınaya tutulmaları ve yardıma ihtiyaç duymaları halinde gerek devlete ait gemiler gerekse diğerleri gerekli yardımı yapmak zorundadırlar. Böyle bir durumda paralarıyla ihtiyaçlarını karşılama-larına kimse engel olmasın. Hollandalı tüccarlar, tercümanlar ve adamları kara veya deniz yoluyla ülkemize gelip alış veriş yapıp adet ve kanuna uygun olarak vergilerini verdikten sonra gelişte ve gidişte kaptanlardan, deryada yürüyen reislerden, asker halkından ve diğer kimselerden hiç kimse kendilerine zorluk çıkarmasın ve kadılar müdaha-lede bulunmasın. Eğer şiddetli rüzgâr nedeniyle gemileri karaya oturursa beyler, kadılar ve diğerleri yardım etsinler ve kurtulan eşyaları kendi-lerine geri verilip beytülmalcılar müdahalede bulunmasınlar.

Hollandalılar’dan birinin borçlu olması halinde borç sadece borçludan talep edilecek ve ona kefil olmayan diğerlerinden talep edilmeyecektir. Hollandalılar’dan birinin ölmesi halinde mirası vasiyetine uygun olarak dağıtılacak, şayet vasiyetsiz ölürse mirasına konsolosları tarafından tasarrufta bulunulmasına kimse müdahale etmeyecektir. Hollandalı tüccarlar, konsolosları ve tercümanları ülkemizde alış veriş, ticaret ve kefalet işlerini ve benzeri şer-î işlemlerini kadıya giderek sicile kaydettirsinler veya hüccet alsınlar ki anlaşmazlık vukûunda belgeler dikkate alınarak gereği yapılsın. Bu belgelerden herhangi birinin bulunmadığı durumlarda, davanın sadece çıkar sağlamak gayesiyle açıldığı anlaşılacağından davaları reddedilecektir. Bunun gibi bazı kimselerin hakarete uğradığı iddiasıyla iftira atarak sadece çıkar sağlamak gayesiyle açtığı davalar da reddedilecektir. Hollandalılar’dan herhangi bir kişi borçlu iken veya zanlı olduğu halde kaçarak ortalıktan kaybolması durumunda ona kefil olmayan kimseler tutuklanmayacaktır.


______________________________________________________________

*Sadeleştirme, Alexander H.de Groot, The Ottoman Empire And The Dutch Republic, A History Of The Earliest Diplomatic Relations 1610-1630, Nederlands Historisch-Archaeologisch Instituut, Leiden/Istanbul 1978 sf. 233-246’daki ilgili andlaşmanın transkribe edilmiş metni esas alınarak yapılmıştır. Andlaşmanın giriş kısmı çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Alinti.
xturk
25-12-2012:14:59 #1

Tarih - 1612’de Osmanlı Devleti İle Hollanda Cumhuriyeti Arasında Yapılan Kapitülasyon Andlaşması / Kadızade ABDULLAH


[Resim: kyenst.jpg]

 Kapitülasyon  Andlaşması 
Nederland vilayetlerine bağlı olan Gelderland, Holland, Zeeland, Utrecht, Friesland, Overijsel, Groningen ve Groningerland, ve bunun yanında doğu Hindistan’ın vilayetlerine tabi birçok memleketin Staaten Generaal’ları ve hakimleri -akibetleri hayırlı olsun- tarafından sadakatle mühürlenen mektuplarıyla birlikte Hırıstiyan milletinin ileri gelenlerinden olan muteber elçileri Cornelis Haga -itaati artsın- huzurumuza geldi. Mektupları incelendiğinde nihai gayelerinin ihlas ve samimiyetlerini arz etmek olduğu anlaşılmaktadır. Yine mektuplarından anlaşılmaktadır ki harbî vilayetlerin gemilerinde olan müslüman esirleri aileleriyle birlikte kurtararak vilayetlerine göndermişler ve memleketimize ait gemilere ve insanlara uzun bir zamandan beri tecavüzde bulunmamışlardır. Bu dostane davranışlarının neticesi olarak -yüksek eşiğimizle Fransa ve Ingiltere arasındaki dostlukta olduğu gibi- kendi tüccarlarının, adamlarının ve tercümanlarının memleketimize emniyet içerisinde malları ile birlikte gelip ticaret etmelerine izin verilmesini ve zikredilen ülkelere verilen anlaşmanın bir benzerinin de kendilerine verilmesini istedikleri bilgimize sunulduğunda istekleri tarafımızdan uygun görülmüştür. Elçileri Cornelis Haga ise makamımıza yüz sürerek diğer elçiler gibi eşiğimizde elçilik hizmetine tayin edilmiş ve ülkemizdeki iskelelere konsoloslar tayin etmeye yetkili kılınmıştır.

