KONU ÖTESİ « ÖTEKİ KONULAR METAFİZİK ARAŞTIRMALAR KUR’AN-I KERİM’E GÖRE MAHŞERDE KENDİSİNİ SUÇLAYAN İNSANLARA ŞEYTANIN CEVAPLARI:

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE MAHŞERDE KENDİSİNİ SUÇLAYAN İNSANLARA ŞEYTANIN CEVAPLARI:

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE MAHŞERDE KENDİSİNİ SUÇLAYAN İNSANLARA ŞEYTANIN CEVAPLARI:

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
 
138
21-04-2020:05:31
#1
KUR’AN-I KERİM’E GÖRE MAHŞERDE KENDİSİNİ SUÇLAYAN İNSANLARA ŞEYTANIN VERECEĞİ CEVAPLAR:
Şeytan’in insana duyduğu hırs öfke ve kıskançlıktan dolayı yanıp tutuşan ve bu yüzden kıyamete kadar âdemoğlunu saptırmayı ve azdırmayı kendisine bir iş ve görev olarak seçen şeytan, mahşerde hesap gününde insanların, kendilerinin sapmalarına ve azmalarına sebep olarak kendisini göstermeleri üzerine bunu kabul etmeyecektir.

Bu sahne Kur’an-ı Kerim’de tüm canlılığıyla şöyle anlatılmaktadır: 
-“İş bitirilince şeytan da diyecek ki: ‘ Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim.’ Şüphesiz zalimlere elem dolu bir azap vardır.”  - İbrahim, 14/22 -

Ademoğlu’nu yanlışa ve harama sevk eden şeytan onun bütün dengelerini alt üst etmekte ve gerçeğin çehresini değiştirmektedir. Ademoğlu’nun yanlışı fark edememesi bu şekilde başlar ve bu gidiş sapma ve mahşerde hüsran ve felaketle noktalanır. İşte tam da bu anda insan, ayette olduğu gibi şeytanın kahredici alayıyla karşılaşacaktır. 

Şeytanın kendisine tabi olanlara vereceği tek şey, onları yapayalnız ve yardımcısız bırakmak olacaktır. Bu acı akıbetin Kur’an-ı Kerim’deki ismi  “hizlân”dır. Hizlânın lügat manası ise “Allah’ın, kendi buyruklarına karşı gelen insanlardan yardımını kesmesi, onları yapayalnız ve yardımcısız bırakması” , onları nefislerine terk etmesi, nefisleriyle baş başa bırakması,  razı olacağı şeylerde onları muvaffak kılmayıp yardımını kesmesi  anlamına gelmektedir. 

Bu nedenle mahşerde insanı kahreden bu diyalogdan sonra şeytan da kendisine uyanlarla birlikte aynı akıbeti paylaşacaktır. Ancak bu durum insanın acısını hafifletmeye yetmeyecektir. Çünkü dünyadayken ortak olunan acılar paylaşıldıkça hafifler. Ahirette ise herkesin tek tek kendisinin şahsen hak ettiği cezayı çekmesi murat edildiği için şeytanında aynı akıbeti paylaşması, çekilen cezaya bu manada ortak olması, âdemoğlunun acısını hafifletmeyecek ve ona hiçbir faydası olmayacaktır.  Mahşerde tam da bu anda insan, İbrahim, 14/22. ayette olduğu gibi şeytanın kahredici alayı, aldatması ve hüsranla karşılaşacaktır.
DoğaötesiAraştırman
21-04-2020:05:31 #1

KUR’AN-I KERİM’E GÖRE MAHŞERDE KENDİSİNİ SUÇLAYAN İNSANLARA ŞEYTANIN VERECEĞİ CEVAPLAR:
Şeytan’in insana duyduğu hırs öfke ve kıskançlıktan dolayı yanıp tutuşan ve bu yüzden kıyamete kadar âdemoğlunu saptırmayı ve azdırmayı kendisine bir iş ve görev olarak seçen şeytan, mahşerde hesap gününde insanların, kendilerinin sapmalarına ve azmalarına sebep olarak kendisini göstermeleri üzerine bunu kabul etmeyecektir.

Bu sahne Kur’an-ı Kerim’de tüm canlılığıyla şöyle anlatılmaktadır: 
-“İş bitirilince şeytan da diyecek ki: ‘ Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim.’ Şüphesiz zalimlere elem dolu bir azap vardır.”  - İbrahim, 14/22 -

Ademoğlu’nu yanlışa ve harama sevk eden şeytan onun bütün dengelerini alt üst etmekte ve gerçeğin çehresini değiştirmektedir. Ademoğlu’nun yanlışı fark edememesi bu şekilde başlar ve bu gidiş sapma ve mahşerde hüsran ve felaketle noktalanır. İşte tam da bu anda insan, ayette olduğu gibi şeytanın kahredici alayıyla karşılaşacaktır. 

Şeytanın kendisine tabi olanlara vereceği tek şey, onları yapayalnız ve yardımcısız bırakmak olacaktır. Bu acı akıbetin Kur’an-ı Kerim’deki ismi  “hizlân”dır. Hizlânın lügat manası ise “Allah’ın, kendi buyruklarına karşı gelen insanlardan yardımını kesmesi, onları yapayalnız ve yardımcısız bırakması” , onları nefislerine terk etmesi, nefisleriyle baş başa bırakması,  razı olacağı şeylerde onları muvaffak kılmayıp yardımını kesmesi  anlamına gelmektedir. 

Bu nedenle mahşerde insanı kahreden bu diyalogdan sonra şeytan da kendisine uyanlarla birlikte aynı akıbeti paylaşacaktır. Ancak bu durum insanın acısını hafifletmeye yetmeyecektir. Çünkü dünyadayken ortak olunan acılar paylaşıldıkça hafifler. Ahirette ise herkesin tek tek kendisinin şahsen hak ettiği cezayı çekmesi murat edildiği için şeytanında aynı akıbeti paylaşması, çekilen cezaya bu manada ortak olması, âdemoğlunun acısını hafifletmeyecek ve ona hiçbir faydası olmayacaktır.  Mahşerde tam da bu anda insan, İbrahim, 14/22. ayette olduğu gibi şeytanın kahredici alayı, aldatması ve hüsranla karşılaşacaktır.

 
  • 0 Oy - 0 Ortalama
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi
Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar):
 1 Ziyaretçi