Nederland vilayetlerine bağlı zikredilen vilayetlerin ve onlara bağlı olan yerlerin tüccarlarının memleketimize gelip-gidip alış veriş yapmalarına müsade edilmiştir. Söz konusu tüccarların getirdikleri altın ve paralardan gümrük vergisi alınmayacaktır. Beylerbeyiler, kadılar, deftardarlar, darphane eminleri ve nazırları bu konuda kendilerine müdahale etmesinler ve zorluk çıkarmasınlar. Nederlan tüccarları ticaret maksadıyla harbî gemilerde bulunurken yakalanmaları halinde, korsanlık gibi zaralı faaliyetlerde bulunmadıkları müddetçe esir edilerek mallarına el konulmasın.

Zamanın Fransız Kralı, Osmanlı ülkesinden ihracı yasak olan pamuk, pamuk ipliği ve deri ihracı için müsade istediğinde merhum ceddim Sultan Selim Han -aleyhi rahmet-i vel rıdvân- Fransızların çok eskiden beri bizimle dostane ilişkiler içerisinde olduklarını ve dostluğa aykırı herhangi bir davranışları olmadığını dikkate alarak bu taleplerini kabul etmişti. Daha sonraları ihlas ve sadakatları nedeniyle -merhûm ve mağfûrulleh hüdâvendîgâr- babam (Sultan Mehmed Han) zamanında ücreti mukabilinde balmumu ve deri almalarına engel olunmamasını buyurmuştur. Ben de onların verdiği bu kararlara aynen katılıyorum. Hollandalılar da Fransızlar gibi ihlas ve sadâkatlerini sunduklarından bütün istedikleri kabul edilmiş ve onların da pamuk, pamuk ipliği, balmumu ve deri almalarına müsade edilmiştir

Hollanda bandralı gemilerin hava şartlarının elverişsiz olması nedeniyle kendi ülkelerine gidememeleri ve bu taraflara gelememeleri durumunda memleketimize ait limanlarda ve iskelelerde yatıp kendi hallerinde alış veriş etmelerine kimse mani olmasın. Hollandalılar’ın kendi aralalarındaki dava ve husumetleri elçileri ve konsolosları tarafından kendi kanunlarına göre karara bağlansın, kadılardan ve zabitlerden hiçkimse bu davalara müdahale etmesin. Konsoloslar dava edildiklerinde, davacılar konsoloslar tarafından hapsedilerek evleri mühürlenmesin. Konsolosların ve tercümanların taraf oldukları davalar Istanbul’da karara bağlanacaktır.

Yukarıda zikredilen maddelerin aksine bir emri şerif ibraz olunur ise bu emrin anlaşma tarihinin öncesinde veya sonrasında verildiğine bakılmaksızın anlaşmanın hükümlerine uygun olarak hareket edilecektir.

Hollandalılar’dan birisi öldüğü zaman beytülmalcılar anlaşmaya aykırı olarak, mirasına “sahipsiz maldır” diyerek müdahalede bulunmasınlar. Kassamlar ve kadılar Hollandalılar’dan resm-i kısmet talep etmesinler. Elçileri ve konsolosları şimdiye kadar olduğu gibi tercümanlıkta ve yasakçılıkta istedikleri kimseleri istihdam etsinler, yeniçerilerden ve başkalarından istemedikleri kimseler hizmetlerine karışmasınlar. Oturdukları evlerinde kendilerinin ve adamlarının ihtiyaçlarına yetecek kadar şarap üretmelerine kimse engel olmasın ve yeniçerilerden ve başka kimselerden her kim olursa olsun bundan dolayı kendilerinden hiçbir şey istemesin ve zorla alarak zulüm etmesinler.

Hollandalılar kendi ülkele-rinden getirdikleri ve Osmanlı ülkesin-den alıp götürdükleri mallar için Halep, Iskenderiye ve benzeri diğer yerlerde yüzde üç gümrük vergisi vereceklerdir. Hollanda bandralı gemilere yüklenile-rek getirilen ve götürülen mallar Hollandalı tüccarlara ait olmasalar bile bunlardan alınacak elçilik ve konsolos-luk hakkı Nederland Staaten Gene-raal’ının belirlediği şekilde Hollanda elçisine ve konsolosuna verilecektir. Hollanda gemilerinden iskeleye çıkarılmayıp başka bir iskelede satılmak üzere gemilerde bırakılan mallardan gümrük vergisi talep edilmeyecek ve bu malları başka bir iskeleye alıp gitmelerine mani olunmayacaktır. Kanunlara aykırı olarak sonradan çıkarılan kassabiyye, reft, bâc, yasakkulu gibi vergiler Hollandalılar’dan talep edilmeyip gemileri iskeleyi terk ederken kendilerinden selâmetlik vergisi olarak üç yüz akçeden fazla istenmeyecektir.

Cezair-i Garb korsanları Hollanda limanlarına vardıklarında barut, kurşun, yelken vesair aletleri almalarına izin verilecek ve korsanlar da Hollandalı tüccarlara rastladıklarında esir eylemeyip, mallarını yağmalamayacaklardır. Bu hususa rızayı şerifim yoktur. Şayet korsanlar Hollandalılar’dan esir alırlar ise derhal serbest bırakılıp malları eksiksiz olarak iade edilsin. Eğer korsanlar yinede tecavüzde bulunurlarsa Hollandalılar bu hususu mektuplarıyla bize bildirsinler ki olay hangi beylerbeyi zamanında meydana gelmişse o beylerbeyi azl edilip yağmalanan malları ona tazmin ettirilsin ve esir serbest bırakılsın. Korsanlar emrime itaat etmedikleri halde Hollanda’ya gittiklerinde Hollandalılar onları kalelerine ve limanlarına kabul etmeyip zorluk çıkardıklarında bu durum anlaşmaya zarar vermeyecektir.

Memleketimizde görev yapmakta olan beylerbeyiler, beyler, kadılar ve iskele eminlerine ahkâm-ı şerif gönderilerek şu kararımız kendilerine bildirildi:

Hollandalılar’dan yukarıda zikredilen dostane ilişkilere zarar verecek bir hareket sadır olmadığı müddetçe bu tarafta da gerek deniz yoluyla gelen gemilerindeki adamlarına ve mallarına asla bir ferd müdahalede bulunmayıp kendi hallerinde ticaretleriyle meşgul olmalarına mani olunmasın. Daha önceleri esir edilen Hollandalılar azad edilerek bedelleri kimden satınalındılarsa onlardan geri alınsın. Hollandalılar müslümanlara ait gemilerden kendi istedikleriyle zahire alıp harbî vilayetlere götürmedikleri müddetçe müslüman gemiciler tarafından gemilerine ve mallarına el konulup içindeki insanlar esir edilmesin. Bu şekilde esir edilen Hollandalılar azad edilerek malları iade edilsin. Hollanda gemilerinde harbî tüccara ait meta bulunması halinde meta harbînindir bahanesiyle hiç kimse müdahalede bulunmasın. Ülkemize veya başka ülkelere gelirken veya giderken her ne şekilde olursa olsun esir edilen Hollandalılar azad edilsin-ler. Memleketimize gelip gitmekte Hollanda gemileri fırtınaya tutulmaları ve yardıma ihtiyaç duymaları halinde gerek devlete ait gemiler gerekse diğerleri gerekli yardımı yapmak zorundadırlar. Böyle bir durumda paralarıyla ihtiyaçlarını karşılama-larına kimse engel olmasın. Hollandalı tüccarlar, tercümanlar ve adamları kara veya deniz yoluyla ülkemize gelip alış veriş yapıp adet ve kanuna uygun olarak vergilerini verdikten sonra gelişte ve gidişte kaptanlardan, deryada yürüyen reislerden, asker halkından ve diğer kimselerden hiç kimse kendilerine zorluk çıkarmasın ve kadılar müdaha-lede bulunmasın. Eğer şiddetli rüzgâr nedeniyle gemileri karaya oturursa beyler, kadılar ve diğerleri yardım etsinler ve kurtulan eşyaları kendi-lerine geri verilip beytülmalcılar müdahalede bulunmasınlar.

Hollandalılar’dan birinin borçlu olması halinde borç sadece borçludan talep edilecek ve ona kefil olmayan diğerlerinden talep edilmeyecektir. Hollandalılar’dan birinin ölmesi halinde mirası vasiyetine uygun olarak dağıtılacak, şayet vasiyetsiz ölürse mirasına konsolosları tarafından tasarrufta bulunulmasına kimse müdahale etmeyecektir. Hollandalı tüccarlar, konsolosları ve tercümanları ülkemizde alış veriş, ticaret ve kefalet işlerini ve benzeri şer-î işlemlerini kadıya giderek sicile kaydettirsinler veya hüccet alsınlar ki anlaşmazlık vukûunda belgeler dikkate alınarak gereği yapılsın. Bu belgelerden herhangi birinin bulunmadığı durumlarda, davanın sadece çıkar sağlamak gayesiyle açıldığı anlaşılacağından davaları reddedilecektir. Bunun gibi bazı kimselerin hakarete uğradığı iddiasıyla iftira atarak sadece çıkar sağlamak gayesiyle açtığı davalar da reddedilecektir. Hollandalılar’dan herhangi bir kişi borçlu iken veya zanlı olduğu halde kaçarak ortalıktan kaybolması durumunda ona kefil olmayan kimseler tutuklanmayacaktır.


______________________________________________________________

*Sadeleştirme, Alexander H.de Groot, The Ottoman Empire And The Dutch Republic, A History Of The Earliest Diplomatic Relations 1610-1630, Nederlands Historisch-Archaeologisch Instituut, Leiden/Istanbul 1978 sf. 233-246’daki ilgili andlaşmanın transkribe edilmiş metni esas alınarak yapılmıştır. Andlaşmanın giriş kısmı çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Alinti.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi